İnsanın düşünme erdemine ulaşmasının ehemmiyeti üzerinde duran
Gülen, düşünmeden yaşayan insanların, başkalarının hayat felsefelerinin figürleri haline geleceğini söyledi. Düşünen insanları ise, gelinen
medeniyet seviyesinin mimarları olarak nitelendiren
Hocaefendi, "Bugün bizlere düşen, kendi mana kökleriyle sımsıkı irtibatlı olarak yenilenmeye hazırlanırken, yine kendi ruhundan aşı yapmasını bilen kahramanları yetiştirmektir." dedi. Türk milletinin milli kültür ve mana köklerini teşkil eden
İslam dinamiklerine dayalı bir düşünce sistematiğini geliştirememesinden de yakınan Gülen, milli muhakemenin bir
toplum için büyük önem arz ettiğine dikkat çekti.
Bir Kurban
Bayramı'nı daha gurbette karşılayan
Fethullah Gülen Hocaefendi, bayramların toplumları birleştiren, bütünleştiren ve kardeşlik, sevgi duygularını artıran yönüne vurgu yaptı. Bayramın en kalbî duygu ve düşüncelerin sızıp kâsesinden dışarıya çıktığı ve köpürüp her yanı sardığı bir dostluk ve kardeşlik günü olduğunu dile getiren Gülen, ''Devlet ve hükümet erkânından bütün resmî-
sivil hizmet kuruluşlarının mensuplarına ve milletimizin her ferdine kadar, herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyor ve Allah'tan, bu millete her zaman en güzel bayramları nasip etmesini niyaz ediyorum.'' dedi.
Gülen, bugün Türk toplumuna düşen vazifeye dikkat çekerek, ''Bir kere daha hatırlatmada yarar var; bugün bize düşen biricik sorumluluk, millete tarih şuurunu geliştirerek, asırlar boyu çekilen çilelerin, benimsenen inanışların, kökleşen kültürlerin kendi derinlikleri ölçüsündeki tesirlerini nesillerin vicdanlarına duyurmaktır.'' diye konuştu. Hocaefendi, ''Biz, yarınki hayatımızın bütün unsurlarını maziden getirmiş bulunuyoruz. Onları dünün nuru ve ilmin ışığıyla kendi kültür potamızda yoğurabilirsek, kendi ebediyetimizin macununu hazırlamış olacağız.'' şeklinde konuştu.
Düşünmeden yaşayanlar kendileri olamaz
Hocaefendi, insanın düşünme erdemine ulaşmasının önemine dikkat çekti. Bazılarının düşünmeden yaşadığını ifade eden Gülen, bu kimselerin başkalarının
yaşam felsefelerinin figürleri haline geleceğini söyledi. Gülen, ''Bunlar, sürekli şablonlardan şablona koşar, durmadan kalıp değiştirir ve ömür boyu duygu-düşünce inhirafları, şahsiyet kaymaları, suret-siret meseleleri içinde çırpınır durur ve kendileri olamazlar.'' diye konuştu. Düşünerek yaşayan insanların ise geçmişini ''
mübarek bir kaynak'' olarak değerlendirip bu donanımla geleceğe yürüyeceklerini belirten Hocaefendi, bu tür kimselerin cismani hayat darlığından sıyrılarak duygu ve düşünce âleminin enginliklerine açılacaklarını kaydetti. Düşünen insanları gelinen medeniyet seviyesinin mimarları olarak nitelendiren Hocaefendi, ''Bugün bizlere düşen, kendi mana kökleriyle sımsıkı irtibatlı olarak yenilenmeye hazırlanırken, kendine yine kendi ruhundan aşı yapmasını bilen kahramanları yetiştirmek.'' ifadelerini kullandı.
Birkaç asırdır Türk milletinin milli kültür ve mana köklerini teşkil eden İslam dinamiklerine dayalı bir düşünce sistematiğini geliştirememesinden yakınan Hocaefendi, Türk insanının bütün olumsuzlukları aşarak kendi kaynaklarından beslenen düşünce sistemi geliştirmesini arzu ettiğini kaydetti. Milli düşünce ve milli muhakemenin bir toplum için büyük önem arz ettiğini vurgulayan Gülen, ''Bir düşünce sistemi ancak milletin kendi aklından, kendi vicdanından ve kendi his âleminden kaynaklandığı ölçüde, o milletin his birliği, mantık birliği, muhakeme birliği ve beraberce yaşama suhuleti tahakkuk edilebilir.'' dedi.