İki günlük toplantıdan '
demokrasi ve
özgürlük' vurgusu çıktı.
Aydınlar,
sivil anayasa ihtiyacı konusunda fikir birliğine vardı.
Abant Platformu'nun anayasa toplantısından 'demokrasi ve özgürlük' vurgusu çıktı. Aydınlar, sivil
düzenleme ihtiyacı konusunda fikir birliğine vardı. Yaşanan sıkıntıyı ise Prof. Dr. Zafer Üskül dile getirdi: "Asıl zor olan anayasayı değiştirmek değil, zihniyetleri değiştirmek."
Türkiye'nin yeni anayasa ihtiyacını masaya yatıran Abant Platformu, önemli sonuçlara ulaştı.
İzmit Kartepe'de bir araya gelen akademisyen ve
siyasetçiler, demokrasi ile özgürlükleri öne çıkaran sivil bir anayasaya ihtiyaç duyulduğu noktasında birleşti. "Yeni anayasada siyasî
yönetim biçimi ve erkler arası ilişki" konulu oturumda söz alan Prof. Dr. Zafer Üskül, asker-siyaset ilişkisi üzerinde durdu.
Anayasayı değiştirmenin değil, zihniyetleri değiştirmenin zor olduğunu belirterek
halkın sesini yükseltmesini istedi.
Toplantıdaki 'Türk milliyetçiliği', 'Demokrasi-özgürlükler', 'Cumhurbaşkanını halkın seçmesi' ve 'Egemenliğin kullanılması' gibi konu başlıkları altında hararetli tartışmalar yaşandı. Sivil otoritenin hakimiyeti, demokrasi ve özgürlükler konularında mutabık kalan konuşmacılar, Türk milliyetçiliği ile cumhurbaşkanını halkın seçmesinde fikir birliğine varamadı. Katılımcıların çoğu anayasa taslağını fırsat olarak görürken, Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne farklı bir
öneride bulundu: "Taslağı kasaya kilitleyin, zamanı geldiğinde çıkarın, gidişat hayra alamet değil."
Nisan ayında
iktidar tarafından Türkiye'nin gündemine getirilen sivil anayasa tartışmalarında önemli aşama kaydedildi. Abant Platformu'nun İzmit Kartepe'deki toplantısına akademisyen, siyasetçi ve anayasa taslağını hazırlayan bilim kurulu üyeleri katıldı.
Bilim kurulu üyelerinin en çok serzenişte bulunduğu konu ise anayasa taslağının okunmadan
eleştiri yapılması oldu. Toplantıda dile getirilen diğer görüşler özetle şöyle:
Prof. Dr. Mithat Sancar: Burada 1982 Anayasası'ndan farklı bir anayasa çıkmayabilir de. Demokratik
toplum olma yolunda çok radikal bir anayasa olmayabilir.
Kürt ya da
Alevilik sorununu çözemeyebilir. Ancak bu süreç çok hassas sorunları çözmemiz için başlangıç olacak. Burada dile getirilen taleplerin anayasada yer alması mümkün değil. Ancak yeni anayasa çözüm arayışlarının önünü tıkamayan bir sistemin önünü açabilir. Sivil anayasanın tartışıldığı bir dönem bile bu sorunların aşılması için önemli.
Hüseyin Gülerce: İyi giden bir şeyler var. Son
muhtıra e-muhtıra olarak verildi. Yeni bir Türkiye'ye doğru gidiyoruz. Ona yakışan bir ay olmalı. Dışarıda da göğsümüzü gere gere kabul edeceğimiz bir anayasamız olmalı. Güzel bir yola girdik. Bunda direnmeliyiz.
Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne: Anayasa tartışmalarına, geldiği nokta itibarıyla olumsuz bakıyorum. Bu anayasanın çıkamayacağını da düşünüyorum. Çünkü en sonda yapılacak iş en başında yapıldı.
Kamu hukuku, halk hukukudur. Kamu iktidarı da halkın verdiği yetkinin kullanılmasıdır. Taslağı hazırlayanlar bu kadar iyi
hukukçu olmasaydı metinler daha iyi tartışılabilirdi. Bu anayasanın her aşaması, ihtiyaçların
teker teker dile getirilmesi gerekiyordu. Taslağı kasaya kilitleyin, zamanı geldiğinde çıkarın, gidişat hayra alamet değil.
Prof. Dr. Zühtü Arslan: Taslak kasaya kilitlensin diyor. Buna şaşırıyorum, biz yeni bir devlet kuruyoruz burada. Ne
Pakistan ne İsrail'iz. Bizim bir geçmişimiz var. Beğensek de beğenmesek de bir anayasa tarihimiz var. Olayın çok önemli bir boyutu es geçiliyor. Türkiye, tarihinde ilk kez demokratik dinamiklerin harekete geçirmesiyle bir anayasa hazırlanmaya çalışılıyor. Ben bunu anayasanın içeriğinde de çok önemsiyorum. Bu taslağın ya da başka bir taslağın kanunlaşması büyük bir şans. İlk kez önümüzde böyle bir fırsat var, bunu değerlendirmeliyiz.
Gazeteci Mustafa Akyol: Tüm partilerin uzlaşacağı bir metin, anayasa olması mümkün değil. Demokrasiyi karşı devrim gören partiler var. Uzlaşma bu açıdan mümkün değil.
Genç Siviller'den Turgay Oğur: Tarih göz kırpmıştır. Bunu değerlendirmek gerekir. 23 Temmuz 2008, demokrasinin yıldönümüdür. Umarım o gün Abide-i
Hürriyet Parkı'na
çelenk koyarız.
Araştırmacı-yazar Altan Tan: Gaz alıcı değil, gaz kesici anayasa hazırlanmalı. Anayasaya bu ruh getirilmeli. Türkiye'nin
karın ağrısı, Alevilerin, dindarların,
Kürtlerin sıkıntıları konuşuldu. Neyse bu karın ağrıları, herkes dile getirdi. En geç 2 yıl içinde bu çalışmalar bitirilmeli. Yoksa bu karın ağrılarının giderilmesi, yeni anayasanın çıkarılması başka bahara kalacaktır.
Araştırmacı-yazar Ümit Fırat: Atatürk milliyetçiliği konusunda bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bu zorlama bir madde diye düşünüyorum. Somut olarak ifade ettiği bir anlamı da yok. Ben 63 yaşından sonra milliyetçi de olmak istemiyorum, Atatürk milliyetçisi de olmak istemiyorum.
'ANKARA SİZİ TÖRPÜLEMİŞ HOCAM'
İzmit Kartepe'deki sivil anayasa toplantısında ilginç diyaloglar yaşandı. AK Partili Prof. Dr. Zafer Üskül'ün, "
Genelkurmay,
Milli Savunma Bakanlığı'na bağlansın, MGK anayasadan çıkartılsın, gizli yönetmelikler kaldırılsın, deniyor. Hadi bakalım, bu nasıl yapılacak?" sözlerine, gazeteci
Nazlı Ilıcak karşı çıktı: "Hocam,
Ankara sizi törpülemiş. Cesur olmanız için size oy verip
Meclis'e gönderdik."
KİM, NE DEDİ?
ZAFER ÜSKÜL: Bu ülkede laik cumhuriyeti istemeyen yok. Kavramların arkasına saklanıp iktidar mücadelesi yapanlar var. Anayasayı değil, zihniyetleri değiştirmek zor.
ERGUN ÖZBUDUN: Taslak, Köşk'ü parlamenter sisteme uyduruyor; üniversite, yargı ve yürütmeyle ilgili yetkilerini alıp Köşk'ü 'sembolik' makama dönüştürüyor.
MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE: Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili öneri, tasarının içine konulmuş bir bombadır. Bu durum 2012'de sistemin çökmesine yol açar.
ŞERAFETTİN ELÇİ: Anayasa bütün toplumu kucaklamalı. Kürtler de anayasada kendini bulmalı. Bu, huzuru sağlar, devletin itibarını artırır.
ZÜHTÜ ARSLAN: Türkiye, ilk kez demokratik dinamiklerin harekete geçirmesiyle anayasa hazırlıyor. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz.
Abant Platformu'nun değerlendirme metni
* 22 Temmuz'dan sonra oluşan ve büyük bir temsil kabiliyetine sahip Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin yeni anayasa yapmaya yetkisi vardır.
* Meclis, en geniş toplumsal
katılım ve anayasaya temel oluşturacak demokratik değerlerde ilkesel mutabakatı temin etmelidir.
* 1982 Anayasası ile yerleştirilmiş olan antidemokratik bürokratik
vesayet mekanizmaları yeni anayasada ortadan kaldırılmalıdır.
* Yeni anayasa, toplumsal farklılıkların eşit saygı görmesi ilkesi uyarınca en geniş hak ve özgürlüklerle donatılmalıdır.
* Siyasi rejimi demokratikleştiren sivil bir anayasa, farklılıklarımızı koruyarak barış içinde ve özgürce bir arada yaşamamızı sağlar.
* Vatandaşlık,
inanç hürriyeti ve eğitim hakkı gibi konularda demokratik çoğulculuğa uygun düzenlemeler benimsenmelidir.
*
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik ilkeler temelinde inşa edilen yeni bir anayasayla dünyada layık olduğu saygın yeri alacaktır.
ZAMAN