Dolmabahçe’de skandala yer yok

Birkaç yıl öncesine kadar adı hep skandallarla anılan Dolmabahçe Sarayı, 150. yılını şanına yakışır bir şekilde kutluyor.

Dolmabahçe’de skandala yer yok

Üç yıl süren hummalı çalışmalar sonucunda sarayın nem alan duvarları onarıldı, dış cephesi ve içi restore edildi. Sık sık basına da konu olan depolardaki binlerce eser onarılarak bir müze ortaya çıkarıldı. Yıllardır yaşadığı talihsizliği ve ihmali tarihe gömen saraydan güzel haberler geliyor. Boğaziçi’nin en muhteşem yapılarından biri olan Dolmabahçe Sarayı, eski görkemli günlerine geri dönüyor. Son birkaç yıla kadar adı skandallarla anılan saray, yapımının 150. yılını şanına yakışır bir şekilde kutluyor. Yaklaşık üç yıldır süren hummalı çalışmalar sonucunda sarayın temelleri sağlamlaştırıldı, nem alan duvarları onarıldı, dışı ve içi restore edildi. Sık sık basına da konu olan sarayın deposundaki binlerce eser onarılarak bir müze ortaya çıkarıldı. Yıllardır yaşadığı talihsizliği ve ihmali tarihe gömen saray, 150. doğum gününe yepyeni bir çehreyle giriyor. Sene başından beri büyük bir itinayla yapılan kutlamalar, sarayın Has Bahçesi’nde yapılan geceyle taçlandırıldı. Gecede, en çok konuşulan konu ise Dolmabahçe’nin eski ve yeni haliydi. İşte saray ile ilgili güzel haberlerden birkaçı… Türkiye ilk depo müzesine kavuştu Türkiye’de müzelerdeki depolar şimdiye kadar hep atıl alan olarak kullanıldı. Ama Dolmabahçe Sarayı’nda dün açılışı gerçekleşen ve diğer müzelere öncülük edecek olan depo müze Türkiye için umut veren bir proje. Tarihî eserleri korumak için başlatılan mücadele kapsamında hazırlanan ‘depo müze’de başta Dolmabahçe Sarayı olmak üzere Milli Saraylara bağlı diğer sarayların deposunda çürümeye terk edilmiş objeler, bakım ve onarımdan geçtikten sonra ziyaretçilerin teşhirine sunuldu. Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından 6 ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirilen çalışmalar sonunda son derece modern bir müze ortaya çıktı. Deponun ısı, nem, aydınlatma ve güvenlik konularında son teknolojilerden faydalanıldı. Eserlerin zarar görmemesi için yurtdışından özel saklama kapları ve çelik çekmeceler getirildi. İki bölüme ayrılan depo müzenin ilk bölümünde eserler ziyaretçiye sunulurken, ikinci bölümde de teşhire sunulamayan eserler koruma altında tutuluyor... TBMM’ye bağlı Milli Saraylar içinde ziyaretçilerin en çok tercih ettikleri mekan Dolmabahçe oldu. Boğaz’ın incisi Dolmabahçe, aynı zamanda Atatürk’ün son nefesini verdiği bir mekan. Geçtiğimiz yıl Milli Sarayları 1 milyona yakın kişi ziyaret ederken bu kişilerin yüzde 70’inin Dolmabahçe’yi tercih ettiği görülüyor. Üstelik ziyaret edenlerin yarıdan fazlası da yabancı turist. 150. yaşa en görkemli kutlama Bu yıl altın yılını yaşayan Dolmabahçe’nin şanına yakışan görkemli kutlaması dün akşam sarayın Has Bahçe’sinde gerçekleşti. Müzik yönetmenliğini İzzet Öz ve Ali Kocatepe’nin beraber yaptığı gecede bir dizi konser verildi. 1856’dan 2006’ya uzanan müzik yolculuğunda Dolmabahçe’nin 150 yıllık tarihi yansıtıldı. Görkemli gecede Emel Sayın’dan Erol Büyükburç’a İlham Gencer’den Zara’ya kadar pekçok ünlü sanatçı şarkılarıyla unutulmaz bir gece yaşattı. Geceye, Meclis Başkanı Bülent Arınç ile birlikte birçok siyasetçi de katıldı. Dolmabahçe Sarayı’nın 150. yıl heyecanını en çok yaşayan isimlerden biri de hiç şüphesiz Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Cemal Öztaş. Öztaş baştan beri büyük bir titizlikle takip ettiği Dolmabahçe’nin şu anki durumundan oldukça memnun. Dolmabahçe Sarayı 150. yaşına yakışır bir şekilde yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli etkinliklerle tanıtılıyor. 150. yılın en önemli hazırlığı bizim için depo müzenin açılması oldu. Bunun dışında da senenin başından beri yurtiçi ve yurtdışında uluslararası sergiler açıldı. Bunlar arasında en çok ilgiyi saray ressamı Fausto Zonaro Sergisi gördü. Bu sergiyi ilk iki ay içinde 100 binden fazla kişi ziyaret etti. Abdülmecit Efendi Resim Sergisi, Hoca Ali Rıza ve Leonardo de Mango sergileri de büyük takdirler topladı. Yıllardır saray ve müzelerin depolarında çürümeye yüz tutan ve atıl hale gelen tarihî eserler konuşulup durdu hep. Dolmabahçe’de son durum nedir? Sarayda diğer saraylardan gelen binlerce obje vardı. Bu objelerin yıpranacağını kabul etmek lazım. Bu objelerin teşhirinde öncelik alanlarının olması bazılarının ihmaline sebep olmuş olabilir. Bunları kasti olarak nitelemek yanlış olur. O günkü koşullarda o şekilde korunabilmiş, bugünkü koşullarda daha iyi şeyler yapılabiliyor. Biz her şeyden önce bir ekiple beraber hareket ettik. Mimarı, tarihçisi, restoratörü hepimiz bir araya gelerek mevcut sorunlara çözümlenebilir projeler ürettik ve bu projeler başarıyla gerçekleşti. Sarayda kısa zamanda büyük mesafeler alındı, restorasyonla ilgili güzel haberler geldi. Sarayda bilim ve değerlendirme kurulu oluşturuldu. Artık daha çağdaş bir anlayışla çalışıyor arkadaşlar. Dolmabahçe’nin çatı problemi vardı, kurşunlar eskimiş ve çürümüştü. Bunlar yeniden eritilerek plak haline getirildi ve kullanıma geçti. Restorasyon anlamında başka bir sıkıntı yok. Türkiye ilk depo müzesine kavuştu. Depo müzenin yapımına ihtiyaç olduğundan mı, yoksa sürekli eksikliği dile getirildiğinden mi karar verildi? Dolmabahçe Sarayı’nın deposunda tam 11 bin 500 parça eser bulunuyordu. Bunların gerekli bakım ve onarımı yapıldıktan sonra modern saklama koşulları oluşturuldu. Bu eserlerden bazıları teşhire sunuldu, bazıları da depoya alındı. Burayla ilgili yeni bir yer ihtiyacı hasıl olunca da Beşiktaş’taki Barbaros Bulvarı üzerindeki kültür merkezimizi de ziyarete açık hale getirdik. İsteyen ziyaretçiler 2200 metrekarelik bir alanı 2 YTL karşılığında gezebilecekler. Saray ziyaretçileriyle aranız nasıl? Sizlere geri dönüşümleri oluyor mu, sarayla ilgili neler düşünüyorlar? Her geçen gün daha güzel şeyler duyuyorum. Gelip bizlere teşekkür ediyorlar. Ziyaretçilerin WC problemi vardı, onu hallettik. Şu anda son derece modern tuvaletler ziyaretçilerin kullanımında. Bunun dışında sarayın bahçesinin güzelliğini istedik ki vatandaşlarla birlikte yaşayalım. Kafesini geliştirerek burayı sosyal amaçlı bir tesis haline getirdik. Artık insanlar Dolmabahçe’nin içindeki saray ihtişamını seyre daldıktan sonra soluklanmak için de sahil serinleticiliğinde çaylarını yudumlayıp, karınlarını doyurabilecekler. Üstelik saatlerce Boğaz’ın güzelliğini de seyre dalabilirler. DİLEK CİHAN / ZAMAN
<< Önceki Haber Dolmabahçe’de skandala yer yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER