Tayyare Kültür Merkezi'nde Yeni Asya Gazetesi Bursa Temsilciliği tarafından düzenlenen etkinlik yoğun ilgi nedeniyle sorunlu başladı. Programın başlama saatinden önce salonun tamamen dolması üzerine Tayyare Kültür Merkezi yöneticileri tarafından kapıların kapanması üzerine yüzlerce kişi salona giremedi. Daha sonra kapıda bekleyenlerden bir bölümü salonun yan ve arka taraflarına ayakta izleyebilecekleri bir şekilde içeri alındı. Bir çok salonda ayakta dahi yer kalmadığı için programı takip edemeden geri dönmek zorunda kaldı. Programın açılış konuşmasını yapan Mehmet Kutlular, Bediüzzaman'ın dinin devreden çıkarıldığı bir dönemde imani meseleleri akla ve mantığa uygun bir şekilde ispat ettiğini ifade ederek, "Bu esasları, bu kurtuluş reçetelerini sadece Türkiye ve İslam alemi için değil bütün insanlık alemi için takdim etmiştir" dedi. Kutlular, aile, gençlik ve toplumun ızdırap çektiğine işaret ederek, şunları ifade etti: "Öğretmenini döven gençlikten sokaktaki kap-kaç olaylarına kadar toplumdaki güven ortamının bozulmasının tek nedeni iman zaaflığıdır. Bediüzzamın'ın ifade ettiği gibi insanda eğer iman olmazsa canavar bir hayvandan daha korkunç bin duruma gelir. Kendimiz, ailemiz ve insanlık için bütün canlılara sevgi gözüyle bakmalıyız. Üstad Hazretleri doğru İslamiyet'e dikkat çekiyor. Doğru islamiyeti yaşarsak sair din mensupları da islamiyete girerler. Alem-i islamın sıkıntısa da bu. Gerçek islamiyeti hayatımıza yansıtamamaktır." Araştırmacı-Yazar İslam Yaşar ise, Mevlana ve Beidüzaman'ın misyonunu iki müceddid arasındaki benzerlik ve farklılıkları dile getirerek ortaya koydu. Konuşmasına sevgiyi anlatarak başlayan Yaşar, sevginin insanları birbirine bağladığına işaret ederek şunları söyledi: "Sevgi beraberliği ebedi bir beraberliktir. Hilkatin sebebi sevgidir.Cenab-ı Hakkın 'Ey habibim sen olmasaydın kainatı yaratmazdım' ifadesi muhabbetin ilk meyvesidir. Kainatı kapsayan bu sevgiden vaz geçilemez. Müceddidler sevgiyi yeniden asıl mecrasına çekerler. Mevlana'nın sevgisi ve Mevlana'nın sevgi halkasını bütün kainat kadar genişleten Bediüzzamanın sevgisi bizi burada buluşturdu. Bediüzzamanın müceddid olduğu bir zamanda Mevlananın sevgisi." 'Asrın Reçetesi' bir konuşma yapan Dr. Senai Demirci de, 'Bediüzzaman Said Nursi yüzyılımızın yetiştirdiği alimlerdendir' ifadesine itirazı olduğunu ifade ederek bu itirazını şu şekilde açıkladı: 'Bediüzzaman Hazretleri yüzyılımızın yetiştirdiği değil yüzyılımıza rağmen yetişmiştir bir isimdir. İkinci itirazım yüzyılımızın yetiştirdiği değil yüzyılımızı yetiştiren alimdir. Said Nursi'nin döneminde bütün şartlar onun aleyhineydi. Bediüzzaman isteseydi Osmanlı döneminin sanki bir YÖK üyesi gibi bugün akademik çevrelerde üzerine tezler yazdırılan biri olabilecekken onun bunu tercih etmeyip Erek Dağı'nın eteklerine çekilip daha dedelerimiz bile hayatta yokken bizleri müşfik bir öğretmen gibi elimizden tutarak eğitmeyi tercih etmiştir. 'Bedevi bir arap çöllerinde bir adama lazımdır ki' ifadesi ile başlaması sanki öğrencisinin elindeki tebeşiri birlike tutan bir öğretmen gibi üstadımız bizim elimizden tutmuştur. O sadece akademik çevrelerin anlayacağı bir alim olma yerine bizim ilkokul öğretmenimiz olmuştur" Demirci'nin konuşmasının ardından sahneye davet edilen Bediüzzamanın talebelerinden Mehmet Fırıncı, salonda bulunan kalabalığın ayakta alkışlarıyla karşılandı. Kısa bir konuşma yapan Fırıncı, gördüğü tablodan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.