Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Topçuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''
Sevgililer Günü'' nedeniyle, aşk ve sevgi sözcüklerinin gündemde olduğu şu günlerde, ''kalbini sevenlere
aşık olmayı'' önerdi.
Topçuoğlu, Dünya
Sağlık Teşkilatının yaptığı araştırmada,
kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde Türkiye'nin ilk sıralarda olduğunun belirlendiğini, bunun temelinde ise
yaşam koşullarının giderek yıpratıcı olmasının yanında aşırı rekabetçi, maddeci ve sevgisiz toplumun bulunduğunu belirtti.
Kalp hastalarına ilaçlı tedavinin yanı sıra yaşam tarzı konusunda önerilerde bulunduklarını hatırlatan Topçuoğlu, bunlar arasında ilk sırayı da aşkın, sevmenin ve sevilmenin aldığını, ancak aşkın da ''platonik ve bencil olmayanını'' önerdiklerini bildirdi.
Karşılıklı ve iyi yaşanan aşkın, endorfin denilen mutluluk hormonunu artırarak kalbi güçlendirdiğini belirten Topçuoğlu, ''Endorfin,
damarların iç tabakasında bulunan ve endotel denen kısmın iyi çalışmasını ve yararlı maddeler salgılamasını sağlıyor. Bu maddeler ise damarları genişleterek kalbe daha fazla kan pompalanmasına imkan tanıyor. Bu sayede, kalp krizi ve felce neden olan damar içi pıhtı oluşumu önleniyor'' dedi.
Topçuoğlu, aşkın, bağışıklık sistemini de güçlendirerek, inflamasyon denilen iltihabi oluşumları engellediğini ifade ederek, ''Bu sayede, gerek kalp gerekse
beyin damarlarımızı bozan ve kalp krizine ve
felç olmaya yol açan ateroskleroz dediğimiz damar sertliği önlenir'' diye konuştu.
-İLAÇ GİBİ-
Topçuoğlu, kalp damarları tıkanıklığı nedeni ile balon ya da stent uygulaması gerçekleştirilen veya by pass yapılmış hastalara da aşkın, yapılan işlemin başarıya ulaşması açsından olumlu etki yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Tıp dilinde ikincil korunma denen duruma en çok uyanlar aşık ya da seven, sevilen kişilerdir. Aşıklar, aşık oldukları kişiye iyi görünmek için kendilerine iyi bakarlar. Kilo almamak için yağlı, şekerli, unlu gıdalardan uzak duran aşıklar,
spor yaparak formda kalmaya çalışırlar. Bütün bunlar, kalbe ilaç etkisi yapar.
Mutlu aşıklar, etraflarına pozitif enerji yayar, işlerinde ve sosyal yaşantılarında daha başarılı olurlar. Aşkı bilmeyenler ise daha çok depresiftir. Depresif birinin kalp krizi geçirme riski ise depresif olmayana göre 4 kat fazladır. Çünkü, yapılan bir araştırma, depresyonun damarlarda pıhtılaşma olasılığını artırdığını göstermiştir.''
-ADRENALİNE DİKKAT-
Topçuoğlu, acı veren aşk ve dozunu aşan heyecanın ise adrenalin seviyesini normalden fazla yükselterek kalbe zarar verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Duygular, vücudun çalışma sistemi üzerinde çok önemli etki yaratır. Güçlü olumsuz duygular, kalp için zararlıdır, çünkü kontrolsüz ve fazla miktarda adrenalin salgılanmasına yol açar. Bu, kişide takvim yaşından sekiz yıl daha
yaşlı olmasına yol açar.
Bu duygular yüksek tansiyona neden olabileceği gibi vücudun normal onarım mekanizmalarına zarar verebilir ve damarları daraltarak yeterince kanın dolaşmasına engel olabilir.''
Topçuoğlu, ''ömür boyu turp gibi kalp için'' kavuşulunca ömrü kısa olduğu savunulan aşkın daha kalıcı olan sevgiye dönüştürülmesini önerdiğini sözlerine ekledi.
AA