O, varlığın yaratılış sebebi olmakla birlikte aynı zamanda da neticesidir. Allah celle celaluhu Kâinatı O’nun muhabbeti ile yaratmış, bu muhabbete ulaşarak sonsuzluğu hak etmenin yollarını Kur’an’da beyan etmiş, Kâinatı ve Kur’ân’ı eksiksiz ve doğru okuyup anlayabilmemiz için de yine O’nu içimize aydınlatıcı bir rehber olarak göndermiştir.
O’nun hayatı her insan için bir başvuru kaynağıdır. Dünyanın darlığından, nefsin ve şeytanın pişmanlığa götüren oyunlarından kurtulup yaratılış gayesine uygun yaşayabilmek, ancak O’nu bitmek tükenmek bilmeyen bir heyecanla tanımaya ve sevmeye bağlıdır.
O’nun her anı, her sözü, her tavrı ve adımı insanlık için rahmet ve bereketin formülüdür. Her şartta insanı kazanmayı, onu Cehennem yolundan döndürüp, Cennetlere hazır hale getirmeyi hedefleyen Allah Resulü’nün hayatı, insanlığın akla ve hayale gelebilecek tüm problemlerinin çözüleceği yegâne merkezdir.
O, 23 yıllık risâlet döneminde Kıyamet’e kadar devam edecek olan İslâm binasının temelini atmış ve her asra bakan yönleriyle bu temelden tüm zamanlara ve tüm insanlara uzanan yollar açmıştır. İnsanoğlunun dünya hayatının son bulacağı ana kadar yaşayacağı problemlerin ismi, cismi ve çözümü O’nun hayatında yerini bulmuş, O, kendinden önce olanları açıkladığı gibi kendinden sonra olacakları da aydınlatıp açıklığa kavuşturmuştur.
O’nun Yolu Hayat Yolu
Bugün, Müslüman coğrafyalardaki ferdî ve içtimaî problemlerin temelinde O’nu hakkıyla bilememek, O’nun değerlerinden uzaklaşmak ve zamanı O’nun değerleriyle yaşayamamak yatmaktadır. Bu hazin tablonun değişebilmesi, hayatın O’nun iklimine taşınabilmesi ancak O’nun yolundan yürümekle mümkündür. Diğer bir tabirle Nebevî neticeler, bugün yürünen yolun nübüvvet eksenli olmasıyla mümkün hale gelir.
Işık Yayınları tarafından yayımlanan ve Reşit Haylamaz’ın kaleme aldığı ‘Buzdan Dağları Eriten ŞEFKAT GÜNEŞİ’ isimli eser, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatını daha doğru, geniş ve bütüncül bir perspektiften ele almamızı sağlayacak zengin bir muhtevaya sahip.
Yazar, kitabın giriş bölümünde İslâm dünyasının Allah Resulü’nü yeniden ve Kur’ânî bir perspektifle ve bütün yönleriyle ele almaya ihtiyaç duyduğunu dile getirmiş. O’nun insanlar arasında yaşayan Mücessem Kur’ân olduğunu bir kez daha dile getiren yazar, Kur’ân’ı birkaç ayetten ibaretmişçesine dar bir alana hapsetme hastalığının Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in risâletinin anlaşılmasını zorlaştırdığını, bu durumun günümüzde İslâm’ın temsil ve tebliğine zarar verdiğini ifade ediyor.
Duru ve saf bir gönülle O’nun hayatını yeniden değerlendirmeye ihtiyacımız olduğunu dile getiren Reşit Haylamaz, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in 23 senelik inşa sürecinde hangi metodlarla hareket ettiğini anlama ve problemin bütününü çözmede ortaya koyduğu stratejiyi kavrama adına hepimize önemli ipuçları sunuyor.
Giriş ve üç ana bölümden oluşan eserin giriş bölümü risâlet öncesindeki Mekke’nin sosyal ve karakteristik yapısını özetlerken, Efendiler Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem’e kırk yıl boyunca ‘Emin’ diyen insanların niçin birdenbire değişip düşmanca bir tavır içerisine girdiklerinin analizini ortaya koyuyor.
Kitabın ‘Şiddet ve Savaş Karşısında Nebevî Duruş’ isimli birinci bölümde, sulh, sükûn ve diyalog zemininde insanlarla iletişim kurmak isteyen Allah Resulü’nün nezih dünyası keşfedilmeye çalışılmış.
‘Çok Yönlü Tebliğ ve Hazreti Abbas Misyonu’ isimli ikinci bölümde, Asr-ı Saadet’teki değişim ve dönüşümün hangi yol ve yöntemlerle gerçekleştiği, günümüze örnek olacak eşsiz misallerle anlatılmış.
‘Kin ve Nefretin Kaçınılmaz Sonu’ başlıklı son bölümde ise, her türlü imkân kendileri için seferber edilmesine rağmen yine de müspet cevap alınamayan müşriklerin ayağına son bir kez daha gidilerek engin bir şefkatle buzdan kalplerin nasıl eritildiği gözler önüne seriliyor.
Şefkat Güneşi, Reşit Haylamaz, Işık Yayınları, 351 sayfa