Türkiye,
İslam dünyası, İslam ve modernite;
Kürt sorunu; bilim, din ve ateizm; din, devlet ve
laiklik gibi konularda yazılar yazan Akyol'un çeşitli konularda yazdığı yazılarından oluşan kitap, 6 ana bölümden oluşuyor:
Türkiye'de Kemalizm
Resmi
Milliyetçilik
Büyüklere Masallar
Cumhuriyet Türkiye'nin İslam'la İmtihanı
İttihat-ı Terakki'den Miras Kalan
Yakın Tarih'ten Bugüne Yansıyanlar
Yazar kitabın ilk bölümlerinde, darbenin ne olduğunu tanımladıkta sonra, “İlk günah”ın, yani ilk darbenin, sanıldığı gibi 1960′ta bir grup üniformalı haydudun gerçekleştirdiği 27
Mayıs darbesi değil, ondan 35 yıl önce bir grup üniformasız despotun çıkardığı “Takrir-i Sükûn Kanunu”dur” sözleriyle hafızalarda ezber bozuyor. Gündeme dair farklı yorumları ve bakış açılarıyla Akyol, hem Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutuyor, hem de olayları irdeleyerek analizler yapıyor.
Kitapta geçen şu soruların cevaplarını derinlemesine araştıran yazar, okuru da sorduğu soruların cevaplarına yöneltiyor:
‘Demokratik Milliyetçilik' Nasıl Olabilir?
Hitler'le Milli Şef'in ne alakası var?
‘Kutsal din duyguları' ne zaman ‘irtica' olur?
Niçin Bu Kadar Çok
Vatan Haini Var?
Dogmalarla Savaşan
Atatürk Nasıl Dogma Oldu?
‘
Ermeni Soykırımı' Neden Soykırım Değildi?
Araplar gerçekten ihanet ettiler mi?
Kitapta "Araplar
Osmanlıya İhanet Etti" başlıklı bölüm hayli ilgi
çekici. Yakın tarihimizin “Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur” anlayışını doğrulayacak şekilde gelişmediğini kaydeden
Mustafa Akyol,
Kurtuluş Savaşı'nda ne kitlesel bir “Arap ihaneti” ne de “Kürt ihaneti” yaşandığını belirtip, aksine
Kürtlerin Kurtuluş Savaşı'nı canla başla desteklediklerini ifade ediyor.
Mustafa Kemal Paşanın, “
Müslüman kardeşliği” temasına dayalı propagandasıyla Kürtleri kazandığını söyleyen yazar, Şeyh Said
isyanınınsa, ancak Kurtuluş Savaşı'nın bitmesi ve “Müslüman kardeşliği” temasının hızla yok olup, yerine “herkes Türk'tür” anlayışının belirmeye başlamasından sonra patlak verdiğini belirtiyor.
Büyüklere Masallar bölümünde yazar şöyle açıklıyor düşüncelerini:
“Türklere 80 yıldır anlatılan bir
masal tekrar ediliyor: Bu masal, “Araplar ve diğer ‘Müslüman kardeşleriniz' I. Dünya Savaşı'nda sizi sattı.” diye başlar ve “Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur.” diye de noktalanır. Türk'ün özellikle de Müslüman dostu yoktur…
Masal budur. Peki, gerçek nedir?
Gerçek şudur: Osmanlı'nın çöküş döneminde Türk olmayan Müslüman unsurlar arasında gerçekten isyanlar baş göstermişse de, bu unsurların bir bütün olarak “ihanet ettikleri” kesinlikle söylenemez. Hatta Araplar söz konusu olduğunda, Osmanlı'ya isyan edenlerin
küçük bir
azınlık olduğunu, buna karşılık Arap kabilelerinin çoğunun Osmanlılık ve Müslümanlık bağıyla İstanbul'a sadakat gösterdiklerini söyleyebiliriz.
Kürtler ise, daha da belirgin bir sadakatle önce Osmanlı İmparatorluğu'nu ardından da Milli Mücadele'yi desteklemişler ve Müslümanlık bağının getirdiği “kardeşlik”ten asla taviz vermemişlerdir. Ankara'nın kendisi bundan taviz verene kadar…”
“Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek” başlıklı kitabı, Doğan Kitap'tan yayınlanmasıyla dikkatleri üzerine çeken Mustafa Akyol'un Etkileşim Yayınları'ndan çıkan bu kitabı da çok konuşulacak gibi gözüküyor.