Ahmet Altan, Türkiye'nin en iyi kalemlerinden biri; gazeteci, yazar ve edebiyat adamı... En zor dönemlerde demokrat duruşunu koruyabilen sayılı isimlerden...
Din konusunda ise çelişkili duygular yaşıyor. "İnançsızım" dese de
Allah'ın varlığını kabul ediyor. Allah sevgisini, merhametini, şefkatini, sahur ve iftarların güzelliğini anlatırken duygulanıyor. "Din hocam, beni cehennemle korkutarak inançsız hale getirmeseydi çok iyi bir
dindar olurdum." diyor. "
Bayram sabahı Süleymaniye'de vaaz vermek" fikrini heyecanla karşılıyor.
Camide anlatmak istediği şeyler, aslında kendi ruh dünyasını da özetliyor: "Kulun kula emanet edildiğini, birine haksızlık yaparsan, bunun sadece o kişiye değil, onu Yaratan'a da kötülük olduğunu anlatmak isterdim. Özden, insandan, hoşgörüden, tevazudan bahsetmek isterdim.
Dokuz yaşındaki bir çocuğun ırzına geçildi, sesinizi niye çıkarmıyorsunuz, demek isterdim. Din, vicdan demektir. Susarsanız bu din olmaz. Kendi yarattığı kula sevgiyle yaklaşan, onu korkutmayan, onu seven ve yarattığı kulları birbirine emanet eden, sadece ibadete değil, ruhuna, özüne, başka insanlar hakkında ne düşündüğüne, ne yaptığına
bakan bir Allah'a inanıyorum."
Sevinç Özarslan'ın röportajı CumaERTESİ'nde