Birleşmiş Milletler 63. Genel
Kurul toplantıları çerçevesinde
New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Gül'ün yoğun programı dün de devam etti. Gül, New York'ta faaliyetleriyle adından sık sık söz ettiren Türk
Kültür Merkezi'nin 3.
Dostluk Yemeğine katıldı. Cumhurbaşkanı Gül'e
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan ile Ekonomiden Sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de eşlik etti.
İFTAR YEMEĞİNDEN ÇOK ÖZEL KARELER
Yemekte Gül'ün yanı sıra diğer devlet başkanları da hazır bulundu.
Tacikistan Devlet Başkanı,
Zimbabve Devlet Başkanı,
Bosna Hersek Cumhurbaşkanı ile birlikte
Makedonya ve
Kosova Cumhurbaşkanları da iştirak etti. Ömer Faruk Tekbilek'in Türk Sufi Müziği'nden ezgiler seslendirdiği programda, Cumhurbaşkanı Gül'ün hat sanatı ile yazılmış ismi, dev ekrana yansıtıldı. İftar sonrasında,
Clinton İnsiyatifi'nin
ödül törenine katıldığı için programa gelemeyen eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın video
mesajı da yayınlandı.
"TÜRKİYE DOĞAL BİR KÖPRÜ"
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Avrupa,
Balkanlar,
Kafkasya,
Karadeniz,
Orta Doğu,
Akdeniz ve Orta Asya'nın
doğal kavşağında bulunan
Türkiye'nin, çeşitli kültür ve medeniyetler arasında doğal bir
köprü oluşturduğunu söyledi.
New York'ta bulunan Türk Kültür Merkezi, Waldorf Astoria otelindeki 3. yıllık dostluk yemeğine başkonuşmacı ve onur konuğu olarak katılan Gül, Türkiye ve ABD'nin ortak değerler ve ortak hedefler üzerine kurulu güçlü bir ilişkiye sahip olduğunu belirterek, bugün çok boyutlu olan iki
ülke ilişkilerinin alanını çeşitlendirmeyi ve niteliğini geliştirmeyi yıllar içinde başardıklarını kaydetti. Gül, ''Ortak stratejik çıkarlara sahip yakın müttefikler olarak, ülkelerimiz barışı, istikrarı, refahı ve güvenliği kurma ve sürdürmede kendi bölgelerimizde ve ötesinde benzer amaçlar için çalışıyor'' ifadesini kullanarak, "insan insana ilişkilerin de bu çerçevede geliştiğini" belirtti.
Birçok alanda
sivil toplum çalışmalarının, resmi düzeydeki ve özel
sektör tarafından girişilen çalışmaların tamamlayıcısı olduğunu kaydeden Gül, ABD'de yaşayan büyük Türk toplumunun iki ülke arasında değerli bir köprü olduğunu ifade etti.
Bugün iki ülkenin Arap-
İsrail çatışmasının çözümünden,
Irak ve Afganistan'daki durumun normalleşmesine, Kafkaslarda ve Orta Asya'da istikrarın sağlanmasına kadar çeşitli konularda ortak çıkarı bulunduğunu anlatan Gül, iki ülke ilişkilerinin olumlu unsurlarını oluşturan uzun listeye rağmen,
ortaklıklarının kısa bir liste oluşturan zorluklarla da karşılaştığını söyledi. Gül, ''Bu zorluklara rağmen, yine de Türkiye ve ABD arasındaki
stratejik ortaklık bugün daha da güçlü durmaktadır'' diye konuştu.
Bugünün dünyasında
demokrasi, çoğulculuk, insan haklarına ve
haysiyetine saygı,
cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi, hukukun üstünlüğünün yükseltilmesi gibi temel değerlerin milletler topluluğuna
rehber olmayı sürdürdüğünü belirten Gül, diğer yandan karşılaşılan zorlukların da arttığına dikkati çekti.
Eğitimsel, sosyal ve kültürel kutuplarda artan temas yoluyla milletler arasında kalıcı köprülerin kurulabileceğini vurgulayan Gül, bugün birçok farklı milletin küresel şemsiye altında barış içinde birlikte yaşayabilmesi için sosyal uyum ve kültürlerarası diyaloğun daha zorunlu hale geldiğini bildirdi.
Gül, bugün dünya toplumu kültürler ve inançlar çeşitliliğiyle zenginleşirken,
ırkçılık,
yabancı düşmanlığı,
Yahudi düşmanlığı,
İslam korkusu ve diğer ayrımcılık çeşitlerinin yükselttikleri evrensel değerlere, aynı zamanda küresel barış, istikrar ve güvenliğe ciddi tehdit oluşturduğunu kaydetti.
Dünyayı kültürel ve dini çizgilere bölme girişimlerine
tanık olunduğunu anlatan Gül, ''Bu tür gösterilere ve çabalara karşı gelmek için güçlü kararlılık ve siyasi irade göstermeliyiz'' diye konuştu.
Gül, bu çerçevede 2005 yılında Türkiye ve İspanya'nın ortak başkanlığında ve BM Genel Sekreteri himayesinde başlatılan Medeniyetler İttifakı girişiminin tam da bu kararlılık ve siyasi iradeyi yansıttığının altını çizdi.
''Avrupa, Balkanlar, Kafkasya, Karadeniz, Orta Doğu, Akdeniz ve Orta Asya'nın doğal kavşağında bulunan Türkiye, çeşitli kültür ve medeniyetler arasında doğal bir köprü oluşturmaktadır'' diyen Gül, bu tekil özelliğin Türkiye'ye çok özel vasıflar verdiğini, derin köklü anlayış, hoşgörü,
diyalog geleneğinin ve diğer kültür ve dinlere saygının bunlardan ikisi olduğunu belirtti.
ABD'nin Türkiye'nin bu girişimdeki merkezi rolünü tanıyan ilk ülkelerden olduğunu anlatan Gül, ''Bu açıdan, Medeniyetler İttifakı farklı kültürler arasındaki ilişkileri zehirlemekle tehdit eden hoşgörüsüzlük, aşırıcılık ve kutuplaşma dalgasıyla daha iyi başa çıkmak için halihazırda bir farklılık yaratıyor'' dedi.
-CLINTON'LAR DOSTLUK YEMEĞİNE MESAJ GÖNDERDİLER-
Bu arada ABD'nin 42. Başkanı Bill Clinton ve eşi New York Senatörü
Hillary Clinton da dostluk yemeğine video mesajı gönderdiler. Bill Clinton mesajında, Türk Kültür Merkezi'nin (Turkish Cultural Center-TCC) kendisine ve eşine gösterdiği yakınlıktan dolayı teşekkür etti. ABD'de yaşayan Türk toplumunun ve faaliyetlerinin son derece önemli olduğunu belirten Clinton, ABD'deki Türk toplumunun ve derneklerin iki ülke arasında köprüler kurduğunu ve Türk toplumunun kültürel mirasını koruduğunu belirtti. Clinton, bu kapsamda ABD'deki Türk toplumunun kültürel ve eğitim faaliyetlerinin hem ABD'de dünya barışına, güvenliğe ve hoşgörünün yerleşmesine hem de Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunduğunu belirtti.
Hillary Clinton da
Washington'da daha önceden planlanmış işleri dolayısıyla TCC'nin bu yılki dostluk yemeğine katılamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Clinton, TCC yemeğinde bu yıl Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşma yapmasının bir ''şans'' olduğunu belirterek, ''Türkiye ile ABD arasındaki bağlar son derece güçlü ve zengin'' diye konuştu. New York'ta yaşayan Türk toplumunun öneminden de söz eden Clinton, toplumun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilere katkıda bulunduğunu söyledi. Hillary Clinton,
Ramazan ayında insanların dostluk için bir araya geldiklerini kaydederek, yıllar önce eşinin ve kendisinin Beyaz Saray'da ilk kez
iftar yemeği verdiklerini hatırlattı.
Clinton, pek çok ortak değer paylaşan Türkiye ve ABD arasında daha güçlü ilişkilerin kurulmasını temenni ettiğini de sözlerine ekledi.
New Jersey Valisi Jon Corzine de yaptığı konuşmada, TCC'nin dinlerarası diyaloğun gelişmesine yönelik katkılarını övdü.
New York hahambaşılarından Arthur Schneier de konuşmasına, ''Selamünaleyküm-Şalom'' sözleriyle başlayarak,insanlığın ve dinlerin ortak değerleri paylaştığını, bu kapsamda medeniyetler arasında ''çatışma'' kavramını kabul etmediklerini belirtti.
Schneier, bu çerçevede Türkiye'nin ve İspanya'nın Medeniyetler İttifakı girişimine eşbaşkanlık yapmalarının tesadüf olmadığını da söyledi.
-YEMEKTEN NOTLAR-
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy'un katıldıkları yemeğin resepsiyonunda Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçisi Baki İlkin de hazır bulundu.
Yemeğe Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe,
Bosna-Hersek Devlet Başkanı Haris Silajdzic, Makedonya Cumhurbaşkanı Branko Crvenkovski, Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahmanov ve çeşitli ülkelerin dışişleri bakanları katıldı.
Sanatçı Ömer Faruk Tekbilek'in tasavvuf ve Türk
halk müziğinden parçalar sunduğu yemekte, katılımcılara hat sanatıyla isimlerinin yazılı olduğu kartlar verildi. Yemekte ayrıca Türk Kültür Merkezinin çalışmalarına ilişkin ve Türkiye'yi tanıtan sinevizyon gösterileri yapıldı.
AA