500’den fazla kültürel aktivitenin yapıldığı fuara bu yıl 270 bin kişi ziyaret etti.
Editorial La Fuente başta
Fethullah Gülen Hocaefendinin eserleri olmak üzere bugüne kadar 50’den fazla İspanyolca eser hazırladı. Bu yıl üçüncü kez katıldığımız fuarda eserlerimize ilgi yüksekti. Özellikle İspanyolca Kur’an Meali, Ölçü veya Yoldaki Işıklar,
Sonsuz Nur, İnsanın Özündeki
Sevgi,
İslam’da Kadının Statüsü en çok ilgi gören eserler oldu.
Fuarda ayrıca bugüne kadar 12 dilde yayınlanmış Muhterem
Fethullah Gülen Hocaefendinin İspanyolca’ya “Hacia Una Civilización de Amor y Tolerancia” adıyla tercüme edilen “İnsanın Özündeki Sevgi” isimli eseri için bir
tanıtım programı düzenlendi. Catarata
Şili-Türk
Dostluk ve Eğitim Vakfı’nın katkılarıyla düzenlenen programın konuşmacıları Kaynak
Kültür Yayın Grubu İspanyolca Yayınlar Editörü Mehmet Sığınır ve
Arjantin-
Uruguay Evanjelik Lutheran Kiliseler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Pastor
Carlos Lisandro Orlov idi. Aynı zamanda kitabın editörü de olan Mehmet Sığınır kitabın ana çatısını teşkil eden “sevgi, merhamet, hoşgörü,
diyalog, insan-ı kamil, tasavvuf, eğitim ve
insan hakları” gibi konulara değindiği konuşmasında Gönüllüler Hareketi ve bu hareketin ilham kaynağı Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin düşüncelerinden bahsetti. Daha sonra “Fethullah Gülen’in Düşüncesinde Sevgi ve Merhamet” konulu bir konuşma yapan Pastor Carlos Lisandro Orlov konuşmasına 2008 yılında yaptığı
Türkiye ziyaretinden izlenimlerle başladı. Bu ziyaretin turistik olmaktan çok İslam ve Müslümanlarla ilgili kafasındaki tabu ve kalıpların yıkıldığı “manevi
yolculuk” olduğunu, ziyaret ettiği camilerde karşılaştığı manevi havayı kendi ibadethanelerinde de görmeyi ne kadar arzu ettiğini söyledi. Türkiye ziyareti sırasında kendisine
hediye edilen
Cevşen-i Kebir’in İspanyolca tercümesinden çok etkilenerek kendi kilisesinde vaazlar hazırladığını söyledi.
“Bunca yıllık din adamıyım, ancak bugüne kadar Allah’ı kilisemde bu kitaptaki gibi
tarif edemedim, cemaatime bu kadar güzel dualar öğretemedim” dedi. Hatta Cevşen’den ilham alarak şiir ve dualar yazdığını ve bu duaları kitaplaştırdığını belirtti. Pastor Orlov İnsanın Özündeki Sevgi kitabından alıntılar yaparak sözlerine şöyle devam etti: “Gülen için sevgi bir teoriden iberet değildir, aksine sevgi içinde çeşitli riskleri de barındıran bir vazifedir. Bedavadır ama
ucuz değildir. Gülen’in kendi cümleleriyle ‘Sevgi, dünyaya gelen her varlıkta en esaslı bir unsur, en parlak bir nur, en büyük bir kuvvettir. Ve bu kuvvetin yeryüzünde yenemeyeceği hiçbir hasım yoktur. Sevgi evvelâ bütünleşebildiği her ruhu yükseltir ve ötelere hazırlar. Sonra da bu ruhlar sonsuzluk adına doyup duydukları şeyleri bütün gönüllere hâkim kılmanın kavgasını vermeye başlarlar. Bu yolda ölür ölür dirilir; ölürken "sevgi" der ölür, dirilirken de sevgi soluklarıyla dirilirler... Her varlık, kainattaki yeri itibarıyla bu geniş sevginin bir yanını, parlak bir senfonizma ile seslendirmekte, irâdî ve gayr-i irâdî, varlığın sînesindeki derin aşk ve muhabbeti göstermeye çalışmaktadır.” Gülen’in düşüncesinde sevginin dünyayı değiştirmek ve bu uğurda karşılaşılabilecek şiddete karşı koymak için bir
silah değil en elzem bir vasıta olduğunu söyleyen Pastor Orlov kendisinin
Güney Amerikalı bir Lutheran
Hristiyan olarak Gülen’in düşüncelerinin ve bu düşüncelerden ilham alarak yola çıkan evrensel insani değerleri benimsemiş Gönüllüler Hareketi’den
demokrasi ve insan hakları konularında uzun yıllar sıkıntılar yaşamış kendi ülkesi Arjantin gibi diğer
Güney Amerika halklarının da çıkaracağı birçok
ders olduğunu belirtti.
Programdan sonra kendisiyle yapılan röportajda ise tanıtımı yapılan İnsanın Özündeki Sevgi kitabının
adalet ve insan hakları konusunda eşitliğin hakim olduğu yeni bir medeniyetin inşaasında bir
yol haritası çizdiğini, herkesi kendi konumunda kabul eden bir dialog ve uzlaşma platformuna zemin hazırlaması açısından çok önemli bir çalışma olduğunu belirtti.