Yerde ve göklerde bulunan bütün zerreler, gerçek göz sahipleri için Hakk'ı ilân eden, Rabb'in varlığını ve birliğini haykıran, O'na itaat eden, O'na şükreden, zikreden ve secde eden birer delildir. Göz nimeti de bu varlık âlemine bakması ve ibret alması için insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir.
haram.jpg' align='right'/>
Güneş, ay, yıldızlar,kara,
deniz,dağ,taş,dere, ova, gece, gündüz, karanlık,aydınlık,
sema, arz ve bunlar arasındakileri temaşa edip Rabbin büyüklüğünü kavramak, onların kendi dilleri ile Rabblerini tesbih ettiğini ve O'nun varlığını ve birliğini haykırdığını görmek, onların insanların emrine verildiğini hissetmek, mevcudatın nasıl yaratıldığını düşünmek, gözün insana verilme sebepleridir.. Gözün şükrü ise yaratılış âyetlerini seyrederek ibret almak ve Yüce
Allah'ın bakmayı haram kıldığı şeylerden gözü sakındırmaktır.
Mümin erkek ve kadınlara gözlerini haramdan sakınmalarını emir buyuran Yüce Allah, bizlere görebileceğimiz şeyler için bir sınır koymuş ve bu sınırları aşanları da uyarmıştır. Yedi tabakadan yaratılan gözün bir tabakasına gelecek zarar bu nimetin zevali demektir. Gözü verenin, gözü veriş sebebine riayet etmek de kulun göz nimeti adına yerine getireceği birinci vazifedir.
M.Yusuf
Güven’in kaleme aldığı “Gözümü Haramdan Nasıl Korurum”
Işık Yayınları'ndan çıktı.
GÖZÜMÜ HARAMDAN NASIL KORURUM - M.Yusuf Güven