Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'den yeni hasbihal

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Yusuflara Selam Olsun!.." isimli yeni Herkul nağme sohbeti yayınlandı..

Muhterem Hocaefendi'nin son sohbetinden çok önemli satırbaşları

"Başa gelen şeyler karşısında paniğe kapılır enerjinizi dinamizminizi o istikamette kullanırsanız kaybedersiniz." diyen Hocaefendi, hiç bir şey olmamış gibi dimağ fakülteleriyle, iradeye ait ne kadar fakülte varsa hepsini harekete geçirerek 'pekala şimdi ne yapmalı' demek lazım diyor. 

Hocaefendi, "Çoktan beri inanan insanların inandıkları istikamette hareket ettiklerinden dolayı, haksız sayılarak Medrese-i Yusufiye'ye girmemişlerdi" diyerek, Medrese-i Yusufiye'ye Allah tarafından koyulan insanların bir gün geldiğinde yine Allah tarafından sahip çıkılacağını ve bir gün geldiğinde Zeliha'nın 'o kusuru ben yapmıştım, o haltı ben karıştırmıştım, onlar afifti' diyeceklerini, Allah'ın bunu dedirteceğini vurguluyor... 

İşte Hocaefendi'nin sohbetinden satır başları; 

-Allah Resulü (sas) 64 tane bizim saydığımız Uhud Şühedası var 64 fakat 70 tane deniyor. herhalde 4 tanesinin ismini bilmiyorlar Allah bilir. Onun belki bir buçuk katıda yaralı bereli yürüyemeyecek kadar insan vardı. Fakat müşrikler haklarından geldik deyip sonra Ebu Süfyan komutasında Medine'ye doğru onlar yola çıkınca, Allah Resulü (sas) "Dün bizimle beraber olanlar bugün de bizimle beraber" dedi. Böyle yeniden onlar mezara soktuk zannediyorlardı. Bu defa arkadan gelince başka şey denmez, biz olsaydık hortlama derdik ona "Basu Badel mevt" kutsal bir "Basu Badel mevt" 'Allah Allah bu adamda dirildi bizi takip ediyorlar.'...  Ebu Süfyan bir an önce kaçalım Mekke'ye diyor, 'Zaferimizi hezimete uğratmayalım'. Allah Resulü (sas) hem Hüneyn'de hem de Uhud'da mukadder gibi görünen böyle bir hezimeti Allah'ın izniyle zafere çeviriyor.

-Bu şu demektir. Başa gelen şeyler karşısında paniğe kapılır enerjinizi dinamizminizi o istikamette kullanırsanız kaybedersiniz. Hiç bir şey olmamış gibi dimağ fakültelerinizle, iradeye ait ne kadar fakülte varsa hepsini harekete geçirerek 'pekala şimdi ne yapmalı' demek lazım. Hiç sarsılmadan hatta biraz evvel dediğim gibi "El hayru fi mahterallah" 'madem Allah bunu böyle diledi, onun dilediği oldu' sonra ne diyecek onu bilemeyiz. O açıdan şu anda meseleler hadiseler tam böyle milimi milimine belki çok yönüyle yine de gönlümüze uygun cereyan etmiş sayılabilir, değerlendirdiğimiz zaman efendim onunla şu olurdu ama bununla da bu olur falan diyebileceğimiz aralıklar da var, bir yönüyle açıklar da var. Hadiselerin cereyanının bıraktığı uçlar da var. Bunları değerlendirmek suretiyle 'çokta kötü değilmiş yani falan' diyebilirsiniz, az düşündüğünüz zaman. Böyle düşünmekte fayda var kanaat-i acizanemce. 

-Yoksa öbür türlü düşününce musibeti Hz. Pir'in ifadesiyle diyin, ikileştirmiş olursunuz. Keşke şu kardeşlerimiz böyle yapmasalardı. Kim o kardeşleriniz? E canım epey zamandan beri inanan insanlar Medresi-i Yusifiye bilmiyorlardı. Hz. Yusuf'ta haksız yere oraya düşmüştü. Hz. Pir oraya Medrese-i Yusufiye demek suretiyle bir kıymet kazandırdı. Demek ki bazı şeylerin kıymet kazanması, bakışla ve değerlendirmeyle oluyor. O hazret orayı değerlendirmiş. Orada dünya kadar insan risale yazmış. Dünya kadar insanın ruhuna inmeyi bilmiş. Ruhunun ilhamlarını dünya kadar insanın ruhuna üflemiş, ikna etmiş, onları doyurmuş adeta bir medrese gibi. Medrese diyor çünkü günümüz moda tabiriyle deseydi okul derdi, yani Medrese-i Yusufiye okulu, Medrese-i Yusufiye mektebi... Çünkü hem yazıyor hem de çiziliyor, hemde okunuyordu, mektep gibiydi orada...

-Çoktan beri inanan insanların inandıkları gibi istikamette hareket ettiklerinden dolayı haksız sayılarak Medrese-i Yusufiye'ye girmemişlerdi. E şimdi demek ki bir sürü Yusufu Allah Medrese-i Yusufiye'ye koydu. Onları Yusuflaştırdı. Bir gün geldiğinde melik onlara sahip çıkacak ve bir gün geldiğinde Zeliha 'o kusuru ben yapmıştım o haltı ben karıştırmıştım, onlar afifti' Allah dedirtecektir bunu...

-Onlar öyle düşünmeli siz de meseleye böyle bakmalı, belki olup biten her şeyi 'Elhamdülillah Cenab-ı HAK bunları lütfetti, demek bizim gibi insanlara bile bunları lütfediyormuş, layık görüyormuş' demeli. Gönül rızasıyla karşılamalı, aklımıza gelen her şikayeti "Radina billahi rabba" balyozuyla tepesine inmeli, "Rabbimiz olarak Allah'tan razıyız biz. Hz. Muhammed'in peygamberliğinden (sas) razıyız ve İslam'ın din sistemi olarak din sistem olmasından razıyız" Sabah akşam dualarımızın içinde tekraredegeldiğimiz şey "Radina billahi ve bil islami dinen ve bi muhammedin resule raditu billahi rabben ve bil islami dinen ve bi muhammedin nebiyya"   

-Bir rıza sağlam bir rıza mülahazasıyla bütün benliğimizin sesi ve soluğu olarak "Elhamdülillah Allah'ım bizi Hz. Eyyub (as) gibi, Hz. Yunus bin metta gibi, Hz. Yunus gibi, Hz. Zekeriya gibi, Hz. Yahya gibi Hz. Musa gibi, Hz. Nuh gibi, Hz. İbrahim gibi ateşlere atarak bizi imtihan ediyorsun, bizi arındırıyorsun "İnnallahe le yecerribu ehadekum kema yecerribu ehadekum zehabehu bi nar" v Allah herhangi birinizin sizin tıpkı sarrafların, kuyumcuların altını gümüşü bir potada ağır bir ateşte erittiği, şekillendirdiği, onlardan yeni yeni şeyler yürüdüğü gibi sizi de gerçek hüviyetinize ulaştırmak için elmas mısınız kömür müsünüz ortaya çıkarmak için imtihana tabi tutar... 

-"Yübteler racule ala kadri dinihi" bu da söz sultanına ait yine Efendimiz'İn (sas) bir beyanıdır. "Bir insan dininin enginliği, derinliği ölçüsünde imtihana tabi tutulur. Bu açıdan imtihan görmeyen, dünyada keyif süren, iki emniyeti de burada süren, burada bitiren, ahiretteki emniyetini burada yiyen insan, esas onlar akıbetlerinden endişe etsinler. Çünkü kutsi hadis olarak ifade edilen bir şey var " La ecmeu beyne emneyn ve la ecmeu beyne havfeyn"iki emniyeti birden vermem burada. Burada sultanlık, saltanat debdebe, ihtişam, villa halk ifadesiyle diyeceğim kimse kusura bakmasın, orada dudaklarınızı yalarsınız. Ama burada Allah bunları ihsan edebilir ama ızdırap, çile havf yaşama. Yaşayacağınız havf burada... Yaşadığınızdan dolayı orada efendim " La havfun aleyhim ve lahum yahzenun" sizin için bir havf yoktur, tasalanma da söz konusu değildir. 

"İnnellezine sebekat lehüm minel husna ülaike anha müb'adun" vesselam... Medrese-i Yusufiye'de olanlara binler selam olsun... 


Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Yusuflara Selam Olsun!.." isimli yeni sohbetini 10.45'te Mehtap TV'den seyredebilirsiniz...
<< Önceki Haber Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'den yeni hasbihal Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER