Son dönemde sıklıkla gündeme gelen
tecavüz sahneleri, meslek kuruluşlarını ve eleştirmenleri ayağa kaldırdı: "Reyting uğruna ahlaksızlık normalleştiriliyor. Ardından 'o sahne gerçek oldu' haberleri geliyor."
Türkiye, kadına şiddet,
taciz ve tecavüz gibi sorunları bitirmeye uğraşırken, bu unsurlar son günlerde televizyon dizilerinin senaryolarına dâhil edilmeye başlandı. Fatmagül'ün Suçu Ne adlı dizi ile uzun süre tartışılan tecavüz sahnesi, Canan, Yer Gök Aşk, Öyle Bir Geçer Zaman Ki ve son olarak da
Muhteşem Yüzyıl ile işlenerek tekrar
ekranlara getirildi. Eleştirmenler, yapımcıların güzel bir eser ortaya çıkarmaktansa 'Nasıl
reyting yakalarım?' amacı güttükleri görüşünde birleşiyor. Tecavüz sahnelerindeki artışa dikkat çeken Pedagog Adem
Güneş'e göre, toplumun kabul etmediği birtakım durumlar,
iletişim araçları kullanılarak göz önüne getiriliyor ve normalleştiriliyor.
Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Hidayet
Karaca da, yayıncılığın bir anlamda meşrulaştırma görevi gördüğünü söylüyor. 'Türk halkı bu sahneye kilitlendi' şeklindeki haberlerle izleyici kitlesinin artırıldığını vurgulayan Karaca, "Bu diziler gösterildikten sonra aylar geçmiyor ki 'şu sahne gerçek oldu' haberleriyle karşılaşmayalım." uyarısında bulunuyor. Televizyon eleştirmeni Tuna Serim ise tepkisini "Her şey gittikçe dibe vurmaya başladı." sözleriyle dile getiriyor.
Reyting sıralamasının üst sıralarında yer almayan
Behzat Ç. ve Canan gibi bazı diziler, ahlaksız görüntülerin yer aldığı bölümde reyting listesinin üst sıralarında yer almayı başardı ve hatta internette bile izlenme rekoru kırdı. Canan dizisinde gösterilen ve ahlaki olmayan sahne, internette 17 bin kişi tarafından izlendi. Tecavüz sahnelerinin sürekli fragmanlarla gösterilmesi de izleyicileri ekran başına kilitlemeye yetti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (
RTÜK) verilerine göre, çocukların yılda 900 saatini okulda, bin 500 saatini ise TV karşısında geçirdiğini hatırlatan
Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı
Hidayet Karaca, bu nedenle çocukların zihninde her şeyin nasıl algılandığını düşünerek yayıncılık yapmayı önemsediklerini ifade ediyor. Bu tür sahneler çok izlenince diğer dizi yapımcılarının da bunu örnek aldığına değinen Karaca, bir dizide illaki tecavüz sahnesi yer alacaksa onu anlatmanın yüzlerce farklı tekniği olduğunu anlatıyor.
AHLAK DIŞI SAHNELER, AİLE YAPISINI ZEDELİYOR
Televizyon eleştirmenlerinden Tuna Serim, dizi yapımcılarının daha baştan masaya oturduklarında 'ne kadar izlenebiliriz' hesabı yaptıklarını söylüyor. Bunun için de ya şiddeti ya da cinselliği kullandıklarına işaret eden Serim, "Her şey gittikçe dibe vurmaya başladı. Ekranlarda kan gövdeyi götürüyor, tecavüzler birbiri arkasına geliyor. Artık insanlar rezillikleriyle gündemde." diyor. Medyanın bu dizileri önemli bir iş yapmış gibi gösterdikçe onların da bundan
prim kazandığını vurgulayan Serim, kadınlara da şöyle bir çağrıda bulunuyor: "Sizler hem eş hem de annesiniz. Siz dizileri o kadar tutkuyla izlerken bütün bunlar çocuklarınızın beyninde yer edinecektir."
Dizilere mahkûm edilen bir toplumun uyutulmaya dünden hazır olduğunu söyleyen eleştirmen Hüseyin Movit de reyting avlama aracının mükemmel bir şekilde işlediğini ifade ediyor. Son zamanlarda sık sık dizilerde yer alan tecavüz sahnelerine ilişkin, "Bu merak da nereden geliyor?" diyen Movit, "Güzel sanatlarla ilgilenmeyen ve sadece 'lay lay lom' kültürüne odaklanmış bir toplumda açılacak yaraları kim saracak?" diye yakınıyor.
Pedagog
Adem Güneş ise dizilerde işlenen ve evlerin içerisine kadar girebilen cinsel objelerin bireylerin bilinç altında kalabileceği görüşünde. Bunun 'O davranışı sergiler' anlamına gelmediğini kaydeden Güneş, "İnsanlar, bu tür ahlak dışı sahneleri ilk izlediğinde tepki gösterebilir; ama üçüncü kez seyrettiğinde o tepki ortadan kalkar, normal bir olaya dönüşür." diyor. Toplumların en çok mücadele ettiği konuların şiddet ve cinsellik olduğuna değinen Güneş, bunların da ulu orta gösterilmesiyle masum
aile yapısının zedeleneceğini belirtiyor.
Elif
Akdeniz