[Kadir Gecesi] O af ânını yakalayalım

Hz. Aişe (r.anha) anlatıyor: "Kadir Gecesi'nde nasıl dua edeyim dedim.

[Kadir Gecesi] O af ânını yakalayalım

Rasûlullah şu duayı okumamı söyledi: 'Allahümme inneke afüvvün, tuhibbu'l-afve, fa'fü anni' (Allah'ım Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet.)" (Tirmizi, Da'avât, 89). Kadir Gecesi, Kadir Sûresi'nde de ifade edildiği üzere, "Kur'an'ın indirildiği; bin aydan daha hayırlı olan; Rab'lerinin izniyle Ruh ve meleklerin her türlü iş için indiği; tan yeri ağarıncaya kadar esenlik, huzur ve güven kaynağı olan" (Kadir, 97/1-5) bir gecedir. Mademki, bu geceyi bin aydan hayırlı yapan şey, Kur'an'ın bu gecede indirilmesidir; öyleyse bizler bu geceyi Kur'an'ı okuma, anlama, yaşama ve yaşatma ziyafeti yapmalıyız. Kur'an'ın mânâsına ve tefsirine ağırlık vererek onu idrak etmeli ve yaşamalıyız. Anladıkça ve yaşadıkça onu yaşatmanın aşkını ve şevkini yaşamalıyız. Ayrıca bu geceyi, nafile namaz ve duayla geçirmemiz tavsiye edilmiştir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz, "Kim inanarak ve Hak rızası için Kadir Gecesi'nde kalkarsa, (namaz kılar, ibadet ederse) onun geçmiş günahları affedilir." (Buhari, Leyletü'l-Kadr, 1) buyurur. Bin aydan hayırlı gece Bu gece maddî ve manevî bütün nimetlerin müminin gönlüne yağdığı, iki cihanın bayram oluş müjdesinin müminin gönlünde hissedildiği, Kur'an, ibadet ve oruçla ruhun yükselişini zihnin de müşahede ettiği bir gecedir. Böylesine bir gecede, İlahi yardım ve manevi fetihler bir sağanak yağmur gibi müminin gönlünü ve zihnini serinletir. Onu dünya kaygılarından ve dertlerinden özgürleştirir. Kur'an-ı Kerim'de, Rabb'imizin bizlere çok büyük nimetler ikram ettiğini gördüğümüzde, Allah'tan hatalarımız için bağışlanma dilememiz emredilmiştir. Hadlerin bilindiği gece Başarıyı ve zenginliği kendinden bilme, insanı kibre ve küfre düşürür. Kibrin baş düşmanı, tevazudur. Huşû Hakk'a boyun eğmek, tevazu Hakk'a teslim olmak, Hakk'ın hükmüne itirazdan vazgeçmektir. Bu iki kavramın da en güzel halleri namaz ve oruçla yaşanır. Bu dua, Kadir Gecesi'nde bizi Kur'an, namaz ve orucun bu güzel iklimine davet eder; bu iklimi ruhumuza hissettirir. Sonsuz af iklimi "Allahümme inneke afüvvün kerimün" derken Rabb'imizin sonsuz ikramlarını ve affediciliğini hissederiz. Tövbenin güzelliğini ve affedilmenin vazgeçilmezliğini bir nefes gibi içimize çekeriz. Tövbe ve istiğfar, Allah hariç her şeyden dönmek ve yüz çevirmektir. Günahkar insanların tövbesi, günahları içindir. Allah dostlarının tövbesi ise Rab'lerini unutarak geçirdikleri her an içindir. Bu gecenin kadrini bilelim ki, bizim de kadrimiz bilinsin Kadir Gecesi'nde tam bir kadirşinaslık hâli hâkimdir. Rabbinden razı olan kul, O'na boyun büküp iltica etmekte, Rabbimiz de bu "kadir biliş"e karşılık ikramlarını sağanak sağanak yağdırmaktadır. Kadir; değer, kıymet, ölçü ve kudret mânâlarına geliyor. Rabbimiz nasıl ahirette kullarına hikmetinden daha çok kudretiyle muamele edecekse Kadir Gecesi'nde de aynısını yaşayacağız. Bu gecede, her geceyi Kadir bilenlere ve Kadir'i ihya edip hürmet gösterenlere İlâhî varidat dolu dolu gelecek. Bunları elde etmek için, Kadr'in kıymetini bilmek, yağan manevi yağmurla kalbimizi yıkayabilmek için bu geceyi bir altın fırsat olarak bilmek gerekiyor. Maalesef bu gece herkes için 'bin aydan hayırlı' olmayacak. Bu, her geceyi Kadir bilenler ve Kadir gecesini sevip, hürmet gösterip, ihya edenler için geçerli olacak. Siz gidip saklanırsanız, her tarafı sağanak götürse de size bir damlası düşmeyebilir! Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan'ın 27'nci gecesi olduğunda karar kılınmıştır. Hz. Peygamber (sas) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş; ancak "Siz Kadir Gecesi'ni Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız." (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3) buyurmuştur. Namaz, tövbe ve dua Kadir Gecesi'ni, namaz kılarak, Kur'an-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua yaparak değerlendirmeliyiz. Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar. Süfyan-ı Sevrî, "Kadir Gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur'ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir." (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313) demiştir. Neden gizli tutulmuştur? Allahü Teâlâ hikmeti gereği Kadir Gecesi'ni ve onun dışında daha bazı şeyleri de gizli tutmuştur. Mesela, duanın kabul olduğu saati cuma günü içinde, makbul velisini insanlar içinde, eceli ömür içinde ve kıyametin vaktini de dünya ömrü içinde saklamıştır. Yine en büyük ismi olan İsm-i Azam'ı da diğer ismi içinde gizlemiştir. Bunların gizli tutulmasından maksat müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamaktır. Müminler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir. Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: "Kim Kadir Gecesi'ni, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî, Kadir, 1). Melekler dünyaya nasıl iner? Melekler "saf saf/grup grup" inerler. Kadir Sûresi'nde bu iniş anlatılırken, zorluk ifade eden bir fiil kipi kullanılır: "Tenezzelü" yani o kadar çok melek, o kadar ciddi bir arzu ile iner ki, hep birlikte bir yerden geçiyorlarmış gibi bir sıkışıklık ve zorluk yaşanır. Ve bu iniş şafak sökünceye kadar devam eder. O af ânını yakalayalım Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Gecenin bütününü ibadetle geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler. 'O gece esenlik doludur' Şiiri, Hz. Yusuf'un makamından, aşk gezegeni Venüs'ten (Zühre) alan son büyük şair Sezai Karakoç O'nun için şöyle der: "Belki bu gecedir, belki başka bir gecedir Kadir Gecesi. Kuran'ın övdüğü bir gecedir Kadir Gecesi. Orucun şifa saçan ellerinde Müslüman'ın kalbi onarıla onarıla, Ramazan hilâli büyüdükçe nefsin hilâli küçüle küçüle, öyle bir geceye gelinir ki, nefs, başına dünya kirlerini yıkayıp alıp götüren sıcak suların döküldüğü bir ölüye yaklaşır. Onu yıkayan meleklerin dünyamıza indiği gecedir Kadir Gecesi. Gecelerin de bir imamı vardır. Gecelerin imamı, en büyük imam Kur'an-ı Kerim'i kalbinde taşıyan Kadir Gecesi'dir." 'İçinde bulunduğumuz günler'den biri, belki bu gece, belki yarın, kim bilir belki önceki gün Kadir Gecesi. Kur'an'ın indiği ve Kur'an'a inen bir gece olarak kadri ve kıymeti bizatihi Rabb'imiz tarafından belirlenmiş ve lütfedilmiş olan bu kutlu geceyi Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan'ın ikinci yarısında ararmış. Mağripli büyük bilge İbn Arabî'nin birkaç kez Kadir Gecesi'ni yakaladığı söylenir. Nebiler, resuller ve onların varisi olan kâmil velilerin hayatına birkaç kez mutlaka doğar Kadir Gecesi. Talebelerinden öğrendiğimize göre, Bediüzzaman, Ramazan-ı Şerif'in ikinci yarısında geceleri uyumaz, ibadet, kıraat ve virdle meşgul olur, talebelerini de uyutmazmış. Bilhassa son on gecede bu sürekli evrad ve ezkar son haddine ulaşır, Kadir Gecesi'ni yakalama ve onunla bir harfine on binler, belki milyonlar sevabın bağışlandığı o mübarek anların bereket ve feyzinden istifadeye çalışırmış. Ramazan-ı Şerif, savaşla, kanla, gözyaşıyla, siyasi ve ekonomik sorunlarla tam bir kabz hali, bir daralma yaşayan ihtiyar yerküremizde esenliğin gerçekleşmesi ve yeni bir şafağın doğması için manevi bir diriliş ve derleniş imkânı sunuyor. Kur'an'da 'mübarek' olarak nitelenen Ramazan'ın kalbinde Kur'an, Kur'an'ın kalbinde kâmil insan, kâmil insanın kalbinde ise Kadir Gecesi tecelli ediyor. Bu kutlu geceye adını veren ayette Rabb'imiz, "Biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rab'lerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar." buyuruyor. Kadir Gecesi'nde Rabb'imiz göğün birinci semasına tenezzülü gibi, melekler ordusunu ve Ruh tabir edilen Vahiy Meleği'ni indiriyor, 'Yok mu bir şey isteyen, vereyim?' müjdesiyle ruhları yıkıyor, gönülleri ışıtıyor ve dünyanın en çok muhtaç olduğu sonsuz bir umudu insanlık göğüne yayıyor. Dünyanın yaşadığı daralma ve insanlığın kalbindeki derin krizden bir gün büyük bir bast (genişleme, yayılma ve ferahlık) halinin çıkacağı umuduyla bu gece Rabb'imizin dergâhına sığınmalı, gözyaşlarıyla ıslanmış bir çehre, acıyla yanmış bir kalp ve umutla dolu bir gönülle münacat ve niyazda bulunmanın zamanıdır. Nasıl ki haccedenler, Allah'ın arzdaki beytinin çevresinde O'nun aşkının pervaneleri gibi dönenler ve Habib'inin mübarek kademinin çiğnediği topraklarda gözü yaşlı dolaşanlar döndüklerinde annelerinden tertemiz doğmuş gibi arınıyorlarsa, Kadir gecesinde de tıpkı o sabah namazında cemaati kaçırınca derin bir 'ahh!' çeken sahabe gibi günahlarından dolayı yanıp yakılanlar, bağış ve arınma isteyenler, Allah'ın sonsuz ve mutlak varlığına katılırcasına, bir kaybolma yeri, bir vuslat mekaneti olan secdede dakikalarca ağlayanlar, Kur'an'ı, sanki yeni iniyormuş gibi, kalbine feser edercesine okuyanlar da bağışlanmayı ümit edebilirler. Bu büyük müjde bulutunun altına girmek için niçin hâlâ bekliyoruz? İşte bugün, yarın, öbür gün Kadir Gecesi... Gecenin kadrinin ışıl ışıl belirdiği bir gece. Bir bağışlanma ve yücelme imkânı... Bir sırra erme ve sırrolma zamanı. Bir kurtuluş ve esenlik vakti. İnsan hali üzre imiş. Ki ona ibnü'l-vakt denirmiş. Kadir Gecesi hangi hal üzre olursak ve Kadir bize, bu kederle sancıyan dünyamıza gülümser ve bir anda Çin ü Maçin ülkesinin üzerinden uçarken bir kanadı düşünce, bütün bir iklimi bir billur gibi ışıtan Anka gibi ruhlarımıza görünürse, işte o an nefsimiz ve dünyamız için yeni bir fecrin de başlangıcı olacaktır. Bu umutla divanesi olalım Kadir Gecesi'nin. Efendimiz'in (asm), Hz. Ayşe validemize tavsiye ettiği dua dilimizde, Mushaf elimizde, Kur'an dil'imizde arayıcısı olalım Kadir Gecesi'nin: "Allah'ım Sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle..." Bin aydan hayırlı olan bu kutlu gecenin sırrı Kur'an'da, Kur'an'ın sırrı Efendimiz'de (asm), Efendimiz'in sırrı ise, Sırların Sırrı'ndadır. Sırru'l-Esrar'ın sırlarından bir sır olalım bu gece. Nefsimizi hasır gibi yere serip, o büyük sırrın peşine düşelim ve unutmayalım, 'O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır', Kadr kelimesi bu yüzden, 'tazyik' manasını da saklar içinde, o gece yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, dünya onlara dar gelir. Dünyaya sığmayan, dünyanın sığmadığı bir gecenin sırlarıyla dolu, kulluk ve secdeyle şenlenmiş, Kur'an'la nurlanmış bir dünyanın sabahı da 'esenlik'e bir kapı aralayabilecektir. İslam, esenliktir, bize selam bu yüzden tavsiye edilmiştir, selam vermek, huzur vermek, esenlik dilemektir. İslam, teslim olmaktır, varlık müslimdir ve esenlik teslim olmaktan geçer. İslam, Schuon'un dediği gibi, 'insanla Allah arasında bir vuslattır... İnsan insan olarak, yani yaratılmış, zamana ve mekâna bağlı olarak... Allah Allah olarak, zamandan ve mekândan bağımsız, var edici Yaratan olarak...' Bu vuslatın en doyulmazı, en feyizlisi, en sırlısı ve görkemlisi, Kadir Gecesi'nin şahitlik ettiğidir. Kadir Gecesi'ne şahit olana, Kadir Gecesi şahit olur. Efendimiz (asm), namaz için, 'gözümün nuru kılındı' der. Namazda O'nu müşahede etmeyen hakiki manada namaz kılmış sayılmaz. Kadir Gecesi bu müşahedenin de imkânıdır. Allah'ın Seçkin Resulü, Habibi, Sevgilisi şöyle buyurmuştur: "Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesi'nde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak bu gecenin sevdalısı olmanın vaktidir bu gece. Sözü, büyük Kadir Gecesi'nin şairi Sezai Karakoç'un güzelim kelimelerine terk etmek en iyisi: "Ey gözlerden gizli, fakat gönüllere aşikâr Kadir Gecesi! Zamanın kalbinde en doğru ve şaşmaz bir saat gibi çınlayıp giderken, yurdumun üstüne vahyin geçmez izini ve yıpranmaz eserini, ölmez sesini bir kere daha işle! Pas tutmaz güneşi bir daha getir, ey Kadir Gecesi." ZAMAN
<< Önceki Haber [Kadir Gecesi] O af ânını yakalayalım Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER