NAMAZ AŞIKLARI - Ali Balkan
Namaz Cennet'ten yeryüzüne gönderilen ve Ademoğlunu tekrar semaya çıkaran bir miraçtır. Namaz, dünyevi uğraşlar içinde boğulan insana, gökler ötesinden yapılan bir
çağrı, bir arınma kurnası, bir yükselme rampasıdır aynı zamanda. İnsan günde en az beş defa sonsuz kudret sahibi ve her şeye hükmünü kabul ettiren Yüce
Allah'ın huzuruna onunla yükselir.
Manevi yolculuğunda insana en çok mesafe kat ettiren ibadetlerin başında gelen namaz, dünya ve ahirette insanı koruyup ona sahip çıkan bir dost gibidir. Namazı en güzel şekilde eda etmek ve namazla kanatlanmak salih bir dairenin kilidini açan sırlı bir anahtar gibidir ve bu yolda en büyük
rehberimiz, her sözü, duruşu ve tavrıyla bizim için en güzel misal olan Peygamber
Efendimiz (S.A.V)dir.
Ali Balkan , Resulullah (S.A.V)'den başlayarak, dört büyük halife, tâbiin ve tebe-i tâbiinden günümüze kadar pek çok Allah Dostu'nun namaz hayatlarından misaller veriyor. “Namaz Aşıkları” ayakları şişene kadar namaz kılıp sonra da,"Şükreden bir kul olmayayım mı?" buyuran Efendimiz( S.A.V)den, namaza duracağı zaman rengi değişen ve türlü hissiyatla iki büklüm olan Hz Ali'ye,
sahabe efendilerimiz gibi namaz kılan Ömer İbn Abdülaziz'den, ibadetini tesbihat ve dua ile süsleyen Hz Mevlana'ya kadar birçok namaz kahramanlarının ibadetlerini görme ve ibret alma imkanı sunuyor.
Namazı kendi göz aydınlığı olarak görüp namaza tutkun olanlar, namazla yaşayıp namaz diyerek Hakk'a yürüyenlerin anlatıldığı eser
Işık Yayınlarından çıktı.
* * *
YAZARLARIN KALEMİNDEN BEDİÜZZAMAN - Necmeddin Şahiner
“
Bediüzzaman’ın hakikat-i Kur’âniye’yi açıklamaktan, İslâmiyet’e
hizmetten,
Müslümanların imanını kurtarmaktan ve dindeki asıl maksat olan rıza-yı ilâhiye nail olmak ve ilâ-yı kelimetullah uğrunda mücahededen, emr-i bi’l- mâruf ve nehy-i ani’l münkeri tebliğden başka bir maksadı yoktur.” ( Avukat Bekir Berk)
“Gün gelir bulutlarla sarmaş dolaş, gün gelir başı ak mı, ak… Bu başa yıldırım iner; ak üstüne kara değil, kara üstüne ak düşer,leke nedir bilmez. Ellerinde kova kova zift taşıyanlar bile, onun alnına iz süremez… O, bir milleti korumak için, yıldırımları üstüne çeker. O’nu tanıyan Demokles’in kılıcını da tanır. Daima başının üstünde bir kılıç. Bu kılıç, Üstad’ın boynunu kesmeye uzanırken; Bediüzzaman bununla kaleminin ucunu açtı, cilt cilt kitaplar yazdı.
Çalışmak için, hizmet için, yer, zaman ve imkan aramadı. Hapishaneler bile mektep oldu” (
Hekimoğlu İsmail)
“Said Nur, üç devir yaşamış bir ihtiyar. Üç devir: Meşrutiyet, İttihat ve Terakki,
Cumhuriyet. Bu üç devir, büyük devrilişler, yıkılışlar ve çöküşlerle doludur. Şark yaylalarından, güneşin doğduğu yerden
İstanbul’a kadar gelen bir adam. İmanı sıra dağlar gibi muhkem. Başı,
Ağrı Dağı kadar dik ve vakur. Hiçbir zâlim onu eğememiş, hiçbir âlim onu yenememiş. Kayalar gibi çetin, müthiş bir irade. Şimşekler gibi bir zekâ. İşte Said Nur.” ( Osman
Yüksel Serdengeçti)
“O, İlâhi bir mevhibe, ledünni bir sâika ve şâika ile, çevresinin en derin, en şümullü ve zahiri, bâtıni, ruhi,içtimai ihtiyaçlarını kurcalayacak çok üniteli bir güç kaynağı gibi pek çok şeyi omuzlayabilecek kuvvetleri ruhunda toplamış bir fıtrat harikasıdır.” ( M.
Fethullah Gülen )
Necmeddin Şahiner’in, Üstad ve talabeleri hakkında, ilim adamları, düşünür ve yazarlarla yaptığı röportajlar ve bu konuyla alâkalı muhtelif yazılardan derlenen “Yazarların Kaleminden Bediüzzaman” kitabı Şahdamar Yayınlarından çıktı.
* * *
ALLAH İÇİN VERMEK - Faruk Çetin
"Bu din Zatım için seçip razı olduğum dindir. Ona ancak cömertlik ve güzel ahlâk yakışır. Müslüman olarak yaşadığınız müddetçe onu, bu iki hasletle yüceltiniz." Hz.
Muhammed (S.A.V)
İnfak ve sadaka en geniş manasıyla "Allah'ın hoşnutluğunu elde etme niyetiyle insanın kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara ayni ve nakdi
yardımda bulunması" demektir.Bu bakımdan infak, farz olan zekâtı ve
gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içine alır. Allah rızası için yapılan, İslam'a ve Müslümanlara yardım ve fayda sağlayan her türlü harcama ve tasarruf; ülkenin savunması, hac hizmetleri, yoksulların desteklenmesi, okul, kütüphane, cami, yol,
köprü, çeşme, bakımevleri gibi hayır kurumlarının tesisi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine kadar her türlü gayret, Allah yolunda yapılan infak olarak kabul edilir.
Rehber Yayınlarından çıkan "Allah İçin Vermek" kitabında, teorik ve pratik olarak infak, sadaka ve cömertlik konuları ele alınıyor. Medeniyetimizin tam bir infak ve yardımlaşma
medeniyeti olduğu vurgulanırken, dünya medeniyetleri içinde vermeye bu derece
teşvik eden ve onu bu kadar sağlam esaslar çerçevesinde organize eden ikinci bir medeniyet ve din olmadığına dikkat çekiliyor.
Allah yolunda verme ahlâkını,
toplum blokları arasındaki irtibat ve beraberliği sağlayan bir köprüyü ve hakkı hep üstün kılmak için gereken çok önemli bir dinamik, infak ve sadaka mevzuunu gündemimize taşıyan "Allah İçin Vermek" Faruk Çetin imzası taşıyor. Rehber yayınları