Arife gününü zikir ve dua ile geçiren hacı adayları, Hz. Peygamber’in sünnetine uyarak öğle ve ikindi namazını öğle vaktinde Arafat’ta, akşam ve yatsı namazını da yatsı vaktinde Müzdelife’de birleştirerek kıldı. Arafat’ta Vakfe Duası yapan hacı adayları daha sonra gözyaşları içinde birbirlerini kutladı. Yaklaşık 40 dakika süren duada kutsal topraklarda hayatını kaybedenler de unutulmadı. Hacılar daha sonra Müzdelife’ye geçti. Arafat, insanın varoluşunun nihai anlamını ve yüce Yaradan’ını bilmesi, marifete ererek yükselmesi, sıradan bir canlı olmaktan kurtulup, eşref-i mahlukat oluşunu ispatlaması demektir. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İslam dininin en önemli ibadetlerinden haccın vecibelerinden olan Arafat Vakfesi’ni gerçekleştirmek için Arafat’ta bulunan Türk hacı adaylarına hitaben yaptığı konuşmada, hacı adaylarının yıllarca bu topraklara gelebilmenin hayalini kurduğunu söyledi. Hz. Muhammed’in (sas) Veda Hutbesi’ni okuduğu yer olan Arafat’a ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Bardakoğlu, şöyle konuştu: “Bu kutsal mekanda ve günde, Allah’a el açan müminler topluluğunun bir parçası olma şerefine erdiniz. Herkese nasip olmayan bir mutluluğu yaşıyorsunuz. Arafat, tanıma, tanışma ve yükselme demektir. Allah’ın misafirleri arasında bulunuyoruz.” Burada içtenlikle yapılacak duaların asla geri çevrilmeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Bardakoğlu, şunları söyledi: “Hacı kardeşim, bu kutsal zaman ve mekanda bundan böyle hiç kimseye haksızlık yapmayacağına, kul hakkı yemeyeceğine, hayatını Allah’ın koyduğu sınırlar içinde sürdüreceğine, doğal ve sosyal çevreyi tahrip etmeyeceğine, yeryüzünü imar edeceğine ve orada bozgunculuk yapmayacağına, devlet ve kamu malını, yetim ve kimsesiz hakkını gözeteceğine ve iyi bir Müslüman olacağına söz vereceksin.”