Küresel ısınma ve yağışların yetersizliği kuraklık tehlikesini beraberinde getirdi. Barajlardaki su seviyeleri de önemli oranda düştü.
İzmir'in su ihtiyacının yüzde 60'ını karşılayan Tahtalı Barajı'nda düşüş yüzde 40'ları bulurken, ilginç bir manzarayla karşılaşıldı. Yıllardır
baraj suları altında kalan ve sadece minaresi görülen bir asırlık Bulgurca
Camii, sulak alanın tamamen dışına çıktı. Geçen yıla kadar minaresinin yanına kayıkla gidilebilen caminin artık içi bile gezilebiliyor.
Yapımına
Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1986 yılında başlanan ve 1996 yılında bitirilen baraj 23,5 kilometrekarelik göl alanından oluşuyor. Bu alanlar içerisinde kalan eski Bulgurca köyü 1997 yılında devlet yardımıyla yeni yerine taşındı. Taşınma sırasında bütün evler yıkılırken, yaklaşık 100 yıllık cami baraj suları altında kaldı. Bu seneye kadar sadece minaresi görülen cami, kuraklık yüzünden suların kıyıdan 300-400 metre çekilmesiyle tekrar gün yüzüne çıktı.
Caminin tamamının su üstüne hiç çıkmadığını söyleyen 46 yaşındaki
çiftçi Mestan Yılmaz, "Daha önce caminin sadece minaresini uzaktan seyrediyorduk. Şimdi caminin içine kadar çamura bile girmeden gidebiliyoruz.'' ifadelerini kullandı. Baraj etrafındaki kuraklığın kendilerini de etkilediğini belirten Yılmaz, 100 dönüme ektiği enginarların kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Söz konusu tarihî camide namaz kıldığını belirten 77 yaşındaki Fikri Özgüleç ise "Sular altındaki camiyi hep karşıdan seyrediyorduk. Şimdilerde yanı başına gitme fırsatı yakaladık. Ama caminin
yosun tutmuş ve yıkık hali bizi üzüyor. Ama ne yapalım baraj da lazım.'' şeklinde konuştu.
Devlet Su İşleri Ege Bölge Müdürü Ayhan Sarıyıldız, "
Yağmur yağmayınca, içme suyu kullanımından dolayı sular bir miktar çekildi. Ancak son yağan yağmurlar yüzümüzü güldürecek." ifadelerini kullandı. Barajda 14 milyon metreküp suyun eksik olduğunu bildiren Sarıyıldız, "Barajın kapasitesi 306 milyon metreküp. Geçen yıllara göre doluluk oranı azaldı, şu anda yüzde 42. Geçmiş yıllara göre kot biraz daha düşük." şeklinde konuştu.
Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü
İklim Değişikliği Uzmanı Doç. Dr. Ecmel Erlat ise DSİ Ege Bölge Müdürü Ayhan Sarıyıldız kadar iyimser değil. Erlat, kuraklığın Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunun artık kabul edilmesini ve suyun bir devlet politikası haline getirilmesini istedi. Küresel ısınmanın yanında geniş ölçekli basınç sistemlerinin de hava durumunu etkilediğini belirten Doç. Dr. Erlat, normal olarak
Akdeniz Havzası'nda ekim ayının ilk yarısından itibaren gezici alçak basınç sistemlerinin etkisiyle yağışların başladığını aktardı.
Zaman