İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, 17 milyon liraya mal olan sahne için en yüksek ses teknolojisinin kullanıldığını söylüyor
O Türk tiyatrosunun Batılı anlamda kurucusu olarak kabul ediliyordu. Vefat ettiği 1979’a kadar sanatın içindeydi;
kamera arkasına geçti, oyun sahneye koydu, film yaptı,
dergi çıkardı... Hayatının 60 yılını sanata adayan
Muhsin Ertuğrul’un adı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatroları’nın Harbiye’deki sahnesine verilmişti. İşte o sahne 16
Mart 2008’de perdesini kapattı... Ta ki yeniden inşası tamamlanana kadar. 17 milyon lira harcanarak yeniden yapılan tiyatro eski adıyla 18 Ocak’ta perdelerini tekrar açacak. Ve temeli ‘
Osmanlı Güzellikler Evi’ anlamına gelen Darülbedayi-i Osmani’ye dayanan bu önemli sahne sanatta var olmaya devam edecek.
İLERİ BİR TEKNOLOJİ KULLANILDI
Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul Sahnesi, yanı başındaki İstanbul
Kongre Merkezi ile birlikte inşa edildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş “
İstanbul Kongre Merkezi’ni buraya yaparken aynı parsel içindeki Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin de yenilenmesi gerekiyordu. Bu binalar için giriş kotundan itibaren yedi kat yeraltına indik. Tüm yapının inşasına aynı zamanda başlandı. 13 aylık gibi bir süreçte toplam 127 bin metrekare, 12 katlık bir inşaat gerçekleşti” diye konuşuyor.
İstanbul Kongre Merkezi, geçen eylül ayında açılmış hatta
Dünya Bankası ve IMF toplantılarına ev sahipliği yapmıştı. Muhsin Ertuğrul Sahnesi ise biraz gecikmeli olarak perdesini açıyor. Bu gecikmenin nedenini Kadir Topbaş şöyle anlatıyor: “Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni gecikmeli açıyoruz çünkü
teknik donanımlar yerleştiriliyor. Burada ses ve akustik olarak çok ileri bir teknoloji kullanıldı. 16 Mart 2008’de Keşanlı Ali Destanı ile kapanmıştı, yine aynı oyunla 18 Ocak 2010 tarihinde açılacak. Törene başbakanımızın da katılmasını diliyoruz.”
BİZE YARGISIZ İNFAZ YAPTILAR
600 izleyici kapasiteli bu sahnenin İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti sürecinde de önemli bir yere sahip olacağını da anlatan Topbaş’a Taksim’deki
Atatürk Kültür Merkezi’ni sorduğumuzda “
Bale sanatı yapılamayan kültür merkezi olarak korunamayan yapının duruşunu sağlayan, engelleyenler düşünsün. Ciddi bir
mahalle baskısı nedeniyle o bina kaldı. Bugüne kadar biterdi veya çok ciddi bir mesafe alınırdı. O binanın projesini yapan rahmetli Hayati Tabanoğlu benim hocam. Kendisine saygısızlık etmem. Kendi niteliği ve özelliği olan bir yapı. Fakat opera binası olarak bir simgeselliği yok, yetmiyor. Yanındaki belediyeye ait otoparkı verelim yeniden inşa edilsin dedik. O günlerde ‘Yok buraya cami yapacaklar,
alışveriş merkezi,
otel yapacaklar’ denildi. Bu kadar önyargı ve yargısız
infaz olabilir. Bunu söyleyenler bir yerden duymadıkları halde uyduran insanlar. Ben insanım diye nasıl dolaşabilirler bunu düşünüyorum. Bir şey söylüyorsanız doğru söyleminiz lazım” yanıtını veriyor.
600 kişilik salonu ve kütüphanesi var
• 600 kişilik
seyirci kapasitesine sahip
• 17 milyon liraya mal oldu.
• Giriş katı alanı 3 bin 204, toplam ne atalın 6 bin 930 metrekare.
• Beş kattan oluşuyor.
Bodrum katta kostüm depoları yer alıyor.
• Binada akustik özellikli ahşap kaplamalar, özel ses, ışık ve görüntü
sistemleri bulunuyor.
• Sahnede ayrıca özel mekanik sistemlerin yanı sıra fon priz perdeleri,
sema perdeleri, yatay ve düşey hareket yeteneğine sahip
döner sahne, spirallift sistem ile aşağı yukarı hareket edebilen
orkestra çukuru, ses ışık köprüleri yer alıyor.
• Sahne aydınlatma sistemi salonda yapılacak her türlü etkinliğe
cevap verebilecek şekilde tasarlandı.
Işık sistemi salonda canlı
müzik şovlarında sahnenin efekt ve hareketli ışıklarıyla en üst seviyede
gösteriler yapılabilmesini; opera ve tiyatro gösterilerinde profesyonel tiyatro spotları ve özel şov efekt ışıklarıyla konuya yönelik efektler yaratılmasını sağlayacak.
• Altı adet
sanatçı odasının bulunduğu tiyatroda odalarda
tuvalet ve duş da yer alıyor.
• Tiyatroda kütüphane ve kafeterya da unutulmadı.
Sanatçılar ‘Çatıdaki kedi ve fare seslerini özleyeceğiz’ dedi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sanatçıların barakadan devşirme sahne yerine
modern ve kaliteli bir sahneye kavuştuklarını belirterek onların yorumlarını şöyle anlatıyor: “Sanatçılar ‘Başkanım çatıdaki fare ve kedilerin koşuşturmasını özleyeceğiz’ dedi. Sanatçıların burayla ilgili duyduğum yorumları var. Bir sanatçımız bizzat gelerek özür dilemek istediğini söyledi. ‘İnanmadım, güvenmedim. Tebrik ediyorum’ dedi. Ona ‘Sanatçının özrünü kabul etmiyorum çünkü sanatçılar hassas insanlar, özür dilemenize gerek yok. Siyasiler dilesin’ dedim. “
Protesto edenleri belgeselde göstereceğiz
Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yıkılıp yeniden yapılacağı açıklandığında pek çok tepkiye neden olmuştu. Kadir Topbaş bu konuda kendisine klasörlerce
imza geldiğini belirterek bunları sakladığını söylüyor: “Klasörle imzalar var, imzalara bazı metin yazanlar var, bazılarının gerçekten çok samimi duyguları var. Bunlar tiyatronun arşivine girecek.”
Topbaş, tepki sürecinde bazı sanatçıların daha önce verilen sözlerin tutulmadığı yönündeki güvensizliklerini dile getirmiş olabileceğini ancak bunu siyasilerin kullandığını düşünüyor: “Bir mahalle baskısı oluşturulmaya başlandı. Doğru bildiğimiz kararı verdik ve bu yolda ilerledik. Belki siyasiler özür dileyeceklerdir. Burayı gördükten sonra ne kadar yanlış yaptıklarını, hep karşı olmak yerine doğru olanlarda yanımızda olmayı bundan sonraki yaşamlarında bir usul edinirler diye düşünüyorum.”
Topbaş, açılışta bir de sürprizi olduğunu söylüyor: “Muhsin Ertuğrul’un başından sonuna evresini burada
küçük bir belgeselle anlatacağız. Protesto edenleri de o belgeselde göreceksiniz. Bana gelen bilgiye göre bundan rahatsız olanlar varmış. Ama benim bunu ibret için göstermem lazım. Buna da hakkım olduğunu düşünüyorum.”
Tüm hayatını tiyatroya adadı
1892’de İstanbul’da doğan Muhsin Ertuğrul, hayatının 60 yılını tiyatro ve sinemaya adadı. Paris’te tiyatro eğitimi alan Ertuğrul, bugünkü Şehir Tiyatroları’nın temelini oluşturan Darülbedayi Osmani’nin kuruluş çalışmalarında yer aldı. Türkiye’de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve
Shakespeare’in 400.
doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştiriler aldı ve 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla başrejisörlük kadrosu kaldırıldı. Bu olay kamuoyunda Türk tiyatrosuna indirilen bir
darbe olarak nitelendirildi. 1979’da
vefat ettikten sonra Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Sahnesi adını aldı.
İNCİ DÖNDAŞ - STAR GAZETESİ