Kültür dünyamıza ışık tutan 2 yeni eser

Sarsıcı Kıyamet Tasvirleriyle Hakka Sûresi Tefsiri ve Bütün Varlığın Zikir Halkası Tesbihât okuyucuyla buluştu.

Kültür dünyamıza ışık tutan 2 yeni eser

SARSICI KIYAMET TASVİRLERİYLE HAKKA SURESİ TEFSİRİ - Dr. Faruk Tuncer Görünen ve görünmeyen âlemin en büyük müfessiri Kur'ân-ı Kerim'dir. Kâinatın yaratıcısının yerde ve gökteki gizli hazinelerinin açıklayıcısı, hâdiselerin altında gizli kalan gerçeklerin anahtarıdır. Kur'ân-ı Kerim, insanlığın her türlü manevi ve fikri ihtiyaçlarına cevap verecek yegâne kitaptır. Bu ezeli kelâm, devamlı gelişmekte olan ilim ve teknolojinin ışığı altında yeniden tefekkür edilmeli ve yorumlanmalıdır. Esas olan,yeni bilgilerin ışığında onu yeniden değerlendirip asrın idrakine sunmaktır. Kur'ân-ı Kerim'in; tevhid,risalet, haşir ve adalet gibi dört temel ilkesi vardır. Bu unsurlardan özellikle "haşir" (ahiret ya da kıyamet) hemen hemen Kur'ân'ın her suresinde doğrudan ya da dolaylı olarak ele alınmakta dır. Ancak bunların yanında "Hakka Sûresi"nin ayrı bir hususiyeti vardır. Hakka Sûresi kıyameti ve onun ahvalini anlatmaktadır. Sûrede, kıyamet, kıyametin şiddeti, kıyameti inkar edenlerin durumu, kıyamet manzaraları, kitabı sağından ve solundan verilenler, görünen ve görünmeyen şeylerin üstüne kasem, Kur'ân'ın mü'minler için öğüt, kafirler için ise üzüntü vesilesi olması mevzuları işlenmektedir. Akademi Yayınlarından çıkan "Hakka Sûresi " kitabının giriş ve birinci bölümünde, sûrenin mahiyeti hakkında bilgiler veriliyor. İkinci bölüm, klasik ve modern tefsirlerden istifade ile " Hakka Sûresi Tefsiri Denemesi"ni, üçüncü bölüm, kıyametin ilmi açıdan değerlendirilmesini ve son bölüm ise kıyametin işlendiği sûreler ile Hakka sûresinin mukayesesini ihtiva ediyor. "Sarsıcı Kıyamet Tasvirleriyle Hakka Sûresi Tefsiri" Dr. Faruk Tuncer imzası taşıyor. * * * BÜTÜN VARLIĞIN ZİKİR HALKASI TESBİHAT - Prof. Dr. Abdulhakim Yüce Zikir, anma-hatırlama ve insanın hayatı duyarak yaşaması ya da varlığın koridorlarında gezerken hemen her nesneden Allah'a ait bir mesaj alması demektir. Dil, beden ve vicdanla yerine getirilen bir vazife ve kulluk borcu olan zikir o kadar geniş olmalıdır ki, kalb ve diğer azalar zikrettiği gibi insanın hal ve tavırları da zikirden nasibini almalı ve onu görenlere de bir manâda zikir vesilesi olmalıdır. Bu kadar kapsamlı ve önemli olan zikrin ana unsurlarından birisi de tesbihtir. Tesbih, Allah'ı her arızadan, şaibeden , eksiklikten tenzih etmektir. Kur'ân'ın ifadesiyle bütün varlık, kendi özel dili ile sürekli O'nu anar, O'nu hatırlar. İnsan da kâinatı oluşturan varlıkların bu fıtri tespih korosuna iradesiyle katılarak Rabbini en güzel isimleri ile tesbih eder. "Bütün Varlığın Zikir Halkası Tesbihât" kitabında, genel olarak tesbih kavramı ve farz namazlardan sonra yapılan tesbihât anlatılıyor. Kalp ve ruhun gıdası olan tesbih bir yönüyle duadır. Duanın kabule en yakın olduğu zaman dilimi ise farz namazlarının hemen ardındaki zamandır. Kul, “Allahuekber” diyerek masivâ ile irtibatını kesmiş, okuduklarıyla marifet ufkuna yükselmiş, secdeleriyle Rabbine en yakın yere ulaşmış, duygu yüklü bir ruh atmosferine girmiş ve nefis henüz günah işlemeye fırsat bulamamıştır. Bu durumda yapılacak en güzel şey duaya sarılmak ve Rabbimizi tesbih etmektir. Define Yayınları'ndan çıkan "Bütün Varlığın Zikir Halkası Tesbihât" Prof. Dr. Abdülhakim Yüce imzası taşıyor.
<< Önceki Haber Kültür dünyamıza ışık tutan 2 yeni eser Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER