Türkiye’yle birlikte 95 ülkeden bine yakın İslam âlimi, kanaat önderi, devlet adamı ve STK temsilcisinin katıldığı sempozyumda, İçtihad ve Kıyas konularının ümmetin geleceği için ne denli mühim olduğu ve bu kavramların nasıl kullanılması gerektiği üzerinde duruldu.
‘Kur’an ve Bilimsel Hakikatler’, ‘Peygamber Yolu’, ‘İcma ve Kolektif Şuur’dan sonra ‘İslam Dininin Zenginliği İçtihad ve Kıyas’ başlığıyla uluslararası düzeyde bir sempozyuma daha imza atan Yeni Ümit ve Hira Magazine, başta Arap coğrafyası olmak üzere İslam ülkeleri nezdindeki Müslüman Türkiye imajının gelişmesine katkıda bulunmaya devam ediyor. Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde iki gün boyunca süren oturumlarda, kültürel mirasımızın en önemli kaynaklarından İçtihad ve Kıyas konuları, alanında yetkin akademisyen ve ilim adamları tarafından eni boyu masaya yatırıldı. İslam üzere yaşayan halkların yaşadığı problemlerin çözümünün İçtihad ve Kıyas’ın gerçek manada ve ehil kişiler tarafından kullanılmasıyla mümkün olabileceğini ifade eden tebliğciler, İslam’ın her asra hitap eden bir din olduğunun altını özellikle çizdiler.
Sunuculuğunu Samanyolu TV Ana Haber Spikeri Kemal Gülen’in yaptığı sempozyum, Arnavutluk Bedir Üniversitesi Kıraat Hocası Davut Kaya’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sempozyum için hazırlanan tanıtım filminin gösteriminden sonra açılış konuşmalarına geçildi.
Kürsüye ilk olarak Hira Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Savaş gelirken derginin 42. sayısının kapağını seyircilerle paylaştı. Söz konusu sayının muhteviyatının da İçtihad ve Kıyas konularına ayrıldığını belirten Savaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Hira, odağında Peygamberimizin yer aldığı İslam ülkelerinde tevazuunu koruyarak gittikçe yaygınlaşmakta, ihlas ve samimiyeti kendisine şiar edinerek yoluna devam etmektedir. Hocaefendi derginin ilk makalelerini yazarken ve diğerlerini de desteklerken İslam kalemlerine olan ihtiyaca özellikle vurgu yapmış, onların zihinsel ve fikri olarak birleşmelerini istemişti. Kur’an-ı Kerim, Sünnet, İcma ve şimdi de İçtihad ve Kıyas… Sempozyumlar bir silsileyi takip etmektedir ve hepsi birbirinin devamıdır.’ Tarihin sayfalarına bakınca âlim ve ulemanın hakiki tarihi yazdıklarını görüyoruz diyen Savaş, ‘Onlar bir kenara çekilmemişler, fikir yoğunluğu içerisinde tarihin yazılmasında başrolde yer almışlardır. Farklı yollara sapan insanların hakiki manada köklerine dönebilmelerinin yoluâlimleri izlemekten geçer. Bugün yoldaki ışıklar mesabesinde olan bu âlimler dünyanın farklı yerlerinden aramıza katılmışlardır. Sizler başımızın tacı gönüllerimizin şifasısınız’ ifadelerini kullandı. Nevzat Savaş’ın ardından Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin sempozyum mesajı okundu.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Mesajı
Mesajında, İslam âlimlerinin kültürel mirasımızın en önemli iki kaynağı olan İçtihad ve Kıyas konuları çerçevesinde bir araya gelmelerinden duyduğu memnuniyeti ve bu birlikteliğin hayırlara vesile olması dileğini dile getiren Hocaefendi, insanlığın, Hatemünnebiyyin’in sunduğu son mesajın ışığıyla yoluna devam etmek durumunda olduğunu, mutlak hakikate ulaşma gayretini O’nun vesayeti altında gerçekleştirmeye çalışacağını, bunun için de İçtihad ve Kıyas’ın, Kitap ve Sünnet’teki zaman-mekân üstü potansiyel zenginliğin önemli bir açılım alanını teşkil ettiğini söyledi.
Dünya Değişiyor Biz Gelişiyoruz
Yeni fetihler, keşifler ve genler mühendisliği döneminde yaşadığımızı söyleyen Uluslararası Afrika Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Hasan Mekki, ‘Tüm bunlar olurken eğitim, kıraat ve tevhid olmadan yaşamamız mümkün değil. Bunlarla birlikte yaşamak da insanların arasına girmeyi gerektiriyor. Kur’an, bütün sosyal hayatı içine alan bir mucize. Ülkenizde 70 yıl öncesine kadar Kur’an, ezan yasaktı. Hizmet vesilesiyle görüyoruz ki bu ülke ciddi bir değişim geçirdi ve artık İçtihad’dan, İcma’dan, Kıyas’tan bahseder hale geldik. İslam’ın nuruyla Müslümanlar bir araya gelerek yenilenme fırsatlarını zorlayacaklar ve problemleri çözerek tortularını üstlerinden atacaklardır’ şeklinde konuştu.
Semir Budinar: ‘Sizler Peygamberin Varislerisiniz’
Programa Fas’tan katılan İnsan ve Toplum Araştırmaları Direktörü Semir Budinar’ın, İstanbul’u mübarek topraklar diye tanımlaması izleyicilerden büyük alkış aldı. Vahyin hayatın tüm ünitelerine girmesi için İçtihad ve Kıyas kavramlarının bu sempozyumda işlendiğinin altını çizen Budinar, ‘Burada toplanmamıza vesile olanlar,Hazreti Peygamberin varisleridir. Onlar ayetleri okuyup öğretmeye, vahyin sırlarını insanlara açıklamaya çalışıyorlar. İşte buna istinaden bu sempozyumun ümmetin ruhunu simgelediğini söylemek sanırım yanlış olmaz’ dedi. İslam âleminin sıkıntılarından kurtulması için farklı yöntemler üzerinde çalıştıklarını söyleyen Budinar, konuşmasına şöyle devam etti: ‘İçtihad bize nasıl yardımcı olur; medeniyetimizin kapılarını açabilir mi? Sorunların çözümünde yol gösterici olabilir mi? Metodolojik çözümler geliştirme noktasında bu gibi soruları çoğaltmalı ve üzerlerinde titizlikle çalışmalıyız. Şunu söylemek gerekir ki karanlık bulutlar hiçbir zaman daimi kalmaz. Her karanlığın arkasında bir fecri sadığı görmemiz muhtemeldir. Bizi bekleyen saf, temiz, berrak semalar olduğunu biliyoruz. Hira Mağarası, bir gayenin doğuşuna delalet etmişti. Biz onun ehemmiyetini bildiğimiz gibi Hira Dergisi’nin de bu kutlu gayeye katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz. Hocaefendi’ye bizi burada buluşturduğu için şükranlarımı iletmek istiyorum. Allah ondan razı olsun. Fikirleriyle, eserleriyle ve aksiyonerliğiyle yeni bir dünyanın kurulabileceğine olan inancımızı tazeliyor. Onun ortaya koyduğu İslam anlayışı ve değerler kartelasına karşı bizler de üzerimize düşenleri yapmak noktasında azami gayret sarf etmeliyiz ve inşallah edeceğiz. Umarım bu tarz organizasyonlar bundan sonra çok daha fazla yapılır ve yaygınlaşır.’
Ürdün Müftüsü Abdulkerim el-Hasavne: ‘Dine Dönüş İçin Âlimleri İzlemek Gerek’
‘İslam davasının temellerini, yollarını, metotlarını ifade ederken, insanları hikmetle, güzel sözle, yumuşak huyla ve güzel ahlakla dine davet edin denir. Âlimlerin sahip olduğu ilim ve kültür, insanların doğruya, Hakka davet edilmesi içindir. Onlar, Allah yolunun muhafızları, Peygamberin de mirasçılarıdır. Dine yine yeni yeniden dönüş de ancak âlimlerin izlenmesi, onların izlenebileceği programların tertip edilmesiyle mümkündür. Bu vesileyle Yeni Ümit ve Hira Dergilerini ve dahi bu organizasyona emeği geçen herkesi tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum. İnşallah dini anlayanlardan ve yaşayanlardan oluruz. Çünkü Allah kim için hayır dilemişse onun dini anlamasını sağlamıştır.’
Cezayir İslam Âlimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Abdurrezak Gassum: ‘İçtihad, Akli Bir Gayrettir’
‘Cezayir, vatani değerlere sahip çıkan bir millettir. Beraberimde sizlere değerli âlimlerimizin ve halkımızın selamlarını da getirdim. Burada olmaktan, tarihi, âlimleri,kahramanlarıyla meşhur bir milletin hem maddi hem de manevi anlamda en yoğun temsilcilerinin yani Hizmet Müessesesinin içinde bulunmaktan dolayı çok mutluyuz. Yaptıkları işlerin büyüklüğü ve atfettiği değerle, dünyanın dört bir tarafından gelen bizleri yani misafirlerini karşılamaları ve bağırlarına basmalarıyla bizlere büyük bir gurur yaşattılar. Cezayir olarak İslam’a hizmet noktasında üzerimize düşen ne varsa yapacağımızı vaat ediyoruz. Sempozyumun başlıklarından biri olan İçtihad,Fransızca karşılığıyla akli bir gayrettir, aklın kullanılmasıdır. Bize bakan yönüyle de İslam naslarının ümmetin hayatına uyarlanmasıdır. İçtihad, diğer ilimler arasında en yüksek mertebeye sahip ilimlerden biridir ve İslam’ın insanların hayatına tatbik edilmesi yönünde yorumların ortaya konmasına vesile olur. Çünkü problemlerin kaynağında aklın kullanılmaması yatmaktadır.’
‘Kalbin içerisindeki mekân, latif, hassas bir mekândır; Rabbimizin nazargahıdır. Oradan hep iyi şeylerin geçmesine müsaade etmeliyiz. Bu sempozyum da o iyi şeylerden biri ve buradan hâsıl olacak en büyük fayda, Müslüman kardeşlerin Allah’ın birliği ve beraberliği için toplanmaları ve bunun daim olması için kafa yormalarıdır. Ben Hizmet’in başlangıcından itibaren ortaya konan hareket tarzının doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü İslam Medeniyetinin imarı ruhun temelleri üzerine inşa edilmiştir. Bu istikamette hareket eden Hizmet Erleri de toplumun içerisindeki problemleri çözmeye çalışmaktadırlar. İlim minarelerinin en yükseklerinden biri olan Zeytuna İbn-i Haldun’un diyarından, Tunus’tan hilafet topraklarına yöneldik ve şu an çok şükür aranızdayız, sizlerleyiz. Nübüvvet sona erse de mirasçıları kıyamete kadar aramızda olacaktır. Hizmet Hareketi’nin ortaya koyduğu görüntüleri müşahede ettikçe buna inancımız daha da artıyor. Kolektif şuurla hareket ederek her zaman ve her mekânda sizlerle birlikte olacağız inşallah.’
Umman Yargıtay Başkanı Şeyh Abdullah b. Raşid es-Siyabi: ‘İçtihad, Ehil Olanlarca Yapılır’
‘Hira ve Yeni Ümit’e çok teşekkür ediyorum; böylesine özel ve zengin içeriğe sahip bir sempozyum düzenledikleri ve bizleri olabildiğince güzel karşıladıkları için. Aslında bizlerin bu sempozyuma şiddetle ihtiyacı vardı. Hiçbirimiz, asrın getirdiği yeniliklere ihtiyacımız olmadığını söyleyemeyiz. Yeniliklere adapte olmaya çalışırken karşılaştığımız problemler karşısında şeriatın hükümlerine başvurmamız ve onları anlayarak yorumlamamız gerekmektedir.Ancak bunu yaparken İslam’ın kaynaklarını, prensiplerini iyi bilmek, sürekli araştırma ve istinbat halinde olmak kaçınılmazdır. Allah’ın ayetlerine saygı, güçlü bir ilim ve öngörü,müçtehidde bulunması gereken hassalardır. Çünkü İslamiyet, şumuliyet ve evrensellik doğrultusunda geleceğe bakmayı içine alan bir dindir. Şu husus da çok mühimdir ki, İçtihadın sonunda bir ecrin hâsıl olması için onu yapanın söz konusu alanda ehil olması gerekir.’
Afganistan Dini Kurumlar Başkanı Prof. Dr. Şefik Samim:‘Ümmetin Bir Olmasında Hizmet’e Büyük İş Düşüyor’
İslam’ın ve Afgan halkının dertleriyle dertlenen ve onlara çok ciddi yardımları dokunan Hizmet müessesesinin değerli mensuplarına buradan teşekkürlerimi arz ederek başlamak istiyorum konuşmama. Tabi ki Türkiye’nin yanında Kuveyt, Bahreyn,Katar,Umman,Mısır,Suudi Arabistan, BAE ve Sudan gibi dost ve kardeş ülkelerin yardım ve dualarını da görmezden gelemem. Hepsinden Allah razı olsun. Alimlere, Hizmet erlerine, İslamümmetinin birleşmesinde büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Afganistan’da ve dünyanın pek çok yerinde kültür merkezi ve okullar açan, itidali temsil eden, yüreklerini diğer insanlara açmaktan çekinmeyen bu insanlara ve temsil ettikleri misyona çok ihtiyacımız var. Hocaefendi, sıkıntılara göğüs gererek İslam ülkelerinin dağınıklıktan kurtulması için büyük çaba sarf ediyor. Bizim ülkemizdeki okullarının sayısı 35’e ulaştı. Yedi bin kız çocuğu okuyor buralarda ve her sene üç bin mezun veriyoruz. Güzel yerlere geliyor bu okullardan mezun olan çocuklar; Türkiye’nin en meşhur üniversitelerine yerleşiyorlar. Bu vesileyle başta Numan Erdoğan Beyefendi olmak üzere bu davanın temsilcilerine derin teşekkürlerimi sunuyorum. Tarihe altın harflerle yazılacak işlere imza attılar. Allah bu işleri onlara nasip etti. Ve Rabbimden niyazım şudur ki; tüm dünyada seviyelerini yükseltsin, ihtilafa düşmekten korusun ve âlimlerini, liderlerini muhafaza buyursun.’
Şeyh Tahiri, Senegal: ‘İçtihad, İnsanlığa Hizmettir’
‘Sempozyumunhem konusu hem de zamanlaması çok isabetli olmuş. Buraya ilim heyetimiz ve hükümetimizde yer alan pek çok âlimle birlikte geldik ve Senegal halkının selamını getirdik sizlere. Hocaefendi’nin teşvikiyle yapılan bu güzel işlerin içinde yer almak bizler için büyük nimet. Böylesi organizasyonları da zaten yalnızca Hizmet Hareketi’nde görüyoruz. İslam’da Kur’an ve Sünnetten sonra âlimlerin yaptıkları içtihadlar, dinin anlaşılmasında ve yaşanmasında büyük rol üstlenmiştir. İçtihad, insanın Rabbi için sunmaya çalıştığı şeydir. İnsanlara hizmet, dinin hayata geçirilmesi için çalışmaktır. Allah Teâlâ’nın yüce namını yaymak için kullanılan bir araçtır. Burada bulunmanın da içtihadın nimetlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. İçtihad ve müçtehidler olduğu müddetçe İslam, bütün asırlar için geçerliliğini muhafaza edecektir. Bu hayırlı işlere öncülük eden Hocaefendi’ye hayırlı sıhhatler ve ömürler temenni ediyorum.’
‘Müslüman olmasa da devlet başkanımız çok saygılı bir şahsiyet ve sizlere onun selamını getirdim. Hem buradaki hem de ülkemizdeki hayırlara vesile olan ortamı hazırladıkları için Hocaefendi’ye ve dava arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum. Pasifik Diyalog Enstitüsü, Filipinler’de toleransı yaygınlaştırmaya çalışan bir kurum. Hayatımıza katkıları çok büyük. Hizmetlerin artması ve yayılması için birlikte çalışmaya devam etmek, hayırlardan bizler de nasiplenmek istiyoruz. İçtihad, İslami şeriat hukukunun bir dinamizmini temsil eder ve zamanın problemleriniçözmeye yönelik hayırlı bir teşebbüstür. İçtihadın önemini gösteren delillerden en önemlisi, İslam’ın mesajının bütün insanlara ve zamanlara şamil olmasıdır. Ülkemdeki durumla ilgili de belirtmek istediğim bazı hususlar var. İslam Özgürlük Cephesi ile Hükümet arasında bir anlaşma zemini aranıyor bir süredir. Dört yıldır Filipin Hükümeti ile Müslümanlar arasında ufak çatışmaların olduğu haberleri sizlere de ulaşmıştır muhakkak. Ancak dediğim gibi şu dönemde ciddi barış çabaları bulunuyor. Siyasi alanda temsiliyet beklentimiz var. Ve bu doğrultuda İslami Şeriat kurallarının uygulanması konusunda ilgili makamlara taleplerimiz oldu. Sonuç almaya başladığımızda Müslümanlar İslami hassasiyetlerini günlük hayatlarına adapte edebilecekler. İtidalli bir yol izlemek, ideal Müslüman imajının insanımızda bir karakter haline gelmesine vesile olmak ve onlara bir dinamizm kazandırmak istiyoruz.’
Hong Kong Müftüsü Muhammed Arşad: ‘Hocaefendi, Ümmeti Bir Araya Getirme Kabiliyetinde Bir Âlimdir’
Allah kim için hayır dilemişse onun dini anlamasını sağlar. İslam; fıkıh,ekonomi, astronomi gibi hayatın her alanına dokunan rehberler ortaya koymuştur. Budizm, Hinduizm gibi dinlerde böylesine kapsayıcı yaklaşımlar göremezsiniz. İşte bu yüzde İslam’ın en önemli özelliği hayatın tam da içinde olmasıdır. Nasları bütün yüzyıllara hitap eder. İlim adamlarının burada bir araya gelmelerinde rol alan Hocaefendi’ye saygı ve sevgilerimi iletmek istiyorum. Kanaatimce bu kabiliyete haiz yani bizleri, Müslümanları bir araya getirmeye muktedir tek insan odur. Yüz yıldır yapamadık çünkü biz bunu. Bayramlarımız bile ayrı ayrı zamanlarda kutlanır oldu. Problemlerimizi masaya yatırmalı, çözmeye gayret etmeli ve karşılıklı dualaşmalıyız. Rabbim bizlere tek bir imamın sancağı altında toplanmayı nasip etsin.’
İçtihad ve Kıyas Hakkında…
İçtihad;meşakkatli, külfetli, zor bir işi vücuda getirmek için bütün gücünü sarfederek cehd ve gayret göstermektir.Istılahi manada ise kesin ve açık delillerle sabit olmayan zannî ve fer’i hükümleri şer’î delillere uygun olarak istihraç ve istinbat hususun¬da bütün güç ve takatini sarf ederek çalışmak manasına gelmektedir. Yani, Kur’an, hadis ve icma ile sabit olan şer’î delillerden hüküm çıkarmaktır.
Kıyas; bir şeyi diğer bir şeyle ölçüp, ortak bir değer ve hükme bağlama manalarına gelir. Istılahta, bir konu ve bir amel ile alâkalı hükmü, onun dengi, benzeri başka bir konuda da ortaya koymak demektir. Usûl-ü Fıkıh'tabirinci meseleye ‘makîsun aleyh’ veya ‘asl’, ikinci meseleye de ‘makîs’ veya ‘fer’, bu iki mesele arasındaki ortak noktaya, diğer bir ifade ile "vech-i müşâbehet"e de "hükmün menâtı" denir ki, bu çerçevede tanımaya çalıştığımız kıyas, Kitap ve Sünnet'teki zaman ve mekân üstü potansiyel zenginliğin önemli bir açılım alanını teşkil eder.