İnönü Vakfı ile Bilgi Yayınları’nın
işbirliği ile yayımlanan "İsmet İnönü Hatıralar" adlı kitapta, ’
Atatürk’le Tartışmalarımız’ başlığıyla ayrı bir bölüm yer alıyor. Bu bölümde
Başbakan İnönü, önce
Hatay Meselesi’ndeki çatışmayı anlatıyor. İnönü’ye göre, Cumhurbaşkanı Atatürk Hatay Meselesi’nin uzayıp gitmesinden rahatsızdır ve bir
askeri müdahale ile sorunu çözmekten yanadır. Oysa, İnönü hiç de aynı görüşte değildir:
"Atatürk’ün halinden bir askeri müdahale ile emrivaki yapmak fikri geçtiğini fark ettim. Kendisi ile bu meseleyi görüştüğüm gibi, Erkánıharbiyeyi Umumi Reisi Fevzi Paşa ile de görüştüm. Hatay’daki meselede haklarımızı tatbik sahasına koymak için bir netice alabilirdik, almak için çalışabilirdik, fakat her siyasi teşebbüsü bir tarafa bırakarak bir askeri hareketle emrivaki yapmak şeklini mahzurlu buluyordum. Kesin olarak vaziyet aldım."
KONFERANSTA İKİLİK
1937’de Akdeniz’deki denizaltı korsanlığını önl
emek için uluslararası bir konferans toplanır. Toplantıda
Türkiye’yi
Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik
Rüştü Aras temsil etmektedir. İnönü,
Dışişleri Bakanı’na gerekli direktifleri hükümet olarak verdiklerini belirttikten sonra şunları anlatıyor: "Ben hükümet noktai nazarı diye bunu takip ediyorum. Atatürk de o zaman Florya’da, onlar da Tevfik Rüştü ile temas etmişler. Tevfik Rüştü’nün verdiği bilgiye göre, Florya’dan ona ayrı talimat veriyorlarmış. Tevfik Rüştü hükümetle de reisicumhurla da temas ederek, her iki talimatı idare etmek için gayret ve maharet göstermeye çalışıyor. Nihayet bir gün talimatlar çelişiyor. Biz, İstanbul’dan verilen emre göre Tevfik Rüştü’nün bir karar verdiğini veya vereceğini öğrendik. Böyle bir hadise oldu. Tahkik etti, İstanbul’dan talimat vermişler."(Bunun üzerine İnönü Bakanlar Kurulu’nu toplayarak, "Bu
anlaşmayı hükümet olarak ben kabul etmeyeceğim, siz ne dersiniz" diye soruyor. Bakanların büyük çoğunluğu, "Siz başvekilsiniz, biz size uyarız" diyorlar ve uyuyorlar. Ancak, hükümetin reddettiği anlaşma,
Meclis tarafından onaylanıyor.)
ÇİFTLİK KİMİN MALI
Başbakan İsmet Paşa,
Yugoslavya gezisinden dönerken, Ankara’daki Atatürk
Orman Çiftliği’nin
Ziraat Bakanlığı tarafından satın alınması için çalışmaların başladığını öğrenir ve durumu Atatürk’le görüşür: "Atatürk Ziraat Vekáleti’nin çiftliği satın almak istediğini söyledi. O zaman, hatırımda tam rakamı kalmadı, bedeli meselesinin konuşulduğunu da orada öğrendiğimi zannediyorum. Ben buna
itiraz ettim. Orman Çiftliğini yetiştirmek için çok emek sarf etmişsiniz, ama hükümet v
e devlet de bir örnek göstermek için gösterdiğiniz gayreti kolaylaştırmak üzere çok emek sarf etmiştir. Büyük ölçüde hükümet yardımı ile, hazine yardımı ile meydana gelmiş bir eseri tekrar hazineye satmak muamelesi bizim için doğru olmaz."
VEKİLLERE SERT MUAMELE
"Evvelce de Atatürk ile hükümet başkanı olarak beni müteessir eden bir olay cereyan etmişti. Atatürk vekillere sert muamele yapacak. Atatürk’ten bilhassa rica ettiğim, vekillerden hangisini istemiyorsa, itimadı yoksa söylesin, vekile söyleriz, hiç kimse kendi itimadına mazhar olmadığı halde vekálette kalmak arzusunda değildir, emin olsun bundan, bunu değiştirmek mümkündür. Yapmasın bunu. Bunu rica ettim kendisinden. Bu nokta üzerinde son derece kırılıyorum. Toplanıyoruz. Herhangi bir vekili istifaye mecbur etmek için, sert muamele yapmak onun için çok ağır bir muamele oluyor.
Hükümet olarak, başvekil olarak benim için de çok üzüntü verici bir hadise oluyor."
HÜRRİYET