Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, herkul.org'da yayımlanan "Gayretullah'a dokunacak yumruğu kulak çekerek savmak da şefkattir" başlıklı sohbetinde çok önemli değerlendirmelerde bulunuyor. O değerlendirmeler taksim gezi parkı hadiselerinden önce yapılmıştı. Yani bazı yayın organlarının öne sürdüğü gibi ne taksim olayları ne de polise yönelikti. Hocaefendi sohbetinde, maruz kalınan kötülüklere, zulme karşı Mümin'in göstermesi gereken tavrı anlatıyor. Gülen, müminlerin müminlere karşı kötülük yapar hale geldiğini söylüyor. Efendimiz'in bu konuyla ilgili bir Hadis-i Şerif'ini hatırlatıyor.
'Umumi fitne ve fesat bombası patlatılınca kafirler bütün bütün kalbi ve ruhi hayatları ile ölecekler. mü'minler de onunla nezle olacaklar.
Böyle bir girdap içindeyiz, İslam dünyası olarak. Kötülük yapanlar, kötülükte kilitlenmiş olanlar zaten yapıyorlar. Fakat kötülük duygusu öylesine ahval-i adiyeden olacak ki, onu mü'minler bile birbirlerine karşı kullanmada dur etmeyecekler.'
Hocaefendi, böyle kötülüklere maruz kalınsa bile dengeli yürümek, insanî tavrı koruyabilmek; bir manada derviş ruhu taşımak gerektiğini söyledi.
'Bir dönemde dosdoğru hizmet edenlere, hak ve hakikat yolunda gidenlere belki sadece ehl-i dalalet, ehl-i küfür, ehl-i ilhad saldırıyordu. Bir dönem gelir ki orada, mü'minler de mü'minlere saldırırlar. Saldırganlık virüsü sarmıştır ortalığı. Onlar da o virüsten müteessir olmuşlardır. virüs onlara da bulaşmıştır. onlar da o menkıbelerde efsanevi şeylerde olduğu gibi insan yiyen insanlar, insana diş gösteren insanlar, salya atıp gezen insanlar, öyle dönemler de olabilir. işte böyle bir dönemde bile dengeli yürümek esasen insani tavrı koruyabilmek, Allah'ın izni inayetiyle.
Bunca saldırganlık karşısında adeta bir saldırganlık sarmalı içinde bulunmasına rağmen insanların şefkatle muamele etmeleri çok önemlidir. Bir manada devriş ruhu taşıyarak, bize el uzatanlara el kaldırmamak, size el uzatanlara el kaldırmamak, ağzını kirli şeylerle kitletenlere " onlar kirletti ben de kirletsem olur" demeden ağzını temiz tutmak, onların kullandığı o üslup kullanılmamalı. "Salya attılar, ben de atayım" , " diş gösterdiler, ben de göstereyim" insan her şeye rağmen vahşi hayvanlar içinde bile insanlığını korumalı.'
Hocaefendi, kötülük yapan insanları, bütün bütün serazat ve "her şeyi yapabilirsiniz" şeklinde de bırakmamak gerektiğini, eğer böyle davranılırsa bunun da şefkate aykırı olduğunu söylüyor.
'Size kötülük yapan insanları bütün bütün böyle yaptıkları şeylerde 'serazat her şeyi yapabilirsiniz' şeklinde de bırakmamalı. Bunları bu halleriyle en küçük bir mukabeleyle dahi mukabelede bulunmadan o problemleriyle baş başa bırakırsanız mukabelede bulunan bulunur onlara. İşte bu da önceki nasıl bir şefkattir. Bu da yine sizin şefkat telakkinize aykırıdır.'
İzafi belki şefkatin ona da belki farklı negatif şefkat diyebilirsiniz orada. Böyle size bir yumruk vurdu. İmkanı varsa parmağınızın ucuyla hafif dokunun ona. Hafif dokunun. Ta mesele Gayretullah'a dayanıp da bulacağını Allah'tan bulmasın.'
Hocaefendi, kötülük yapanların durumunun Gayretullah'a kalmasının kötülüğü yapan için vahim sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.
'Siz şefkat kahramanları insanların öyle kendi kazdıkları kuyuya düşmemeleri için bence işte parmak ucuyla dokunmak suretiyle bir mukabelede bulunarak 'evet biz de bu kadar mukabelede bulunuyoruz' diyerek. bazı dediklerinin aksine bazı şeyler ortaya koymak suretiyle hizmetin umumuna zarar vermeden fakat şefkatin bir gereği olarak onların işlerinin de bütün bütün Gayretullah'a kalmaması için öyle bir izafi bir şefkate Allahu allem ihtiyaç var.'
Gülen, ehl-i imana karşı, firavunların, nemrutların yaptıkları şeyler yapıldığını söyledi.
'Öyle mesaviler irtikab ediliyor ki bilemezsiniz yani. Ehli iman bile olsa ehli imana karşı firavunların yaptıkları şeyler yapılıyor. Nemrutların yaptıkları şeyler yapılıyor. Ve bunları da bazıları din hesabına yapıyor. İşte bunlara zarar gelmemesi için bir şey diyeceksiniz azıcık 'sen de mi' deyip belki kulaklarını çekeceksiniz. Azıcık gözlerine karşı parmak sallayacaksınız. Belki 'yazık size' diyeceksiniz. Bu kadar mukabelede bulunmak suretiyle Kaf Dağı cesametinde bir belanın gelip başlarına çökmemesi için vesselam.'
