Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, bazı basın yayın organlarında yer alan,
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün Koordinasyon toplantısındaki konuşmalarla ilgili olarak, ''Hem devletten
destek alacaksınız hem devlete, hükümete, demokrasiye karşı, demokrasiyi küçümseyen bir üslupla direneceksiniz. Benim devletimin desteğiyle, verdiği olanakla sahneye çıkanın devlete, millete, milletin değerlerine, halkın seçtiği
iktidara karşı nezaket göstermesini aramak herhalde bir
toplum kuralıdır'' dedi.
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Madrid'te başörtüsüyle ilgili açıklamaları hatırlatılarak yöneltilen soruları cevaplandırırken, üniversite ve kamu kurumlarında çalışanların belli kurallara uyması gerektiğini, ancak bu kamu görevinden yararlananlar için bu kısıtlamaların getirilmemesinin uygun olmadığını ifade etti.
Günay, toplumun kendi içinde böyle bir
tartışma bulunmadığını dile getirerek, üniversitede
kıyafet kısıtlamasının, öğrencilere saygısızlık ve haksızlık olduğunu, bu aşamaya gelmiş bir gencin hangi kıyafeti giyeceğine kendisinin karar verebileceğini bildirdi.
-''GENÇLER BAZI YAZARLARI TANIMIYOR''-
Günay,
Alevi vatandaşlara
Muharrem ayı dolayısıyla verilen
iftar yemeğiyle ilgili soru üzerine, geçmiş yıllarda ''bu konuya yakın olduklarını belirten veya o kitleyi tümüyle kendi arka bahçeleri sayan kesimlerin bile böyle bir şey yapmadığını'' söyledi.
Günay, ''Sayın
Başbakan bir ilki gerçekleştirdi. Sayın Başbakan aslında 'ayrımsız, biz herkesin hizmetindeyiz, sofrasındayız, herkesin sofrasının bereketi, yuvasının saadetiyle meşgulüz ve bunu
eylem ve kalben ifade etmeye çalışıyoruz' mesajı verdi'' diye konuştu.
Günay, ''siyaset kaşımazsa'' Anadolu'daki halkın kendi arasında böyle bir sorunu olmadığını ifade etti.
Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye'ye getirilmesini kendisinin de çok istediğini, ancak bu konuda bir çok prosedür bulunduğunu anlatan Günay, ''yine de bu konuda ciddi aydın mutabakatı olursa, konuyu sahiplenmeye hazır olduğunu'' dile getirdi.
Yahya Kemal Beyatlı, Halide Edip Adıvar ve Mehmet Akif gibi bazı yazarların artık gençler tarafından iyi bilinmediğini aktaran Günay, üniversitelerde de bu konuda yeterli çalışmaların bulunmadığını bildirdi.
Günay, ölümünün 50. yılı nedeniyle bu yılın ''Yahya Kemal Yılı'' ilan edildiğini hatırlatarak, Beyatlı'yı tanıtmak, hatırlatmak ve öğretmek için çalışmalar yapacaklarını kaydetti.
baskı yapmıyorum, onlardan da öyle bir direnme görmüyorum ama olmuş. Yani, seçimlerden sonra yapılan tartışmanın kayıtları çıktı. Şimdi, onu inceletiyoruz, bir
soruşturma var o konuda. Fevkalade ideolojik bir tavır var. Yani, hem devletten destek alacaksınız hem devlete, hükümete, demokrasiye karşı, demokrasiyi küçümseyen bir üslupla direneceksiniz. Bunun aydın olmakla da yurttaş olmakla da çok bağdaşır tarafı yoktur. Ama o konuda soruşturma olduğu için bakanın o konuda konuşması etki gibi algılanabilir.
Türkiye'nin eğitim, ekmek, sosyal düzeninde elbette düzeltilmesi gereken şeyler var. Elbette, bunları anlatmak konusunda bir muhalefet yapın, bunu saygıyla karşılarım. Ama bunun bir saygısızlık boyutuna varmaması gerekir. Bunun böyle bir hükümet sataşması, iktidar kavgası, iktidara laf uzatma aracı haline gelmemesi lazım. Her şeyin bir yeri vardır, üslubu vardır, ortamı, nezaket kuralı vardır. Ben sözcüklerimi kimseyi incitmeden kullanmaya çalışıyorsam, benim devletimin desteğiyle, verdiği olanakla sahneye çıkanında devlete, millete, milletin değerlerine, halkın seçtiği iktidara karşı bu nezaketi göstermesini aramak herhalde bir toplum kuralıdır.''