Yüzyıllarca, aralarında Hurri Mitanniler, Asurlar,
Urartular, Medler, Romalılar, Sasaniler, Artuklular ve Akkoyunlular gibi çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış,
inanç zenginliğinin hoşgörüyle harmanlandığı, farklı inanç ve kültürlerinin aynı sokağı paylaştığı, çan ve ezan sesinin birbirine karıştığı, kültürel zenginliği ile baş döndüren kadim
kent Diyarbakır, bu zenginliğini daha çok yansıtmak için bugünlerde hummalı bir çalışmaya tanıklık ediyor.
Bir yandan surların ana kısmını oluşturan ve her dönem
yönetim merkezi olmuş alanda yer alan M.S 2. yüzyıla ait St. George Kilisesi, Artuklu Hanı ile
Cumhuriyet ve
Osmanlı döneminin
mimari özelliklerini yansıtan yapılarıyla kentin turizmde
marka şehir olmasına önemli bir katkı sağlayacak
İçkale'de
restorasyon çalışması devam ederken, öte yandan İslam'ın Beşinci Harem-i Şerif'i olarak da nitelendirilen Ulu
Cami, Diyarbakır'ın yetiştirdiği ünlü kişiliklerden Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup büyüdüğü müze ev, Diyarbakırlı Türk fikir adamı
Ziya Gökalp'in doğduğu ev, restorasyonları devam eden bir kaç tarihi yapıdan sadece bir kaçı...
Bir süre önce Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün Diyarbakır gezisinde surlar ve İçkale'nin ''
Cumhurbaşkanlığı himayesine'' aldığını ifade etmesinin ardından,
Kültür ve
Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıkları
Müzeler Genel Müdürlüğünce, tarihi surların
UNESCO'nun Dünya Kültürel Mirası Ön Listesine alındığı bilgisiyle kentin turizmde marka olma hedefi ivme kazandı. Diyarbakır
Valiliğince sürdürülen restorasyon çalışmalarıyla Diyarbakır turizmle
yıldızını parlatacak.
Diyarbakır Valisi
Mustafa Toprak AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kentte yaptığı 2 günlük ziyaretin Diyarbakır ve yöresinde çok güzel bir heyecan oluşturduğunu söyledi.
Halkla bütünleşme adına önemli birlikteliklerin olduğunu, en önemli güzelliklerinden birinin de Cumhurbaşkanı Gül'ün Diyarbakır Surları'nı ve İçkale'sini de kapsayan alanı himayelerine aldığını açıklaması olduğunu belirten Toprak, şöyle konuştu.
''Diyarbakır ve ülkemiz turizmi adına gurur duyduk, onur duyduk. Çünkü surların ve İçkale'nin geçmişteki önemini biliyoruz. Burada çok medeniyetler yaşadı. Onlardan çok önemli eserler intikal etti. Bizlerin de artık görevi bunları hem onarabilmek hem de gelecek kuşaklara kullanımına uygun ortamlar oluşturabilmektir. Surlar 5 bin 700 metreden oluşur. Bu surların ayakta kalması, korunarak geleceğe taşınması gerekiyor. Sadece yerel yönetimlerin, valiliğimiz ve il özel idaresinin imkanlarıyla korunması ve yaşatılması da mümkün olmuyor. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanımızın en üst seviyede koordinasyonuyla himayelerinde komisyonlar kurarak, çalışma yaptıracak olması, buradaki çalışmaları himayelerinde destekleyecek ve yönlendirecek olmasının çok önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum.''
Toprak, surlar ve İçkale'deki tarihi mekanın Diyarbakır turizmini, yöre turizmini ayağa kaldıracak özellikte olduğunu ve bunda da iddialı olduklarını ifade ederek, turizmin,
ekonomik sektörler arasında hızlı bir şekilde istihdam sağlayan bir altyapı oluşturduğunu kaydetti.
Surların hem korunması, hem geleceğe taşınması ve hem de güzelliklerinin ortaya çıkarılması için
modern tekniklerle, geleneksel yapıyı da oluşturacak şekilde restorasyonun yapılmasının çok önemli olduğuna değinen Toprak, ''Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da himayesinde bundan böyle daha iyi bir şekilde geleceğe güvenle surlarla birlikte Diyarbakır şehri de yürüyecektir diye düşünüyorum. Bundan sonra tüm dinamiklerin de katılımıyla hem Diyarbakır'da hem de Ankara'da
seri toplantılar başlayacak. Surların UNESCO'nun kültürel
miras listesinde yer almasıyla ilgili Kültür ve
Turizm Bakanımız, Kültür ve Tabiat Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğüne talimat verdi. Çalışmayı başlattılar ve ön listeye aldılar'' dedi.
-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN DESTEK-
Bir taraftan AB fonları, dünya bankası hibe fonları, UNESCO'nun katkısı ile
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın UNESCO
Dünya Kültür Mirası listesine giren yerlerle ilgili ayrı bir bütçeleme ve
finans sağlama konusundaki katkıları bulunduğunu, bunlardan yararlanmak istediklerini belirten Vali Toprak, şöyle devam etti:
''Surlar ve İçkale dediğimiz 10 bin yıllık tarihin yönetim merkezi olarak konuşlanan alanlar. İddia ediyoruz, Diyarbakır, ülkemiz turizmi adına önemli bir değer, marka olabilecek bir yer. O halde elimizdeki bu değerin getirisinden iyi pay almamız gerekiyor. Bu konudaki çalışmalarımız da hızla sürüyor. Surların onarımıyla ilgili proje çıkarımı devam ediyor. Surlarda 82 burcumuz var. Bunlardan her biri 4-5 katlı
apartman katına eşit olan yerler. Biz şuana kadar Kültür Turizm Müdürülüğümüzün katkılarıyla 4'ünü onarabildik. 2'sinin projesi hazır. 2011 yılında ihalesine çıkabiliriz. 82 burçtan 72'si ayakta olmakla birlikte önemli ölçüde belki yıkık bir durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerine almasının da getireceği sinerji ve çalışmalarla umuyorum ki en kısa sürede biz bu mekanları insanların beğenisine sunabiliriz. İçkale'de Saint George Kilise'nin onarımı bitti, diğer yapıların ihaleleri yapıldı, yapılıyor. 2011 yılı için bakanlığımızla görüştük, gerekli ödenekleri koyacaklar. Kısa zamanda İçkale'yi tamamlamak için çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Ayrıca surların içinde kalmış, değerlerin de ortaya çıkması lazım. 23'e yakın cami var. Çok ciddi sayıda hem özel mülkiyette hem de kamu elinde konaklar var. 150-200 yıllık Osmanlı'nın belki son dönemini kapsayan yapılar mevcut. Bunların açığa çıkması için
kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki çalışmalarımız devam ediyor.''
Toprak, bir taraftan
TOKİ, bir taraftan valilik,
büyükşehir belediyesi,
Sur Belediyesi olmak üzere Kentsel Dönüşüm
Projesi'nin uygulandığını anımsatarak, İçkale'deki restorasyon çalışmalarının büyük bir bölümünü 2011 yılının sonunda bitirmeyi hedeflediklerini anlattı.
Bir süre önce
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'ın Diyarbakır ziyareti sırasında, Topbaş'tan surların onarımı ile ilgili
yardım istediklerini belirten Toprak, ''Surların ve tarihi mekanların mümkün olduğu kadar rölöve ve restorasyonlarının 3 boyutlu olarak çıkarılması gerekiyor. Onların elinde
lazer sistemleri var. Bize yardımcı olacaklar. Daha az fiyatla daha fazla iş yaptırma noktasında da mevcut teknolojik gelişmeleri kullanmak istiyoruz'' dedi.
-''HER BİR TARİHİ MEKANIN ÖNÜNDE İSKELELER VAR''-
Surların yanı sıra kentte hummalı bir çalışma yapıldığını, Diyarbakır'da bulunan yazma eserlerin
bakım ve onarımı için
Konya Bölge Yazma
Eserler Kütüphanesi'ne gönderildiğini,
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın talimatıyla söz konusu eserlerin bu yıl içinde tarihi bir mekanda sergileneceğini anlatan Vali Toprak, Ahmet Arif
Edebiyat Müzesi'yle ilgili çalışmaların da sürdüğünü kaydetti.
Vali Toprak, İçkale'nin dışındaki Sur içerisinde kalan Ulu Cami,
Mesudiye medresesi, Zinciriye medresesi, Cemil Bey Konağı, İskender Paşa Konağı, Süleyman Nazif Konağı'nın restorasyon çalışmalarının devam ettiğini bildiren Vali Toprak, şunları aktardı:
''Mesudiye, Zinciriye medreseleri ile İskender
paşa Konağı Vakıflar Genel Müdürlüğü projesi kapsamında
restore ediliyor. Turizm adına Diyarbakır'a gelen her turistin uğradığı mutlak bir yer var.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi. Kalkınma Ajansından aldığımız destekle, İl Özel İdaresinin eş finansmanıyla hem Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi hem de Ziya Gökalp Müzesini yeni bir dizaynla teşhir ve tanzimlerini yapıyoruz. Umuyoruz ki 2011 yılı sonuna kadar gerçekleştirmiş oluruz. Ayrıca Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'nin yanındaki mekanı Ahmet Arif Edebiyat Müzesi olarak açacağız. Çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığımız Kütüphaneler Genel Müdürlüğümüzce takip ediyorlar. Biz buradan yardımcı oluyoruz. Kentimizde önemli sayıda el yazması eserleri var. Diyarbakır
Arkeoloji Müzesinde önemli eserler var ki
ceylan derisi üzerine yazılmış hem
Kuran-ı Kerim hem de
padişah fermanları var. Biz bunları gün ışığına çıkarmalıyız. Arkeoloji Müzesini İçkale'yi taşıyacağız. Burada tematik sergiler yapılacak. Diyarbakır turizmine altyapı oluşturacak mekanlar hızlı bir şekilde onarılıyor. Her bir tarihi mekanın önünde iskeleler var.''
Toprak, geçen yıldan bu yana hummalı çalışmaların devam ettiğini, çalışmaları en geç 2012'nin ortalarına doğru bitirmeyi hedeflediklerini belirterek, sonuç itibariyle gelmek istedikleri noktanın Diyarbakır turizmini marka yapabilmek olduğunu söyledi.
Diyarbakır'ı İçkalesi ve surlarıyla marka yapabilmeyi ve bu markanın içerisinde alt markalar oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Toprak, şöyle dedi:
''Surlar ve İçkale genel marka, genel yıldız olduğuna göre onların içerisindeki her bir tarihi eseri de kendi içerisindeki
ürün markası haline getirmek noktasındayız. Ulu Cami bir değerdir, Hasan Paşa Hanı bir değerdir. Cahit Sıtkı Tarancı ve Ziya Gökalp müzeleri Diyarbakır'ı yansıtığı için tescilli marka değerdir. Zinciriye, Mesudiye medreseleri değerdir. Öte yandan İçkale'nin kendi içindeki sadece Artuklu Sarayı olan ve son dönemde cezaevi olarak kullanılan binanın dahi bugün güncel olarak onarıldıktan sonra başlı başına bir eser olacağını ifade ediyoruz. Diyarbakır turizmi gümbür gümbür geliyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınacağının ön haberleri geldiğine göre artık bizlere bunları iyi bir şekilde muhafaza etmek, tanıtmak ve tüm dünya uluslarına burayı gezip görmelerini deklere etmektir. Bu konuda çok olumlu ve güzel çalışmalar yapılıyor.''