"Kriz kâhini" olarak bilinen iktisatçı Nouriel Roubini, Project Syndicate'e yazdığı makalede meslektaşı Brunello Rosa ile birlikte geçen yaz duyurdukları ABD'de ve global ekonomide 2020'de resesyonu tetikleyebilecek 10 potansiyel aşağı yönlü riskin dokuzunun sürdüğüne dikkati çekti.
Roubini, söz konusu risklerin ağırlıklı olarak ABD’yle ilişkili olduğunu belirtirken, Çin ve diğer ülkelerle devam eden ticari savaşlar, dolaysız dış yatırım ve teknoloji transferlerinin, küresel tedarik zinciri üzerinde önemli etkiler oluşturabileceğini ve stagflasyon tehdidini arttırdığını vurguladı.
PİYASALAR DAHA SAVUNMASIZ
Roubini makalesinde ayrıca, merkez bankalarının son kredi mercii olarak eylemlerinin oldukça kısıtlanmasıyla likit olmayan finansal piyasaların daha savunmasız bir hale geldiğine de dikkat çekti.
ABD’deki söz konusu risklerin yanında Çin büyümesindeki zayıflık ve Avrupa’daki ekonomik, politik ve finansal risklerin de endişe oluşturmaya devam ettiğini söyleyen Roubini, gelişmiş ekonomiler genelinde para ve maliye politikası yapıcıların ekonomide büyük bir daralma ve finansal kriz yaşanması riskine cevap vermek için gerekli araçlardan yoksun olduklarını kaydetti.
ŞOKLARI AZALTMAK İÇİN FAİZ İNDİRİMİNE GİDEBİLECEK
Roubini, son risk faktörünün Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) faiz oranı politikası olduğunu belirtirken, Washington yönetiminin dalgalanma yönlü para politikasına paralel olarak Fed’in faiz oranlarını artırmasının ardından yön değiştirdiğini söyledi.
Roubini, gelecekte Fed ve diğer merkez bankalarının küresel ekonomiye yönelik şokları azaltmak için faiz indirimine gidebileceğini belirtti.
"TİCARET SAVAŞLARI KÜRESEL KRİZE SEBEP OLABİLİR"
2020 yılında küresel resesyona sebep olabilecek riskler kapsamında ABD-Çin ticaret ve teknoloji savaşına dikkat çeken Roubini, ABD’nin ek gümrük vergilerini uygulaması veya Huawei yasağını devam ettirmesiyle Çin’in piyasalarını Apple gibi ABD şirketlerine kapatarak karşılık vermesi durumunda piyasalarda oluşacak riskin küresel bir krize sebep olabileceğini vurguladı.
Roubini, bu durumda merkez bankalarının alabileceği önlemlerin yetersiz olacağını belirtti ve resesyonu takiben özel ve kamu borçlarına bakıldığında da bir finansal kriz görülebileceği ikazında bulundu.