Hocaefendi'yi adeta iki büklüm eden vahim mesele

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin en son hasbihali ve iki yeni fotoğrafı yayınlandı.

Hocaefendi'yi adeta iki büklüm eden vahim mesele

  • Fethullah Gülen Hocaefendi: "Olup biten her şeyi fırtına gibi içimde yaşıyorum. Myanmar’dan Suriye’ye kadar."
  • Hocaefendi, adanmış ruhlara karşı sergilenen hazımsızlık, haset ve hatta husumeti anlayamadığını söyledi.
  • Bu kötülüklerin bazı müslümanlardan gelmesi karşısında adeta iki büklüm olup kıvrandığını belirtti.

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "371. Nağme: Ümit, Endişe ve Hayret" başlıklı yeni sohbeti Herkul.org sitesinde paylaşıldı. Ayrıca tefsir dersinde çekilen iki fotoğraf da yayınlandı.

"Dışta olup biten her şeyi bir fırtına gibi içimde yaşıyorum.. her şeyi ama. Myanmar’dan Suriye’ye kadar.” sözleriyle hasbihale başlayan Hocaefendi, insanı ye’se itebilecek sebeplerin çokluğuyla beraber ümit kaynağı olabilecek pek çok vesilenin de bulunduğunu ifade edip örnekler verdi.


Dünyanın en ücra köşelerine sırf Allah rızası için hicret eden ve Afrika’nın bazı yerlerinde olduğu gibi her türlü mahrumiyete katlanmanın yanı sıra şimdilerde teröristlerin tehditlerine karşı da tahammül gösteren ama vazifelerini yapmaktan asla geri durmayan adanmış ruhlardan bahseden muhterem Hocaefendi, onlar aleyhinde sergilenen hazımsızlık, haset ve hatta husumeti anlayamadığını, hele bu kötülüklerin bazı müslümanlar tarafından ortaya konması karşısında adeta iki büklüm olup kıvrandığını dile ifade etti.

İşte Herkul.org'da yapılan paylaşım:

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Tefsir dersinde bir kelimenin farklı manalarını anlatırken…



Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Tefsir dersinde bir kelimenin farklı manaları için lügate bakarken…



Değerli arkadaşlar,

Bugün tefsir dersinde Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) Sûresi’ne başladık. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, yine lisan-ı haliyle “lügat arkadaşlığı” vurgusu yaptı; manasını çok iyi bildiği kelimeleri bile sözlükten kontrol ederek bir sözcüğe yüklenen farklı manaları anlamanın insana mülahaza derinliği kazandıracağına işaret etti. O esnada çektiğimiz iki fotoğrafı paylaşacağız.

Ayrıca, kıymetli Hocamız geçen gün ikindi namazından sonra “Ağzımın tadı yok ki!.. Dünyanın tadı olmayınca nasıl ağzımızda tat olur ki?!.. Sadece ye’se düşmemeye çalışıyoruz, küfür olduğu için. Çok fazla hassasiyet/duyarlılık da var. Dışta olup biten her şeyi bir fırtına gibi içimde yaşıyorum.. her şeyi ama. Myanmar’dan Suriye’ye kadar.” sözleriyle hasbihale başladı.

İnsanı ye’se itebilecek sebeplerin çokluğuyla beraber ümit kaynağı olabilecek pek çok vesilenin de bulunduğunu ifade edip misaller verdi.

Dünyanın en ücra köşelerine sırf Allah rızası için hicret eden ve Afrika’nın bazı yerlerinde olduğu gibi her türlü mahrumiyete katlanmanın yanı sıra şimdilerde teröristlerin tehditlerine karşı da tahammül gösteren ama vazifelerini yapmaktan asla geri durmayan adanmış ruhlardan bahseden Hocamız, onlar aleyhinde sergilenen hazımsızlık, haset ve hatta husumeti anlayamadığını, hele bu kötülüklerin bazı müslümanlar tarafından ortaya konması karşısında adeta iki büklüm olup kıvrandığını dile getirdi.

Muhterem Hocaefendi’nin ümit, endişe ve hayretlerini seslendirdiği dar dairede yapılmış olan bu hasbihali de 18 dakikalık ses kaydı olarak arz ediyoruz.

Hürmetle…

<< Önceki Haber Hocaefendi'yi adeta iki büklüm eden vahim mesele Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER