Dün
Abant'ta başlayan 23. toplantının başlığını da "Yeni Dönem Yeni
Anayasa:
Temel İlkeler, Yöntem ve Süreçler'' oluşturdu.
Açılış konuşmasını yapan
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış ise konuyu popüler bir tartışmaya atıf yaparak değerlendirdi. Bağış yeni anayasayı milletin en 'çılgın projesi' olarak nitelendirdi. Prof.
Levent Köker, "Egemenliğin formülasyonu dahi yeniden düşünülmeli." önerisinde bulunurken, Prof.
Ergun Özbudun son dönemdeki anayasa taslaklarını hatırlattı: "Ülkeyi bölmek mi istiyorsunuz?' gibi sözlere muhatap oldum."
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,
Türkiye'nin bireyi esas alan yepyeni, demokratik ve
özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Abant Platformu'nun açış konuşmasını yapan Egemen Bağış, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 'çılgın proje'
Kanal İstanbul'a atıf yaparak, "Onların (
CHP) çılgın projesi de '
tünel Ergenekon' olsa gerek. Bunlar bunu yapsa da aslında milletin en çılgın projelerinden biri yeni bir anayasadır." dedi. Bağış, dünya değişirken, Türkiye'nin bu değişimin gerisinde kalamayacağını belirtti. Bunun için,
vesayetçi zihniyetin kırıntılarının tamamen temizlenmesi gerektiğini vurguladı. "Zamanın ruhu Türkiye'nin yanındadır. 21'inci yüzyılın bir Türkiye yüzyılı olmaması için hiçbir sebep yoktur." diyen Bakan, yeni anayasa ihtiyacını, "Her
motor nasıl süper benzine uymuyorsa, biz de süper benzine uyacak bir motor kullanmak durumundayız.'' benzetmesiyle ortaya koydu.
Egemen Bağış, hazırlanacak yeni anayasanın çerçevesini ise şöyle çizdi: "Yeterince kısa, öz, açık; insan odaklı ve özgürlükçü olacak. Yeni anayasa ile birlikte millet devletin gerçek sahibi olacak, devletin tapu senedi belirli grupların değil, milletin elinde olacak. Vesayet, bu ülkenin kaderi olamaz. Türk halkı daha fazla
demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla
adalet istiyor."
ERGUN ÖZBUDUN: 'ŞERİAT MI İSTİYORSUNUZ?' TEPKİLERİ ALDIM
Açış konuşmalarında söz alan bir diğer isim Abant Platformu Dönem Başkanı Prof. Dr. Levent Köker'di.
1982 Anayasası'nın milliyetçi bir anayasa olduğuna vurgu yapan Köker, "Türkiye gibi çok farklı düzeylerde dinsel, mezhepsel ve inançsal olarak bölünmüş çoğulcu bir toplumda homojen bir millet yaratma, devlet eliyle yapmaya kalkma çok ağır bir yük." şeklinde konuştu. Köker, önerilerini şöyle sıraladı: "Bu milliyetçilik anayasadan nasıl
tasfiye edilecek meselesi,
egemenliğin formülasyonu dahi yeniden düşünülmeli. '
Egemenlik Türk milletine ait' sözünü, 'egemenliği Türkiye halkına ait' diye düşünmemiz gerekiyor. 'Egemenlik kayıtsız şartsız Türkiye halkının' demek daha doğrusudur. Yeni anayasa, çoğulcu olmalı."
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Ergun Özbudun da açış programında bir konuşma yaptı. O da Köker gibi yeni anayasanın mutlaka 'çoğulcu' olması gerektiğinin altını çizdi. Özbudun, son dönemde
TÜSİAD ve
TESEV tarafından ortaya konulan anayasa taslaklarından söz etti. TÜSİAD taslağının çalışma grubunda yer alan Özbudun, "Anayasanın değiştirilemez maddelerine yönelik ifadelerimiz,
fırtına kopardı. 'Türkiye'yi nereye götürmek istiyorsunuz? Bu ülkeyi bölmek mi istiyorsunuz? Şeriat mı istiyorsunuz?' gibi sözlere muhatap oldum." dedi. Her iki çalışma grubunun olmazsa olmaz gördüğü birtakım alanlar olduğuna dikkat çekerken bunları üç başlık altında topladı: "Biri kimlikler sorunu. Bunun en üst düzeyinde
Kürt sorunu yatmakta. Diğerleri, din ve vicdan hürriyeti,
sivil ve asker ilişkileri, askerî vesayetin tasfiye edilmesi. Eğer yeni anayasa bu üç sorunla cesaretle karşı karşıya gelmezse, cesaretli reformla evrensel düzeye çıkarılmayacaksa bu çabaya gerek yok. Eğer gerçekten demokratik, sivil, yeni bir anayasa istiyorsak bu sorunlara demokratik çözümler bulmak zorundayız."