Fırat Kültür Merkezinde düzenlenen törenle başlayan sempozyumun açılış konuşmasını
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali
Bardakoğlu,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik, Fas Krallığı Alimler Akademisi Genel Direktörü Prof. Dr. Ahmet Abbadi,
Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Prof. Dr. Şerafettin
Gölcük,
Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük yaptı. Sempozyumun açılış konferansını ise
Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali
Cuma ve Prof. Dr. Hayrettin
Karaman verdi.
Yoğun ilgi gören sempozyuma
mesaj gönderen
Fethullah Gülen Hocaefendi, sempozyumda günümüzde en çok ihtiyaç duyulan hususların
peygamber yolu başlığı altında gündeme taşındığını vurgulayarak, "Müslümanlar
Kuran ve
sünnet kaynaklıdır; o, bu iki menbaın bağrından fışkırıp gelişmiştir. Müslümanlar bu
ilahi nizama gönülden sahip çıkarak onu yaşayıp yaşattıkları sürece imrendiren bir millet olma konumunu korumuş ve hep başkalarına da örnek teşkil etmişlerdir." dedi. Müslümanların kendi değerlerini
ihmal etmemeleri gerektiğini vurgulayan Gülen,
yabancı kaynaklardan istifadeyi de kendi temel prensiplerine bağlamaları gerektiğini söyledi. Günümüz insanının ortaya koymuş olduğu her müspet şeyin yarınki nesillere en büyük armağan olduğunu söyleyen Gülen, "Hayatlarını dinin i'lasına adamış ilim ve fikir adamlarımızın dinin özündeki güzellikleri anlatması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
AHMED ABBADİ: PEYGAMBERİMİZ, OLUŞTURDUĞU TOPLUMUN MODELİYDİ
Sempozyumun önemli misafirlerinden Fas Krallığı Alimler Akademisi Genel Direktörü
Ahmed Abbadi sempozyumun Müslümanların için çok önemli olduğunu dile getirerek "Peygamber
Efendimiz (sav) yaşadığı
toplumda şahitti, şehitti, müeyyeddi. Oluşturduğu ideal toplumun modeli de kendisiydi. Fertten topluma, kendisinden
sahabeye yaşadığı ortamı bir organizma haline getirdi ve insanlığa bahane bırakmadı." şeklinde konuştu. Günümüz insanları için Peygamberimizin ve vahiy ışığıyla oluşturduğu toplumun çok önemli olduğunu kaydeden Abbadi şöyle konuştu: "Efendimizin hayatımızın her sahasında oldu. Günümüzde onu bir bütün olarak ele alıp, ona göre hareket etmemiz lazım. Müslümanlar hangi pozisyonda olursa olsun kendi kendilerine 'Resullullah benim pozisyonumda olsaydı nasıl davranırdı' sorusuna
cevap verebilmelidir."
Peygamber yolu sempozyumunun açılış tebliğini sunan Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali Cuma da, Müslümanları ötekiyle bir arada yaşama modelini ele aldı. Efendimiz döneminde 4 modelle Müslümanların yaşamlarını sürdürdüğünü belirten Cuma, bu dönemleri
Mekke dönemi, Habeşistan dönemi,
Medine'nin birinci dönemi ve Medine'de Müslümanların tamamen
egemen olduğu son dönem olarak tanımladı. Müslümanların günümüzde de bir toplumda bu 4 esastan biri içerisinde yaşayacağını söyleyen Cuma, "Bu modellerin arka planını iyi bilmeliyiz. Çünkü bu modeller Müslümanların yararına yarayacak modellerdir" diye konuştu. Toplum ne kadar kötü olsa da Efendimiz onlarla yaşamasını bilmiştir diyen Cuma şu ifadeleri kullandı: "Sünneti ve sireti birlikte değerlendirerek Müslümanların dinamiklerini ele almalıyız. Efendimizin insanlara, hadiselere, devlet yönetimine, ibadetine ve bunun gibi birçok davranışına bütüncül bir şekilde ele alarak kendimize dersler çıkarmalıyız."
Sempozyuma Doğu ve Güney
doğu'dan katılan alimler Seyda
Muhammet Ekinci, Seyyid
Abdurrahman Baskın,
Bitlis Medine
Cami İmamı Nizamettin Yakışık ve Molla Abdullah Taylan, sempozyumunun önemine değinerek, "Peygamber efendimizin muhabbetini çocuklarımızın, komşularımızın ve alemi
İslam'ın kalbine yerleştirmek lazım." görüşünü dile getirdi.