Zarafetin ve saygının hâkim olduğu bir toplum, herkesin arzusu. Bunun gerçekleşmesi içinse en önemli vazife anne-babalara düşüyor şüphesiz. Çünkü saygı temelli bir toplumun inşası, görgü ve nezaket kurallarını özümsemiş ve hayata geçirmiş bireyler yetiştirmekle mümkün olabilir. Bu nedenle de anne-babalar; çocuklarının güzel davranışlar edinmelerini, görgü kurallarını iyice özümsemelerini sağlamak durumundalar. GÜNDEN GÜNE GÜZEL DAVRANIŞ Nesil Çocuk Yayınları, Hikâyelerle 365 Gün Güzel Davranış isimli kitapla, anne-babalara bu konuda destek olmayı ve hep arzulanan o saygı temelli toplumun inşasına katkı sunmayı amaçlıyor. Hikâyelerle 365 Gün Dua, Hikâyelerle 365 Gün Hadis ve Hikâyelerle 365 Gün Dini Kelime serisinin yeni kitabı olan Hikâyelerle 365 Gün Güzel Davranış; serinin diğer kitapları gibi 365 kısa hikâyeden oluşuyor. Ali Karaçam ve Süleyman Ezber'in imzasını taşıyan kitap, minik okuyuculara her gün için başka bir öykü, farklı bir davranış kuralı ve ayrı bir heyecan vaat ediyor. Kitabın kahramanı olan Tarık; kimi zaman ailesinin, komşularının, arkadaşlarının ya da öğretmenlerinin yardımıyla kimi zaman da yaşadıklarından dersler çıkararak güzel davranmayı öğreniyor. Öğrendikleri arasında; teşekkür etmek, özür dilemek, ricada bulunmak, karşısındakini dinlemek, kendini doğru ifade etmek ve daha pek çok şey var. Bu kadar mı peki? Tabii ki hayır! Tarık kitap boyunca evde, sokakta, sınıfta, tiyatroda, sinemada, müzede, konserde ve daha birçok yerde nasıl davranması gerektiği, neler yapıp neler yapmaması gerektiği hakkında da bilgi ediniyor. Tarık'ın bu öğrenme yolculuğu koskoca bir yıl boyunca devam ediyor. Minik okuyucularaysa bu eğlenceli ve öğretici yolculukta Tarık'a arkadaşlık etmek, onunla birlikte eğlenerek öğrenmenin tadını çıkarmak düşüyor. “Esas başarıyı karnedeki notlar değil, güzel davranışlar gösterir” Nesil Çocuk Yayınları'ndan çıkan “Hikâyelerle 365 Gün Dini Kelime” kitabının yazarlarından Süleyman Ezber'le serinin ikinci kitabı “365 Gün Güzel Davranış” hakkında konuştuk. 1. Görgü kurallarını öğreten bir kitap fikri nasıl doğdu? Hepimiz saygı ve sevginin hâkim olduğu bir toplumun hayalini kuruyoruz. Böyle bir toplum için de iyi yetişmiş bireylere ihtiyaç var. Toplum içinde nasıl davranması gerektiğini bilen çocuklar, o çok istediğimiz saygı temelli toplumun inşacısı olacaklardır. Bu konuda da ailelere çok önemli bir görev düşüyor. Öncelikle aileler, başarının tek göstergesinin karnedeki notlar olmadığını bilmeliler. Çocuklarının derslerdeki başarısına gösterdikleri özeni, onların güzel davranışlar edinmesine de göstermeliler. Biz, işte bu noktada anne-babalara yardımcı olmak gayesiyle bu kitabı hazırladık. 2. Kuralların her güne bir öykü şeklinde işlenmesinin sağladığı avantajlar nelerdir? Öğretici bir metin yazmak oldukça zor. Hele bu metnin hedefi, dikkati çabuk dağılabilen çocuk okuyucularsa daha da zor. Ama davranış kurallarının öyküler içinde verilmesi, minik okuyucuların öykülerdeki karakterle kendisini özdeşleştirmesini sağlıyor. Hal böyle olunca da anlatılanlar daha ilgi çekici hale geliyor ve daha kalıcı oluyor. Böylece öğretilen güzel davranışların hayata geçirilmesi de daha hızlı oluyor. 3. Kısa öykü formunu kullanmanızın özel bir nedeni var mı? Amaç mesajımızı hızlı ve en akılda kalıcı şekilde vermek olunca öykülerin de çok fazla uzun olmaması gerekiyordu haliyle. Tarık'ın maceralarının minik okuyucular tarafından bir solukta okunmasını amaçladık. 4. Kısa öykü formunun metnin akıcılığına katkı sunduğu, okuyucu için kolaylık sağladığı kesin. Peki, aynı şeyi yazar için de söylemek mümkün mü? Bu formun sizi sınırladığını düşündüğünüz oldu mu? Sınırladığını düşünmüyorum. Sonuçta istediğimiz bilgileri eksiksiz bir şekilde verebildik. Ancak bir konuyu, kısa bir metinde anlatmak zor oldu tabii ki. Çünkü her bir kural için, farklı bir gün ve bambaşka bir macera anlatmak gerekiyor. 5. Ayrı ayrı 365 görgü kuralı belirlemek sizin için zor oldu mu? Çok zor olmadı. Değerli hocam, eğitimci-yazar Ali Karaçam'la projeye başladığımızda, öğretilmesi gereken yüzlerce görgü kuralı olduğunu gördük. Bu kuralları tespit ederken okul sıralarından, oyun parklarına kadar pek çok yerden, yani günümüz tabiriyle sahadan topladığımız verilerle bu kitabı kaleme aldık diyebiliriz. 6. Kitap, görgü kurallarını öğretiyor. Bu anne-babalar için önemli tabii. Peki, minik okuyucular için ne vaatte bulunuyor kitap? Minik okuyuculara, zevkle okuyacakları 365 hikâye, 365 macera sunuyoruz. Hem pek çok şey öğrenecekleri hem de zevkle okuyacakları bir kitap sunuyoruz ve kitaptaki tüm hikayeleri çok beğeneceklerini umuyoruz. 7. Kitapta, öğretici ve eğlenceli olma arasında bir denge sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz? Öğretici bir metnin aynı zamanda eğlenceli ve sürükleyici olabilmesi zordur. Siz bunu sağlama adına nasıl bir yol izlediniz? Çocuklar için yazılmış bir metnin eğlenceli ve akıcı olması çok önemli tabii. Bunun bilincinde olduğumuz için sadece bilgi vermeye odaklanmadık. Eğlenceyi ihmal etmedik. Yeğenlerime de öyküleri okuyarak eğlenceli bulup bulmadıkları konusunda sürekli fikir aldım. 8. Çocuklar için yazmak -sanılanın aksine- yetişkinler için yazmaktan daha zordur. Kitabı yazarken sizi en çok zorlayan ne oldu? Evet, çocuklar için yazmak gerçekten zor. Çünkü eğlenceyi ve bilgiyi bir arada sunmak, bu arada da akıcı ve sürükleyici bir metin oluşturmak zorundasınız. Ama bunun dışında bu kitapla ilgili olarak bizi en çok zorlayan, bir kuralı kısa bir metinle ifade etmek ve her gün için farklı bir macera inşa etmek oldu. 9. Bu kitap, serinin dördüncü kitabı. Önceki kitaplarla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? Güzel tepkiler alıyoruz. Verdiğimiz emeğin takdir görmesi, minik okuyucularımızın kitabımızı beğendiklerini ifade etmeleri bizleri çok mutlu ediyor tabii. (Röportaj: Gülsüm SEZGİN) Nesil Çocuk Yayınları