Tokyo'daki Birleşmiş Milletler Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, COVID-19 salgının küresel çapta neden olduğu olumsuz ekonomik gelişmeler dünya genelindeki yoksulluğun artmasına neden olabilir. Yapılan araştırma sonucunda, özellikle Asya-Pasifik ülkelerinde yoksullaşmaya karşı yürütülen mücadelede elde edilen kazanımları salgının tehdit ettiğini belirtildi. Araştırmada, ortaya çıkacak yeni yoksulların yarısının da Asya-Pasifik ülkelerinde yaşayan insanlar olacağı tahmininde bulunuldu.

Araştırmayı yapan uzmanlar, henüz sonuçları tam olarak kestirilemeyen korona pandemisinin neden olacağı hasarın boyutuna göre, yoksulluk içinde yaşayan insan sayısının 98 milyon ile 219 milyon arası artabileceği tehlikesine dikkat çekti. Hatta salgının beklenenden daha kötü ve kalıcı olumsuz ekonomik sonuçlara yol açması halinde bu rakamın 500 milyona bile ulaşmasının muhtemel olduğu öngörüsünde bulunuluyor.

Dünya Bankası’nın 2018 yılında yaptırdığı bir araştırma da yeryüzünde 783 milyon insanın aşırı derecede yoksulluk içinde yaşamak zorunda olduğunu ortaya koymuştu. Söz konusu 783 milyonun yüzde 42'sini Asya ülkelerindeki yoksulların oluşturduğu belirtiliyor.

Turizmin durma noktasına geldiği Tayland’da da durumun giderek kötüleştiği bildiriliyor. Ekonomi ve Bankalar Birliği’nin bu hafta açıkladığı tahminlere göre, COVID-19 salgını nedeniyle ülkede Haziran ayına kadar işsiz sayısının 7 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Söz konusu 7 milyondan 6 milyonunun toplumun en dar gelirli kesimi olacağı endişesi paylaşılıyor. Tayland’da ülkenin önemli gelirleri arasında yer alan turizm ile tarım sektörü koronavirüs salgının olumsuz etkileri nedeniyle sarsıldı. Buna paralel olarak temel gıda maddesi olan pirincin fiyatında da rekor artış kaydedildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) da sadece Hindistan'da kayıt dışı ekonomide gündelik çalışan 400 milyon insanın koronavirüs salgını yüzünden daha da yoksullaşabileceğini açıkladı.

Tekstil üretiminin yoğun olduğu Bangladeş’te ise onbinlerce işçinin aniden işsiz kaldığı belirtiliyor. Yaklaşık 30 milyar dolarlık tekstil sektörü fakir bir ülke olan Bangladeş’te ekonominin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor.

Dünya çapında 133 ülkede faaliyet gösteren SOS Çocuk Köyü kuruluşu da, özellikle gelişmekte olan ülkelerde koronavirüs pandemisinin kaybedenlerinin kız çocukları ile kadınlar olabileceği tehlikesine dikkat çekti. Kuruluştan yapılan açıklamada, "Eğer şimdi dikkatli olmazsak, onlarca yıldır yürütülen çabalar ve ulaşılan sonuçlar sıfırlanabilir ve mevcut adaletsizlikler daha da artabilir" ifadesine yer verildi.

Kız çocuklarının zorla evlendirilmesi veya eğitimden mahrumiyetinin söz konusu olduğu belirtilirken, ev işleri veya kardeşlerine bakmak üzere temel haklarından mahrum kalabileceği uyarısı yapıldı. Ailelerin ekonomik zorluklar yaşaması halında ilk gözden çıkardıklarının kız çocukları olduğuna dikkat çeken SOS Çocuk Köyü kuruluşu, benzer olumsuz tecrübelerin geçen yıllarda Afrika’da yaşanan ebola salgınında görüldüğünü hatırlatarak, "Çocukların geleceği paramparça olabilir" uyarısında bulundu.