İstanbul kara surları üzerinde bulunan tarihi 80 kapıya ait kapı kanatları tamamen kaybolmuş durumda. Birçok tarihi kabartma da ya yok olmuş ya da çalınmış.
Uzun yıllar İstanbul surları üzerine tarihi araştırmalar yapan
Sanat Tarihçisi Fehmi
Hayri Yılmaz, İstanbul'un kayıp kapılarının izini sürdü. Yılmaz, İstanbul'u çevreleyen yaklaşık 20 kilometre uzunluğundaki surlarda irili ufaklı toplam 80 kapı bulunduğunu ancak bunlardan sadece bir tanesinin yarım da olsa kapı kanadının korunduğunu söyledi.
"Surların genelinde sıkıntılar devam ediyor. Koruma sağlanamıyor, düşünürseniz Yedikulekapı'nın üzerinde güzel bir kartal kabartması vardı ancak bu geçtiğimiz sene çalındı. Keşke bunlar korunabilse, Ayakapı'nın üzerindeki Yeniçerilerin remizlerinin kazınmış olduğu taş levha aşınmış durumda ama bunlar müzeye kaldırılmıyor." diyen Yılmaz, "Koca kentimizde bir
Osmanlı Arkeoloji Müzesi olmaması da üzücü bu nedenle bu eserler hızla yok oluyor." dedi.
İstanbul tarihi için sur kapılarının önemli unsurlar olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Hiç şüphesiz bunlar kayıp kapılardır. Hele ki, günümüzde hatırlanmıyorsa, ziyaret edilmiyorsa." şeklinde konuştu.
Sadece kapılar konusunda değil surların genelinde bir sıkıntı olduğuna da değinen Yılmaz, "Baktığımız zaman surlar için koruma sağlanmadığını söylemek mümkün, Yedikulekapı'nın üzerinde güzel bir kartal kabartması vardı ancak bu geçtiğimiz sene çalındı. Keşke bunlar korunabilse, Ayakapı'nın üzerindeki Yeniçerilerin remizlerinin kazınmış olduğu taş levha aşınmış durumda ama bunlar müzeye kaldırılmıyor. Koca kentimizde bir Osmanlı Arkeoloji Müzesi olmaması da üzücü bu nedenle bu eserler hızla yok oluyorlar." şeklinde konuştu.
İstanbul'un
Haliç tarafında 44,
Marmara tarafından 36 kapının yer aldığını belirten Yılmaz, karasurları üzerinde ise 8 büyük kapı olduğuna ancak bunlardan çok azının günümüze ulaştığını söyledi.
Kapıların İstanbul'u korumak dışında Osmanlı için ayrı bir önem arzettiğine dikkat çeken Yılmaz, herbir kapının sabah ezanı öncesi mehter eşliğinde açıldığını ve
akşam namazı öncesi düzenlenen mehter eşliğinde kapatıldığını belirtti.
TEMSİLİ TÖRENLERLE KAPILAR DAHA POPÜLER HALE GETİRİLEBİLİR
Kapıların tek bir parça olarak düşünülmemesi gerektiğinin
altını çizen Yılmaz, "İstanbul kapılarında manevi korumayı sağlayan evliyaları, karakolhaneleri, kahvehaneleri, büyük külliyeleri bulunuyor. Buna benzer bir sürü
küçük küçük birimleri var. Silivrikapı'da Hadım İbrahim Paşa'nın, Topkapı'da Kara Ahmet Paşa'nın külliyeleri var. Bunlar keşke daha iyi değerledirilebilse, şehrin çok enteresan noktaları ama maalesef surların geneli kapılarıyla birlikte
ihmal edilmiş durumda. Şehrin kalabalık halkı bunları pek fazla hatırlamıyor" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, farklı bir de teklifte bulunuyor: "Kapılarda yapılan törenler, görkemli törenlerdi, ilginç törenlerdi, keşke İstanbul'un ana kapısını oluşturan
Edirnekapı'da bunun canlandırması yapılsa, sembolik törenler yapılsa. Dünyanın birçok yerinde bu tür tarihi olayları canlandıran törenler yapılır ve turizm bundan faydalanır. Düşünün şehrin giriş çıkış ana kapısıydı burası ve böylelikle Edirnekapı daha popüler hale getirilebilir. İstanbul ziyaretçileri için."
İstanbul surlarında yer alan 8 büyük kapı; Altın Kapı, Belgradkapı, Silivrikapı,
Mevlanakapı, Topkapı,
Sulukule Kapısı, Edirnekapı, Ayakapı.
Topkapı;
Bizans dönemindeki adıyla Romanos Kapısı. Sultan II. Mehmet, kuşatma sırasında karargâhını buraya kurmuştur ve en ağır top atışları da buradan yapılmıştır. Bu nedenle tarihte buradaki mahallenin adı Top Yıkığı Mahallesi olarak geçmektedir.
Fatih Sultan Mehmet Han'ın da İstanbul'a kesin olmamakla birlikte bu kapıdan girdiği söylenmektedir.
Mevlevihane Kapısı; Günümüzde Mevlana Kapı olarak bilinmektedir. Osmanlı döneminde burada yer alan Mevlevi tekkesinden dolayı ismi Mevlevihane Kapı'dır ancak zamanla bu isim Mevlana Kapı olarak kullanıla gelmiştir.
Altın Kapı; Bizans İmparatorları'nın
zafer kazandıkları zaman şehre giriş yaptıkları kapıdır. Kapı üzerinde daha önceki dönemlerde yer alan altın ve yaldız süslemeleri nedeniyle bu isim verilmiştir.