Lordlar Kamarası'nda dün başlayan toplantıya 50'ye yakın bilim adamının yanı sıra çok sayıda Lordlar Kamarası üyesi ve
bakan katıldı.
İngiliz Lordlar Kamarası dün önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı.
İngiltere'nin başkenti
Londra'da dün başlayan
"Değişen İslam dünyası: Fethullah Gülen hareketinin katkıları" isimli uluslararası konferansa katılan sosyal bilimciler, dün Lordlar Kamarası'nda Gülen'in fikirlerini ve onun teşvikiyle gelişen eğitim ve
diyalog faaliyetlerini anlattı.
Konferans dolayısıyla düzenlenen açılış resepsiyonuna dünyanın değişik ülkelerinden katılan ellinin üzerinde akademisyenin yanı sıra İngiltere'den lordlar, bakanlar ve gazeteciler katıldı. Resepsiyona ev sahipliği yapan Lordlar Kamarası'nın tek
Müslüman üyesi Lord
Ahmed, konuşmasında
Fethullah Gülen'i "yeni ve
modern bakışa sahip bir İslam alimi" şeklinde tanımlayarak onun etrafında gelişen harekete kayıtsız kalınamayacağını söyledi. Lord Ahmed, "Hareket Doğu ve Batı arasındaki boşlukta bir
köprü vazifesi görüyor" dedi. Derby Üniversitesi
öğretim görevlisi olan Prof. Paul Weller ise Gülen'in İslam ile terörün eşleştirilmesine açıkça meydan okuduğuna dikkat çekerek, din adına masum insanların öldürülmesini lanetlediğini vurguladı. Fikirlerinin İslam'ın içini boşaltarak oluşturmadığının altını çizen İngiliz akademisyen, "Doğrudan otantik İslamî kaynaklardan besleniyor. Kur'an'a ve sünnete dayalı, yapıcı bir dinamik sunuyor." dedi.
Konferansa
Chicago Üniversitesi'nden katılan Prof. Marcia Hermanseen ise, "Fethullah Gülen kimdir?" başlıklı konuşmasında, Gülen'i "manevi bir öğretmen" ve "vizyoner bir lider" olarak tanımladı. Gülen'in "Türkiye'nin mütevazı kült
üründen beslendiğini" belirten Amerikalı akademisyen, Gülen'in teşvikleriyle Türkiye'den başlayarak dünyaya yayılan Türk okullarının motivasyonlarını anlattı. "Global bir proje haline gelen Gülen hareketinin" başarısının ardında üç ana faktör olduğunu belirten Hermanseen, bunların, "öğretmenliğe verilen önem", "toleranstan çok fazlası olan Türk kültüründen beslenen ve hareketle vücutlaşan hoşgörü kültürü" ve "beklenti içerisinde olmama" olduğunu söyledi. Lord Ahmed'le birlikte Gülen hareketinin
Türkmenistan ve Azeybaycan'da açtıkları okulları ziyaret ettiklerini ifade eden İngiliz siyasetçi Dr. Harvey Marshall, öğretmenlerin kalitesinden ve okullarda dört dil öğretilmesinden "büyülendiğini" ifade ederek aynı tabloyu İngiltere'de yeni açılan okullarda da gördüğünü kaydetti. Marshall, okullarda özellikle velilerin işin içerisinde olmasından etkilendiğini belirterek, okulların,
Türk okulu ya da İslam okulu olarak adlandırılmaması gerektiğini, bu okulların herkese açık olduğunu ve başarının da buradan geldiğini söyledi. Farklı konularda elliye yakın tebliğin sunulacağı oturumlar, bugün Londra Üniversitesi'nde başlayacak ve yarın ünlü London School of Economics'te devam edecek. Konferansa Türkiye'den
Yaşar Yakış,
Bülent Akarcalı,
Fehmi Koru,
Nazlı Ilıcak,
Doğu Ergil,
Ali Bayramoğlu ve
Ruşen Çakır katılıyor.
[HABER İZLENİM - BÜLENT KENEŞ / LONDRA]
İngiliz Lordlar Fethullah Gülen'ın fikirleriyle tanıştı
İnsanlık, kültürler arasında karşılıklı anlayışsızlığın, kinin ve düşmanlığın ortalığı kavurduğu bir dönemde, bu gidişatı tersine çevirecek bir çarenin arayışında. Bu arayışa
cevap verecek oluşum ve fikirlerin azlığı ise var olanları daha da kıymetli kılıyor. Türk-İslam kültürünün yoğurduğu bir coğrafyada Fethullah Gülen Hocaefendi'nin fikirleriyle şekillenen ve her geçen gün daha da küreselleşen
gönüllüler hareketi artık böylesine bir "çare" olarak görülüyor. Bu yüzden de dünyanın en etkin çevrelerinde bile yakinen izlenen, irdelenen ve tartışılan bir fenomen haline gelmiş bulunuyor.
Fethullah Gülen'in hoşgörü, diyalog ve kültürler arası anlayış söylemine ve bu söylemden ilham alan devasa gönüllüler hareketine bigane kalamayanlar zincirine dün İngiliz Lordlar Kamarası da eklendi. "Değişen
İslam Dünyası: Fethullah Gülen'in Katkıları" başlığıyla Londra'da üç gün sürecek konferans dün İngiltere'nin tek Müslüman lordu Lord Ahmed'in ev sahipliğinde Lordlar Kamarası'nda başladı. Konferansta tebliğ sunacak değişik ülkelerden 50'ye yakın bilim adamının yanı sıra, birçok Lordlar Kamarası üyesi, bakan ve pek çok Türk ve
yabancı gazeteci de açılışta hazır bulundu.
Katılım düzeyi açısından konferans açılışının daha önce Lordlar Kamarası'nda Türkler tarafından düzenlenen etkinliklerden çok daha kalabalık olduğu, önceki etkinliklere katılanların ortak görüşüydü. Lordlar Kamarası'ndaki açılış sırasında yapılan konuşmaları ilgiyle izleyen bir Türk akademisyenin toplantı sonrasındaki sohbetimiz sırasındaki şu sözleri son derece anlamlı: "Fethullah Gülen'in hoşgörü ve diyaloğu esas alan fikirleri dünyadaki radikalleşmeye bir çare sunduğu için her geçen gün daha fazla ilgi çeker hale geldi. Bu tür etkin
tanıtım faaliyetleri bu tarz hareketler için çok önemli. Ancak tanıtım kendi başına bir anlam ifade etmiyor. Tanıttığınız ürün,
hizmet ya da fikirlerin de o tanıtımı destekleyecek ölçekte sağlam ve tutarlı olması gerekiyor. Ne iyi ki
Gülen Hareketi iyi bir tanıtımı hak eden ve bu tanıtıma taban teşkil edebilecek her türlü unsura sahip. Dünyanın en etkin odaklarında artık Fethullah Gülen ve fikirlerinin konuşuluyor olması ise son derece
doğal."
Birçok kişinin konferans açılışından çıkardığı sonuç Türkiye'den çıkıp hızla küreselleşerek her dinden radikalleşmeye karşı bir çare sunan Fethullah Gülen hareketini her kesimin kendi açısından ilgi göstermeye değer bulduğu oldu. Diğer Batılı çevreler gibi İngilizler de Gülen Hareketi'ne daha çok İslam dünyası üzerindeki etkisine göre bir değer biçiyor. Lord Ahmed'in açılış konuşmasında 'yeni ve çağdaş bakışlı bir İslami alimi' olarak tanımladığı Gülen'den ilham alan hareketin Müslüman Türklerin
demokrasi,
insan hakları, çoğulculuk ve karşılıklı saygı gibi değerleri içselleştirmesini sağladığını ve hareketin İngiltere'deki gençler arasında da radikalleşmeyi önleyici bir etkiye sahip olduğunu vurgulaması bu açıdan dikkat çekiciydi.
Konuşmacılardan Prof. Paul Weller'in Gülen'in en önemli yönünün güne ve konjonktüre göre bir söylem geliştirmeyip, evrensel muhataplarına özünü dinin temellerinden alan bir söylemle zamanlar üstü bir şekilde hitap ettiğina dair tespiti bana göre günün en önemli analiziydi.
ZAMAN