Hayati Sır

İyilerin sırrını açıklamanın vakti geldi! Merak etmiyor musun?

Hayati Sır

Bugüne kadar oyaladılar bizi, ‘sır açıklıyoruz’ kisvesi altında maskeledikleri kötülükleri ‘çekici’ ambalajlarla sundular. Gizlice, ‘sen de kendi tanrın olabilirsin’ lafını kazımak için zihinlerimize, denemedik yol bırakmadılar. Şimdi ilk kez iyiler kötülüğü deşifre ediyor ve kendi sırrını açıklıyor. İnsanın sırrını… Sır iyilikte, iyiliğin sırrı kendinde, aracısız olarak kendinde… İyiliğin sırrı herkesin kalbine özel… Şimdi kötüler için son günler… ‘İyiler’ kendilerini yalnız hissetmesinler… Hayykitap yine bir ilke imza attı ve Hayati Sır’ı yayımladı. Hayati Sır ‘bugüne cevap veren, bugünü ve geleceği anlatan’ farklı bir tasavvuf kitabı. Kitap yazarıyla aynı ismi taşıyor. Böylece “Hayati Sır kimdir”, “hayati sır nedir” sorularının hangisini yanıtlayacağına da okuyucu karar veriyor. ‘Hayati Sır’, şeytanın insanı kendine ‘dönüştürme’ faaliyetlerini, dijital ruhsuz bir ‘nesil’ yaratma çabalarını ‘en son teknoloji’ ekseninde deşifre ediyor. Kötülüğün teknolojik ihtişamını gözler önüne seriyor, maskeleri tek tek kaldırıyor, şeytanın nihai amacının ipuçlarını veriyor. Ama diğer yandan kalbin nasıl korunacağını, kötülüğe karşı acil olarak nasıl birlikte olup saf tutacağımızı, Cennet hayalini aklımızdan çıkarmamak için ne yapmamız gerektiğini anlatıyor. Umudu nasıl ‘canlı’ tutacağımızı söylüyor. Kullanılan dil ise ‘yeni’ bir tasavvuf dili. Olabildiğince berrak ve anlaşılır: Ey hakikat! ‘Söz’e gelecek olanı getirsin artık bu ‘kalem’! Beklemesin daha! Bozsun bu zayıf ama gösterişli oyununu şeytanın… Yoksa her an, daha zorlaşıyor, şeytanın teknolojisinden kurtarmak bu zayıf çocukları… Çocuklar neredeyse kendi istekleriyle Cehennem’e gitmeyi seçiyorlar büyük bir arzuyla… Dumansız ateşin hızını… İmkânsız olanın haz zincirini! Bir an daha yok artık… Tüm bağımlılıklardan daha öte bu teknoloji bağımlılığı… Ne yapacaksak yapalım, yoksa çok geç olacak… Ey insan! Kalk ve uyar! Kötüler için son vakitler bunlar! ‘Kalem’ ‘hakikat’i ‘söz’e getirecek yeniden… Çok az bir zaman sonra… Bunu haber ver herkese… ‘İyiler’ kendilerini yalnız hissetmesinler… Hayati Sır kimdir? ‘Hayati Sır’ olan ben değilim… Kalbinde hâlâ bir ‘hakikat’ taşıyan herkes o olabilir… Dünyadaki bunca zulme, zorbalığa rağmen, ilkyaz gelince, çiçeğe durmuş bir ağaca bakıp, şükredebilen her insan, kalbinde bir ‘hayati sır’ barındırır aslında! O zaman işte ‘hayati sır kim’, ‘hayati sır ne’ sorularının da bir önemi kalmayabilir! Yine de asıl merak edilen, hangi sorunun cevabı olmalıydı sizce! Biz, bugün, geçmişte defalarca ifade edilmesine rağmen, kalbin içinde hâlâ bir sır olarak kalabilmiş, insana emanet edilen bu hayati sırrın ne olduğunu, kalbimizin temizliği ölçüsünde bir defa daha ‘söz’e getirmeye çalıştık… Ama ‘Hayati Sır’rın kim olduğunu, ne olduğunu tam anlamıyla, dün olduğu gibi bugün de bir tek Allah bilir! Elbette tek bir ‘hakikat’ vardır! Ve o hakikat, biz ne yazarsak yazalım, Cenab-ı Hakk’ın izniyle ancak ‘O’na secde eden en sevgili kullarına açılır… Kitaptan bir bölüm… Şimdi, ağacın topraktaki hızıyla şeytana diyorum ki, gücün sınırlı senin… Ağacın karşısında durmak için direnen, ama bir türlü tamamlanamayan, ‘sırlar sırrı’nın derinliklerinde altından bir sembol gibisin… Görünmeye gücün yok… Hızın seni parçalamış… İnsanı da parçaladığını sandın… Yanıldın… Hiç yoktan, ağacın yaprağa, çiçeğe, sonra da meyveye nasıl durduğunu anlamadın… Ruhun, tohuma da üflendiğini bilemedin… İnsanı parçalasan bile, bizdeki her atom altı parçacığın o ruhu taşıdığını anlayamadın… Bunu anladığın zaman teknolojiyi buldun, bize karşı geliştirdin… Her şeyi parçalayan hızınla nano robotların içine sızdın… Benim dinim ‘kabala’ dedin… Allah’a varmak aşkıyla yanan insan-ı kâmil’den, kendini tanrı gibi göstermek isteyen adam kadmon’a vardın… Gizli iktidarının, kara bilimden kaynaklanan teknolojik gücünü kullanarak, telefon konuşmalarının, elektronik postaların, müziklerin, televizyon, internet görüntülerinin, filmlerin, elektronik ortamda tutulan bütün hastane kayıtlarının, tahlil sonuçlarının, banka hesaplarının, mecliste kararname oylamalarının, vergi dairelerinin, tapu sicil işlemlerinin, dijital bir sistem üzerinde ne var ne yok ise hepsinin, bir zihine sızar gibi aralarına girdin, insanın olduğu her yerde olmaya çalıştın… Çalışmakla kalmadın, insana hayatını zehir ettin. Yediklerimizi, içtiklerimizi, iklimleri bile değiştirmeye çabaladın… Her şeyi birbirine karıştırdın, dönüştürdün, Allah’ın yarattıklarını bozmaya çalıştın… Tabiatımızı, bu muhteşem organizmayı, kâinatın ahengini bozdun… Her şeyi senin kendi hızına çıkarmaya, iyice parçalamaya, birliği bozmaya, en küçük cüzde bile olan o ilâhî nefesten ayırmaya çalıştın… İnsanı, kendinin tanrısı gibi gösterip, kölen yapmaya, günahı kutsallaştırmaya, binlerce yıldır hep gayret ettin… Şimdi, bir defa daha sana diyorum ki gücün sınırlı senin… Kâinatın en küçük atom altı parçacığında bile o ilâhî nefes saklı… Bütün cüzleri nasıl ele geçireceksin… Tek bir cüzün içinde nice âlemler var… O cüzlerde hep o ilâhî tohum var… Allah ismiyle zikrediyor hepsi… Cennet’in habercisi onlar… Allah aşkı ile birlikte nur taşıyorlar içlerinde… O nuru söndüremezsin sen… Bu nuru bulmak, söndürmek için hızını düşürmen gerekli… O zaman da düşersin!  Dünyaya düşürüldüğün gibi… Ama bu sefer daha aşağılara, Cehennem’e düşürülürsün… Biz yeniden Cennet’te gibi düşünelim kendimizi… Zihnimizden o ilk günahın izini silelim… Allah’ın bizi ne kadar çok sevdiğini, bizi hiç bırakmayacağından emin olalım… Her insanın bu dünyada vücut bulmasının o ilâhî aşkın bir tezahürü olduğunu hiç unutmayalım… “Hayati Sır” Teknik Özellikler: Yazar: Hayati Sır Yayınevi: Hayykitap - 86 Kategori: Gizli Hazinenin Keşfi - 8 Türü: Tasavvuf Sayfa sayısı: 170 Birinci baskı: Eylül 2009 Fiyatı: 11 TL ISBN: 978-975-9059-91-0 Barkod: 9789759059910

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER