Vergi hukuku uzmanı Ali Demir, Koza-İpek Grubu'na yapılana "kayyum atama" denilemeyeceğini söyledi. Kayyuma ancak iflas durumunda, uzun inceleme sürecinden sonra mahkemece karar verilebileceğini vurgulayan vergi hukuku uzmanı Ali Demir, "Buna kayyum denemez, kıyım denir. Yapılan Nazilerin Yahudi mallarına el koymasına benziyor." dedi.
Köln'de Keupstrasse Esnaflar Birliği'nin (IG Keupstraße) kurucusu vergi ve muhasebe uzmanı Ali Demir, Almanya ve demokratik ülkelerde kayyumun nasıl atandığını anlattı. Demir, "Bir şirket iflas ediyorsa Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurur. Mahkeme tüm bilançoları inceler. İnceleme en az bir ay sürer. Almanya'da devletin 'A şirketi çökmüştür, ben ona el koyuyorum' demesi gibi bir şey olamaz. Batılı demokratik sistemlerde böyle bir şey mümkün değildir." açıklamasını yaptı.
Şirket vergi borcunu ödeyemiyorsa, vergi idaresinin söz konusu şirketin banka hesaplarını donduracağını bildiren Demir, "Yani hesaba giriş çıkışları yasaklar, ama el koyamaz. Ya da şirket çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini ödeyemiyorsa yine hesabı dondurabilir." dedi.
NAZİLERİN YAHUDİ MALLARINA EL KOYMASINA BENZİYOR!
"Koza-İpek'e atanana 'kayyum' diyemeyiz, 'kıyım' diyebiliriz. Mahkemenin incelemesi ve kararı olmadan el koymak demokratik sistemlerde olmaz. Ancak ve ancak anti demokratik sistemlerde olur. Daha önce, 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'da Nazilerin Yahudi kökenlilerin mal varlığına el koyması gibi bir şey oluyor. Bu korkunç bir şey." diyen Demir, Türkiye'deki gidişatın ürkütücü olduğunu vurguladı. Demir, şöyle devam etti:
"Can güvenliği kalmadığı gibi, mal güvenliği, ekonomik güvenlik de yok. Bugün şirketlere el koyarlar, yarın da özel kişilerin hesaplarına el konulur. Özel kişilerin arazilerine el konulur. Bu çok korkunç bir şey." Bunun ne dünyada, ne Türkiye toplumunda kabul göreceğini dile getiren Demir, "Ülkemizde sağduyulu vatandaşlar bunu kabul edemezler." şeklinde konuştu.
BÖYLE KAYYUM ATANMAZ, BU NE HUKUKİ, NE DE AHLAKİ
Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz da kayyumun iflasa giden şirketler için atandığına dikkat çekti. Yılmaz, "Almanya'dan bildiğimiz, 22 şirkete birden değil de, şirketin birinde sıkıntı varsa ona kayyum atarsınız. Almanya'da kayyum atama sadece iflas davası açılırsa, mahkemenin kararıyla devlet oraya kayyum atayabilir. Koza-İpek'te iflasın söz konusu olmadığını görüyoruz." dedi. üstelik devletin tarafsız kişileri ataması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Mahkeme kararıyla kayyum atanırken de devlet tarafsız uzman kişiler atar. Onlar da şirketle ilgili planlar yapar, mahkemeye sunar, kamuoyu ile de paylaşır. Koza-İpek'e ise AK Parti Milletvekili adayı kayyum atanmış. Rakip gazetelerden insanlar atanmış. Bunlar apaçık hukuki ve ahlaki değil bence, siyasi bir mesele olduğu görülüyor. Tehlikeli bir gidişat." açıklamasında bulundu.
HUKUKSUZ GİDİŞAT ÜLKE EKONOMİSİNİ FELAKETE SÜRÜKLÜYOR
"Türkiye'de artık demokratik bir ülkeden, hukuk devletinden bahsetmenin ne yazık ki hiçbir alt yapısı kalmadı." diyen Almanya İşveren Dernekleri Federasyonu (BUV) Başkanı Osman Kımıl, "Artık Türkiye ile iş yapmak isteyen herkes için bu çok büyük bir sıkıntı. Alman iş dünyası Türkiye'den artık mal almaktan bile çekiniyor, malım gelir mi acaba diyor. Yatırımı geçtim, artık Türkiye ile ticaret yapma noktasında bile sıkıntılar başladı. Şirketlerle alakalı bu tür bir uygulamanın ticarete yansımaları çok çok farklı olacak." dedi.
Gidişatın ülke ekonomisini felakete sürüklediğini, Türkiye ile çalışan yabancı işadamları artık çok tedirgin olduğunu dile getiren Kımıl, "Türkiye'de hukuk tecelli etmezse ticaret çok çok büyük zarar görecek. Bu da felaket bir durum olur. Ülkeye toptan zarar veriyor. Kayyum meselesi iş dünyasında dalga dalga yankılanıyor." diye konuştu. CİHAN