Son 20 yılda Dünya'nın pek çok bölgesinde meydana gelen savaşlara tanıklık eden
Yönetmen Abdullah Aytekin,
İstanbul'un çok kültürlü yaşamının simgesi olan cemaatlerin
kutsal günlerinde gerçekleştirdikleri
ayinleri hiçbir alt metin kullanmadan beyaz perdeye aktardı. Yönetmen Aytekin, belgesel filmi, "Bu filmde insanlar kendilerini görecekler, bütün o renklerin kendisinde olduğunu görecekler." sözleriyle anlattı.
Dünya
Kültür ve
Sanat Merkezi ve İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından ortaklaşa hazırlanan filmde; İstanbul'da yaşayan 9 farklı kültürün kutsal günlerde yaptıkları ayin ve törenler yine bu kültürlerin kadim kişilerince anlatılıyor.
Afganistan,
Kosova,
Filistin,
Çeçenistan,
Lübnan, Somoli gibi çatışmaların ve savaşların yaşandığı bölgelerde insan hikayelerine gazeteci olarak şahitlik eden Aytekin, tüm bu bölgelerde yaşanan acı olayları gördükten sonra İstanbul'daki çok kültürlülüğün ve barışın farkına vardığını söyledi. Aytekin, projenin başlangıç sürecini ise şu sözlerle anlattı: "Dışarı çıktığınız zaman bakıyorsunuz ki, bambaşka bir medeniyetiniz var yemeğiyle, müziğiyle, mimarisiyle. Ben bunu dışarıda anladım. Bu belgesel film projemizi Anadolu'da yapmak istemiştik ancak Doğu'nun bütün kültür renklerini İstanbul barındırdığı için 2010 Projesi olarak bu projeye başladık."
'MUSEVİLER, ERMENİLER, RUMLAR, TÜRKLER BÜTÜN DEĞERLER BENDE'
Filmdeki bütün kültürleri kendi içinde taşıdığını belirten Aytekin, "Bende; Museviler, Ermeniler,
Rumlar, Türkler bütün değerler bende, yemek yerken,
müzik dinlerken, camiye girerken hep aynı. Kiliseye girerken de aynı şeyi yaşıyorum." şeklinde konuştu.
Filmde 9 kültürün yer aldığını ifade eden Aytekin, bu kültürlerin de içiçe geçişini örnekler vererek anlattı, "Bu filmde insanlar kendilerini görecekler, bütün o renklerin kendisinde olduğunu görecekler.
İslam ülkelerinde kandil diye bir şey yoktur aslında Türkiye'ye ait birşeydir. Müzik ve yemek kültürlerimiz birbirine geçtiği gibi dinler de birbirine geçmiştir. Kurban'da Ermeniler
kurban keserler, bizim bayramımız onun bayramı yoktur. Rumların Aya Yorgi bayramını çektik, bu bayramda herkes Heybeliada'da çıkar ve çıkanların yüzde 80'i Müsüman'dır, o çıplak ayaklarla dilek dilerler. Siz ne kadar problem olarak göstermeye kalkarsanız kalkın. İçiçe geçmiştir ve baktığınız zaman tek bir İstanbul vardır ve ayıramayacağınız tek bir kültür haline dönüşmüştür insan."
Filmde, kültürlerin kendi kadim kişilerince anlatıldığını belirten Aytekin, "Eğer ben bir metin yazsaydım yanlış olurdu. Ben bir Müslüman'ım onu
tarif etseydim kendi birikimimle tarif ederdim. Hiçbir metin kullanmayalım dedik. Onların o kutsalını
kayıt altına alalım, kendilerinin diliyle aktaralım. Cemaatlerle
danışman olarak sürekli görüştük ve onlara danıştık." diye konuştu.
İstanbul'da Kutsal Günler filminin galası 16
Aralık 2010'da Taksim'deki
Beyoğlu Sineması'nda gerçekleştirilecek. Film daha sonra
Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş 40 ülkede de gösterime girecek.