İstanbul İlim ve Kültür Vakfı İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faris Kaya, 'İslam dünyasında Bediüzzaman'a olan alaka o kadar fazla ki bizim maalesef öz yurdumuzda onun asla terk etmeyeceğim dediği Anadolu'da, hala üniversiteler ve akademisyenler tarafından aynı ölçüde alaka görmüyor' dedi. Kaya, sempozyumların 1992 yılından bu yana uluslararası katılımlı olarak yapıldığını hatırlatarak, birçok İslam ülkesi ile Avrupa ve Amerika ülkelerinde şimdiye kadar 60'ın üzerinde sempozyum düzenlendiğini söyledi. Said-i Nursi'nin, 'Dünya manevi bir buhran geçiriyor. Batı'dan doğan bir hastalık veba gibi bütün dünyaya yayılıyor' dediğini dile getiren Kaya, 'Ondan kastettiği materyalizm, maddecilik. Said-i Nursi'nin öngörüsü çok kuvvetli. Said-i Nursi, dünyanın küçük bir köy haline geldiğini söylüyor. İletişim ve seyahat vasıtalarıyla bugün dünyanın neresinde olursa olsun gerçekleşen bir olay dakikalar sonra dünyanın her tarafında konuşulabiliyor, tartışılabiliyor. Bu demek oluyor ki, dünya hakikaten farklı bir yerde. İnsanın alakasını ve dikkatini ve manevi bağlardan kopartacak çok konu var. Özellikle insanın hevesinin ön plana çıkarılması, eğlencenin ve maddeciliğin ön plana çıkarılması, insanın ruhunu zedeleyen birtakım alışkanlıkların ön plana çıkarılması, yaygınlaştırılması ve insanın hayatına girmesi ve tahrip etmesini görmüş ve onun için bu cümleyi kullanmış. Bu hastalığa karşı batının pek tedbirinin olmadığını söylüyor. Ancak bunun tedbirinin vahiy esaslı Kur'an-ı Kerim'de olduğunu söylüyor. Batı dünyasının da büyük ölçüde vahiyden koptuğunu, tamamen insanın heves ve arzusuna dayalı yöntemlerle gerçek çözümlerin bulunamayacağını ifade ediyor. Dolayısıyla Said-i Nursi'den İslam dünyası da Batı da kendine göre bir şeyler bulabiliyor' diye konuştu. İSLAMİ DEĞERLERE HİZMET Faris Kaya, Said-i Nursi'nin, İslam'a ve İslami değerlere müspet hizmet hareketinin modelini ortaya koyduğuna işaret ederek, başka dine mensup akademisyenlerle dini konuların bundan 15 sene öncesine kadar asla tartışılmaz olduğunu söyledi. Bugün, bu konuların da tartışılabildiğini, Said-i Nursi'nin eserlerinde, 'Başka dine inandığı için insanları hor görmek, kötülemek, ona karşı şiddet kullanmak gibi hareketlerin yanlışlığını ortaya koyduğunu' anlatan Kaya, 'Bu anlamda, İslama müspet hizmet hareketi dediğimiz metodu bugün İslam dünyasına benimsetmiştir. Bugün, Risale-i Nur eserleri Arapça olarak Mısır'da, Türkiye'de Sudan'da ve Suudi Arabistan'da basılıyor. İslam dünyasında Bediüzzaman'a olan alaka o kadar fazla ki bizim maalesef öz yurdumuzda, onun asla terk etmeyeceğim dediği Anadolu'da hâlâ üniversiteler ve akademisyenler tarafından aynı ölçüde alaka görmüyor' şeklinde konuştu. Dünya İstanbul'da toplanıyor İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından büyük İslam alimi ve mütefekkiri Said Nursi'nin manevi mirası Risale-i Nur eserlerinin daha iyi anlaşılması için düzenlenecek 9. Risale-i Nur Sempozyumu, İstanbul'da gerçekleştirilecek. Sempozyuma dünyanın dört bir yanından katılacak bilim adamları "İnsanlık Onuruna Laik Bir Geleceğin İnşasında İlim, İman ve Ahlakın Rolü" konusunu müzakere edecekler. 3 Ekim Pazar günü Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu'nda yapılacak sempozyum, 4-5 Ekim tarihleri arasında Yeşilköy WOW Otel'de devam edecek. Sempozyumda 245 çalışma arasından seçilen 105 tebliğ, farklı din ve kültürlere mensup 40'ın üzerinde akademisyen tarafından tartışılacak. Sunum ve tartışmalarda Türkçe, İngilizce ve Arapça simultane tercüme yapılacak.