Mazlumder Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, sayıları 2 milyona ulaşan ve büyük bölümü sokaklarda kalan Suriyeli mültecilerle ilgili uyarılarda bulundu: “Bu insanların iskânı, eğitimi, sağlığı ve sosyal entegrasyonu için bir an önce devlet harekete geçmeli. Aksi halde çok büyük sosyal problemler yaşayacağız.”
Ülkelerindeki iç savaş sebebiyle Türkiye’ye sığınan yaklaşık 2 milyon Suriyeli mülteci güçlükle hayata tutunmaya çalışıyor. Büyük bölümü sokaklarda ya da derme çatma barakalarda kalan göçmenlerin gelecekteki durumu belirsiz. Mazlumder Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, sığınmacılar için acilen rehabilite ve iskan politikasına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
AFAD’ın İnsani Yardım Raporu’nda Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sayısının bir milyon 600 bini bulduğu açıklansa da gerçek rakamın 2 milyonun üzerine çıktığı tahmin ediliyor. Bunlardan sadece 200 bini mülteci kamplarında kalıyor. Geriye kalan büyük kesim, başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir yanında küçük işlerde çalışarak ya da dilencilik yaparak hayatını devam ettiriyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Kasım 2014’te açıkladığı rapora göre Suriye’den gelen ve resmi kampların dışında kalan mültecilerin sadece yüzde 15’ine düzenli yardım yapılıyor.
Mazlumder Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, mültecilerin durumunun büyük sosyal problemlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Devletin, kamp dışında yaşayan Suriyelilere yönelik herhangi bir çalışma yapmamasını eleştiren Ünsal, “Hükümet, Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeyeceğini aşağı yukarı biliyor. Mültecilerin, bulundukları yerde insanlarla ilişkileri tam sağlanamazsa ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi büyük bir risk söz konusu.” diyor. Kamp dışında yaşayanların sorunlarının ciddi şekilde ele alınması gerektiğini ifade ederek, “Suriyelilerin kendi başlarına bırakılmaları doğru değil. Nihayetinde savaştan kaçarak gelen insanın yanında getirdiği para çok kısıtlıdır. Onlara kendi getirdiklerinizle yetinin demek Türk toplumuna yabancı düşmanlığı yapın demektir.” şeklinde konuşuyor.
Ahmet Faruk Ünsal, eğitimden sağlığa, konut edindirmeden sosyal entegrasyona kadar geniş kapsamlı bir iskân politikasının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Aksi halde Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Reyhanlı’da, Hatay’da ve Gaziantep’te sık sık yaşanan asayiş olayları ve toplumsal gerginliklerin önü alınamayacak şekilde artacağını vurguluyor. Mülteci sorununun Türkiye’nin kucağında patlamaya hazır bir bomba gibi durduğunu ve önlem alınmazsa büyük sosyal patlamaların yaşanacağını dile getiriyor.
Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi Şenay Özden ise Türkiye’deki Suriyelilere yaklaşımın Kürt, Türkmen ve Arap olarak değişiklik gösterdiğini hatırlatarak, ülkelerinde hiçbir etnik kimliğe ayrılmayan mültecilerin burada kimliklerine ayrıştırılmasının ırkçılığı tetikleyeceğini belirtiyor. Mültecilerin bütün olarak değerlendirilip drama toplu çözüm bulunmasını gerektiğini aktaran Özden, Suriye meselesinin siyasi malzeme yapılmamasını da tavsiye ediyor.
Yüz binlerce Suriyelinin bulunduğu İstanbul’da sokaklarda kalan mültecilere belediyeden kötü haber geldi. 5 Aralık’tan itibaren spor salonlarını evsizlere açma kararı alan Büyükşehir Belediyesi, buralara Suriyelilerin alınmayacağını açıkladı. Belediye, dondurucu soğukta sokaklarda kalan mültecilere Emniyet Müdürlüğü ve Valiliğe bağlı AFAD’ı adres gösterdi. Ancak AFAD yetkilileri ise İstanbul’daki mültecilerin kış aylarında barınmaları için herhangi bir çalışmaları olmadığını bildirdi. Kurum, mültecilerin Güneydoğu’daki kaplara gitmeleri gerektiğini duyurdu.
CİHAN