Bardakoğlu, "Bunu anlamaya çalışmaz da anlamsız bir davranış olarak görürse etik değildir, bilgisizlik içindedir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı
Ali Bardakoğlu,
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ile biraraya geldi. Bardakoğlu, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İstanbul Müftülüğü'nün
yağmur duasına çıkması ile ilgili yöneltilen bir soru üzerine Bardakoğlu,
İslam dininde "gereken tüm tedbirleri aldıktan sonra yapılacak bir şey yok şeklinde pozitivist" bir anlayışının bulunmadığını vurguladı. "Çünkü inanırız ki, yerin ve göğün sahibi yüce
Allah'tır. Her şeyi takdir eden O'dur, sebepleri yaratan O'dur." diyen Bardakoğlu, şöyle devam etti: "Biz gereken tüm tedbirleri aldıktan, barajları yaptıktan, her türlü maddi fiziki tedbilrleri aldıktan sonra elimizi açarız -Yarabbim biz her türlü tedbiri aldık. Üzerimize düşen çabayı gösterdik. Sen bize
yardım et.
Yağmur yağdır. İnsanlara yardım et- diye. O da bir başka husustur."
Hiçbir zaman yağmur duası ve Allah'a sığınmanın, alınması gereken tedbirlerin alternatifi olmadığının altını çizen Bardakoğlu, "Hem maddi tedbirleri almak hem de manevi tedbirleri manevi arınmayı yapmak zorundayız." ifadesini kullandı.
"YAĞMUR DUASI TOPLUMSAL BİLİNÇLENMEYİ SAĞLIYOR"
Müftülük'e yapılan yoğun müracaatlar sonrasında İstanbul'da yağmur duasına çıkıldığını hatırlatan Bardakoğlu, yağmur duasının
toplumsal bilinçlenmeye katkı sağladığına dikkat çekti. Bardakoğlu, yağmur duasının
su tasarrufu konusunda bilinçlenmeyi sağlayan bir adım olduğunu söyledi.
Ankara'da da yağmur duası yapılacağını kaydeden Bardakoğlu, "Gerekli izinler veriliyor, yazılar yazılıyor. Ama Ankara'da, İstanbul'da, Yozgat'ta, Eskişehir'de, nerede olursa olsun yapılan yağmur duaları insanın kainatın sahibi ile bütünleşmesidir. İnsanın Allah'ın verdiği nimetlerin farkında olmasının bir imtihanıdır. Netice itibariyle her şeyin sahibi O'dur. Ama biz önce kul olarak bize düşen görevleri, birey olarak toplum olarak yapmalıyız." şeklinde konuştu.
Bardakoğlu, "Yağmur duası ne zaman yapılacak?" şeklindeki soru üzerine, "Maddi - fiziki tedbirler sürekli alınır. Manevi tedbirler, dualar da devamlı yapılır. Bunlar günlük hayatın içinde yer alan hadiselerdir. Tıpkı bizim hastalıklara karşı
tedavi olmamız, ilacımızı almamız, doktora gitmemiz, sonra da -Yarabbim bana sağlık ver- diye dua etmemiz gibi. Yani biri diğerinin yerine geçmez." yanıtını verdi.
"YAĞMUR DUASININ ANLAMSIZ OLDUĞUNU SÖYLEYENLER DİNİ BAKIMDAN BİLGİSİZLİK İÇİNDELER"
Bardakoğlu bir soru üzerine, yağmur duasının hiçbir yerinin, anlamının olmadığını söyleyen insanların dini bakımdan bilgisizlik içinde olduğunu belirtti. Yağmur duasını tek ve yegane çare olarak anlatan kişilerin de yanılgı içinde olduklarını dile getiren Bardakoğlu, böyle bir anlayışın Türkiye'de bulunmadığını, çünkü vatandaşların gerekli bilince ulaştığını aktardı.
Bardakoğlu şöyle devam etti: "Ben dine,
dindarın ruh dünyasına, dindarın yakarışına karşı insanımızın en azından anlayışlı olması gerektiği kanaatindeyim. İnsanların kişisel eğilimi ne olursa olsun, Allah'ta duaya büyük önem veriyor. Öyleyse bir insanın kendi kişisel kanaati ne olursa olsun, insanların, tüm dünyanın bu el açışını yakarışını anlamaya çalışması gerekir. Bunu anlamaya çalışmaz da anlamsız bir davranış olarak görürse etik değildir, bilgisizlik içindedir."
İslam dinine göre duayı; kişinin yüce Rabbi ile buluştuğu, yalnızlığını giderdiği, onunla manevi dünyasında iletişime geçtiği özel bir hal olarak tanımlayan Bardakoğlu, "Dindar için çok anlamlı bir haldir. Bunun sonuclarını Yüce Allah tan bekleriz. Ama duaların hemen bire bir sonuçları olacak diye bir beklenti içine girmek doğru değildir. Yani bir yağmur duası yapıp da akabinde sağnak yağmurun yağmasını beklemek, yağmadığına bakıp da duanın kabul olmadığını söylemek mümkün değildir. Bu duanın tabiatına aykırıdır. Öncelikle yapılan duanın bizim manevi dünyamıza etkisi vardır. Bizi tazeler, yeniler. Bizim dünyada yalnız olmadığımızı bize anlatır. Duanın sonuçları onun taktiri ile alakalıdır." şeklinde konuştu.
CİHAN