İsfahan'ın Cayy kasabasında doğmuştur. Bir rivayete göre de
doğum yeri Râmehürmüz'dür. Doğum tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Selman-ı Farisi (R.A) müslüman olmadan önceki ismi, Mâbah bin Buzahşan'dır.
Müslüman olduktan sonra Selman ismini almıştır. Künyesi Ebu Abdullah'tır. Ona nesebi sorulduğu zaman; "Ben; Selman bin Islâm'ım" demiştir
Selman-ı Farisi (R.A) Rivayetlere göre Ammuriye'de bir müddet yanında kaldığı rahibin
ölümü yaklaştığı zaman ondan da kime tabi olacağı konusunda vasiyette bulunmasını istedi. Bu kimse ona, yeryüzünde tabi olunabilecek bir kimsenin var olduğunu bilmediğini söyledi ve şöyle ekledi: "Ancak bir
peygamberin gelmesi yakındır. O, Ibrâhim'in dini üzere gönderilecek ve kavminin arasından hicret edip, içinde
hurma bahçeleri olan iki harra arasındaki bir yere gidecektir. Onun peygamber olduğunu belirten alâmetleri vardır: O,
hediye edilen şeyleri yer, sadaka olarak hiçbir şeyi kabul etmez. İki omuzu arasında da nübüvvet mührü bulunmaktadır. Görünce onu tanırsın. O ülkeye gidip ona katılmayı başarabileceğine inanıyorsan bunu yap."Bu tavsiyeleri alan Selman-ı Farisi (R.A) Hicaz'a doğru yola çıktı. Ancak, Vadi'1Kura'ya geldiklerinde beraber
yolculuk ettiği Ona
ihanet etti ve bir yahudiye sattı. Daha sonra Kureyzaoğulları'ndan bir kimse tarafından satın alınarak Medine'ye götürülen Selman-ı Farisi (R.A), burayı görünce, hocasının kendisine bahsettiği beldeye geldiğini anlamıştı. Rasulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem Mekke'de peygamberlikle görevlendirilip Medine'ye hicret edene kadar
köle olarak hurma bahçelerinde çalıştı. Daha sonra Peygamber
Efendimiz hicret ederken Kuba’da Selman-ı Farisi (R.A) ile karşılaştı. Hocasının vasiyetini hatırlayan Selman-ı Farisi (R.A) bütün alemetlerin onda olduğunu görünce Müslüman oldu Selman-ı Farisi (R.A) Hicret'in beşinci yılına kadar köle olarak yaşamıştır. Bundan dolayı o, Hendek savaşından önceki gazalara iştirak edemedi. Hendek savaşında
Peygamber Efendimiz Ashabı ile istişare ederken
hendek kazılma fikrini ilk Selman-ı Farisi (R.A) söylemiştir. Selman-ı Farisi (R.A) daha sonraki bütün savaşlarda Rasulullah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem ile birlikte bulunmuştur. Selman-ı Farisi (R.A) Rasulullah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem'in yanından
vefat edinceye kadar ayrılmadı. Hz. Ebu Bekir Radıyallâhü Anh'ın Halifeliği zamanında da Medine'de bulunmuştur.Ömer Radıyallâhü Anh devrinde islâm ordusu Iran'ın fethine katıldı.
Fetin sonrası Hz. Ömer tarafından valiliğe atanan Selman-ı Farisi (R.A)valilikten artan vakitlerinde hamallık yapardı. İnsanlar onun, Peygamber Sallallahü aleyhi ve Sellem Efendimiz’in “Selman bizdendir. Benim ehli beytimdendir.” diye övdüğü ve
cennet üç kişiye aşıktır. Selman, Ali, Ammar” buyurduğu, büyük sahabi, temizler temizi, Pâk, Selmanı Farisi Radıyallahü Anh olduğunu anlayınca ellerine kapanır. Onu hamal zannettikleri için özür dilerlerdi. Ama o hiçbir şeye aldırmaz. Aldığı yükü hedefine kadar götürürdü. Kesinlikle para da almazdı.Hiçbir zaman ev tutmadı. Sokaklarda yatardı. Ölüm döşeğinde üzerine yorgan örtülünce, dünya nimetlerine gömüldüğünü düşünerek “Ben, Sevgili Efendim’e dünyadan uzak duracağıma söz verdim. Bu kadar
eşya ile onun huzuruna nasıl çıkarım?” diye ağlamıştır.Selman Radıyallâhü Anh, Hicri 36 yılında Iran Medain'de 280 (ikiyüz seksen) yaşında vefat etmiştir. Selman-ı Farisi (R.A) bütün Müslümanlar için önemlibir isimdir. Peygamber Efendimiz döneminde ilim sahibi olmasıyla öne çıkmıştır.Yüzlerce hadis rivayet etmiştir. Nakşiler için Hz. Ebu Bekir’den sonraki silsiledir. Peygamber Efendimize ve Hz.
Aliye yakınlığı sebebiyle Şii ve Aleviler içinde önemli bir imamdır. Onun Türbesine yapılan saygısızlık bütün Müslümanlar için önemlidir