Avrupa’nın kültür baş
kenti olmak isteyen
İstanbul,
Brüksel’de görücüye çıktı.
Aralık ayında
adaylık için resmî başvuruyu yapan İstanbul 2010 Girişim Grubu, AB’nin merkezinde
kulis yapıyor. Parlamenterler ve medyaya İstanbul’u tanıtıcı brifingler veren heyetin dünkü durağı Avrupa
Parlamentosu’ydu.
Türkiye-
Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanı Joost Lagendijk,
AK Parti İstanbul
Milletvekili Egemen Bağış ve İstanbul 2010 Girişim Grubu Başkanı Nuri Çolakoğlu, dün ortak
basın toplantısı düzenledi. İstanbul hayranı olduğunu belirterek sözlerine başlayan Lagendijk, “Avrupa kentlerinin listesi yapılsa, İstanbul en üst sıralarda yer alır. Mutlaka Boğaziçi’ni görmeli,
İstiklal Caddesi’nde gezmelisiniz.” dedi.
Orhan Pamuk’un son kitabı ‘İstanbul’a da atıfta bulunan Lagendijk, binlerce yıldır farklı kültürlerin bir arada yaşadığı İstanbul’un önemli bir misyon yüklendiğini anlattı. Kıtaları birleştiren İstanbul’un zaten Avrupalı olduğunun altını çizdi.
İstanbul milletvekili Egemen Bağış da yaptığı konuşmada, İstanbul’un 2010’da kültür başkenti olacağına dair güçlü kanaatleri olduğunu söyledi. Bu konuda hem devlete hem de
sivil toplum örgütlerine büyük işler düştüğünü belirten Bağış, “İstanbul’da özellikle son yıllarda gelişen kültür bilinci kentin kültür yaşamına yansıyor. Böylece İstanbul yalnız İstanbullular için değil tüm dünya için bir çekim alanı, bir kültür ve sanat merkezi niteliğini kazanıyor. Bu projenin hedeflerinden biri İstanbulluların kültürel bilincini yükseltmektir.” dedi.
Emma Bonino, Jorgo Chatzi
markakiz, Joost Lagendijk,
Vural Öger ve Cem Özdemir’in aralarında yer aldığı Avrupalı parlamenterler de, Türk heyeti onuruna dün
akşam parlamento binasında bir yemek verdi. Gecede perküsyon ustası Burhan Öçal da bir dinleti sundu.
Kulisler ‘İstanbul’ diyor
Avrupa Parlamentosu’nun 2010 Avrupa
Kültür Başkenti’ni önümüzdeki ay belirleyecek olması, bugünlerde ikili görüşmeleri hızlandırdı. İstanbul’un en büyük rakibi, Ukrayna’nın başkenti
Kiev. Ancak kulislere bakılırsa Kiev’in pek şansı yok gibi. Çünkü İstanbul, adaylık başvurusunu klasörler dolusu materyal, görsel malzeme ve hacimli bir kitapla yaparken; Kiev, sadece iki sayfalık bir metinle yetinmiş. Zaten Ukraynalı siyasilerin çoğu da İstanbul karşısında şanslarının az olduğunun farkında. Bu yüzden, görüşlerini “İstanbul’un adaylığı kabul edilsin, bize başka bir seçenek sunulsun.” şeklinde ifade ediyorlar.
2010 ECC adaylığı çerçevesinde Aralık 2005’te AB Komisyonu’na sunulan dosyada, ünlü filozof Aristoteles’in, evrenin 4 temel unsurunun
toprak, su, hava ve ateş olduğu biçimindeki düşüncesinden esinlenilmiş. Dosyada kullanılan benzetmede toprak, İstanbul’un kültürel zenginliğini yansıtan tarihi eserleri; su İstanbul’un denizini; hava, minareleri ve çan kulelerini yani dinî zenginliği ve hoşgörüyü; ateş ise
gençlik, teknoloji ve
modern sanatları temsil ediyor.
Eğer İstanbul, 2010’da Avrupa
Kültür Başkenti olursa, adı mart ayından itibaren tüm dünyada kültür ve sanatla anılacak. Birliğin kente maddi katkılarının yanında proje bazında da yardımları olacak. Türkiye’nin sembolü İstanbul’un, aslında Avrupa kültürüyle yüzyıllardır karşılıklı etkileşim halinde olduğu, projelerle ortaya konulacak. Kültürel
miras sürdürülebilir bir biçimde yönetilecek ve kent tüm dünyada bir çekim merkezi haline gelecek. İstanbul;
kentsel dönüşüm, şehircilik, çevresel ve sosyal anlamda kalıcı kazanımlara kavuşacak. Kültür varlıklarının daha iyi korunacağı ve sergileneceği yeni müzeler kurulacak, tarihî binalar onarılacak ve bunlara yeni işlevler kazandırılacak. İstanbullular farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşacak. İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma ve yöneticiliğe pek çok kişi için istihdam oluşturulacak. Kültür ve sanat projelerini izlemek için gelenler, İstanbul’un kültürel zenginliğini, camilerini, kiliselerini, saraylarını ve müzelerini de gezecek. Kültür turizmi hareketlenecek, gelişecek. Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden pek çok kültür sanat insanı, yazılı ve görsel basın mensupları İstanbul’a gelecek. Bu çerçevede İstanbul’un tanıtımına ve marka haline gelmesine olumlu katkı sağlanacak. Kısacası İstanbul, tüm dünya tarafından keşfedilecek. Bu arada, İstanbul’un adaylığının kabul edilmesi halinde bütçeye katkı amacıyla, kentte satılan her litre benzinden 1 yeni
kuruş vergi alınacak.
Hangi kentler seçildi?
Avrupa Kültür Başkenti fikri ilk kez 1985 yılında dönemin
Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merkuri tarafından ortaya atıldı. Aynı yıl AB Konseyi, projenin kapsamını belirledi ve uygulamaya koydu. 1985’ten 2000 yılına kadar AB’ye üye olan ülkelerin kentlerinden biri Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi. 2000 yılına gelindiğinde, yeni bin yıl nedeniyle Avrupa Kültür Başkenti unvanı hem birden fazla kente hem de AB adayı olan ülkelerin kentlerine verilmeye başlandı. Daha önce bu unvanı alanlar arasında;
Atina (Yunanistan), Floransa (
İtalya),
Amsterdam (
Hollanda),
Berlin (
Almanya),
Paris (
Fransa),
Madrid (
İspanya),
Lizbon (
Portekiz),
Selanik (Yunanistan) ve Brüksel (
Belçika) gibi kentler bulunuyor.