Regaib ve 3 aylar, ebedi olana rağbet edilecek zaman dilimleridir.
"Andolsun size kendinizden öyle bir
peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir." (Tevbe Sûresi, 128)
Allah (cc) katında zamanların değerleri birbirine eşittir.
Ancak öyle zamanlar vardır ki, o zamanlarda öyle hadiseler olur ki, o vakte diğer zaman dilimlerinden daha üstün bir değer
kazandırır. Receb ayının ilk cuma gecesine isabet eden Regâib Gecesi de bu müstesna zamanlardan biridir.
Cuma geceleri böyle kıymetli vakitlerden biridir. Cuma ve Regaib gibi iki
mübarek zaman dilimi bir araya gelince, bu gece daha da bir kıymet kazanıyor. Bu gece, yalvarış ve yakarışların Yüce Mevlâ'ya sunulduğu ve O'nun rahmetinden af istenildiği, umut, huzur ve
müjde gecesidir. Allah Teâla'nın kullarına lütfunun çokluğu, kereminin bolluğu ve pek çok günahkarı bağışlaması sebebiyle bu geceye "Regaib Gecesi" adı verilmiştir. Bu gecenin bu değeri nereden kazandığı hususunda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; Hz. Amine validemizin böyle bir gecede Resulullah'a (sas) hamile olduğunu anladığıdır.
Sevgili Peygamberimiz (sas), Regaib Gecesi'nin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Resulullah'ın (sas) Receb'in ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde, bu kandil gecesine mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı rivayet edilir. Regâib gecelerinde dua etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.
Bu aylara "Çok sevaplı
ibadet ayları" diyen Bedüzzaman şöyle işaret ediyor: "Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise Receb-i Şerif'te yüzden geçer,
Şaban-ı Muazzama'da üç yüzden ziyade ve
Ramazan-ı Mübarek'te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir'de otuz bine çıkar." (Şualar) Bu geceyi fırsat bilerek gönlümüzü kasvetle boğan duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. Nefsin kötü arzularını frenleyip, huzur-u kalple ibadetin lezzetini almaya, o hal üzere Rabb'imize yönelmeye çalışalım. Gıybet, haset, riya, ucb, kin, nefret ve kanaatsizlik gibi kötü duygulardan temizlenelim.
Nasıl ihya edelim?
Mümkünse oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Kazâsı olanın hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması çok iyi olur.
Kur'an-ı Kerim okunmalı, tövbe, istiğfar edilip tefekkür hali üzere olmalıdır.
En azından yatsı ve sabah namazları camide cemaatle kılınmalıdır. Bu bütün geceyi ihya etmiş gibi sevap kazandırır.
"Lâ ilâhe illallah", "Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed", "Estağfirullah", "Sübhânallah", "Elhamdülillah", "Allahu Ekber", "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" gibi sözleri zikretmek, tekrar etmek çok sevaptır.