Kazı Grubu Başkanı ve
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Nejat Bilgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü ile DPÜ Rektörlüğü arasında imzalanan
protokol doğrultusunda il merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Seyitömer Linyitleri
İşletmesi (SLİ) Müessesesi sahasında kalan höyüğü 2006 yılından bu yana kazdıklarını söyledi.
Her yıl 6'şar aylık dönemlerde yürüttükleri kazının 6'ncı döneminin, bu yıl 6 Haziran'da başlayıp 4 Kasım'da sona erdiğini belirten Prof. Dr. Bilgen, bu sezonda 10
öğretim elemanı, yaklaşık 70 öğrenci ve SLİ Müessesesine bağlı 250 işçinin görev yaptığını anlattı.
Bu yıl özellikle Orta Tunç Çağı katmanında çalıştıkları bilgisini veren Prof. Dr. Bilgen, şöyle devam etti:
''Bu yıl
Kütahya Arkeoloji
Müzesine teslim ettiğimiz 1377 eser,
Kültür ve
Turizm Bakanlığının resmi izniyle sistemli olarak yapılan bir arkeolojik kazıdan bir sezonda bulunan sergilenecek nitelikli eser sayısı bakımından
rekordur. Şu ana kadar elde ettiğimiz toplam eser sayısı ise 17 bin 784 oldu. Bu yılki verimli çalışmamızda önemli etkenler var. 250 işçiyle geniş alanda 5 ay gibi çalışılması, bunun yanında
teknik ekibimin de çok büyük başarısı bu sonucu sağladı. Hocalar, öğrenciler ve mezunlardan oluşan teknik
ekip, eserlerin bir an önce çizilip fotoğraflanması,
restorasyon ve konservasyonunun yapılması için çok özenle ve hızlı çalıştılar. O yüzden inanılmaz bir eser sayısı ortaya çıktı.''
-Orta Tunç Çağı'na ait sur yapısı gün ışığına çıkarıldı-
Prof. Dr. Bilgen, bu yılki kazılarda gün ışığına çıkarılan eserlerden en önemlisinin, Orta Tunç Çağı'na ait sur yapısı olduğunu ifade etti.
3-3,5 metre giriş kapısı ve kuleleri olan,
Anadolu'da bilimsel anlamda çok önemli yere sahip olduğuna inandıkları bu surun dibinde beklenmedik bir şekilde Pers kılıcı bulduklarını dile getiren Prof. Dr. Bilgen, şunları kaydetti:
''Özellikle önceki yıllarda bulduğumuz megaron denilen Erken Tunç Çağı tapınağının içinde alt katmanlara indiğimizde çok önemli kült eşyaları, müthiş, hoş, estetiksel ve seramik tekniği açısından çok önemli rython denilen sunuk kapları, arkaik
heykel bulduk. Bu bölgede olmayan buluntulardandı. Höyüğü, çeşitli katmanları tamamıyla sıyırarak bir Erken Tunç Çağı höyüğü haline getirmeye çalıştık. Neredeyse etekteki Roma yerleşimi, bu sene oldukça açığa çıkardığımız bir katmandı. Gelecek yıllarda Erken Tunç Çağı katmanına devam edeceğiz. Höyüğün ortasındaki koni kısmında 6 metre daha kültür katmanı görünüyor. Gelecek yıllarda burada çalışmalarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz.''
Roma katmanında buldukları sikkelerin yapılış tarihlerini anlamaya çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Bilgen, surun içinde kalan bölümde dönem insanının Mezopotamya ve Orta Anadolu toplumlarıyla ticari ilişkilerini gösteren buluntulara rastladıklarını vurguladı.
Protokolde öngörülen sürenin sonuna gelindiğini hatırlatan Prof. Dr. Bilgen, TKİ Genel Müdürlüğüne sundukları plan ve projenin onaylanması halinde 3 yıl sürecek
yeni dönem kazılarına gelecek yıl mayıs ayında başlamayı hedeflediklerini, böylece 3 yıl sonra büyük
ekonomik getirisi olacak höyüğün altındaki kömürün çıkarılmasına başlanabileceğini sözlerine ekledi.
-Höyüğün altında 12 milyon ton
linyit kömürü var-
SLİ Müessesesi sınırları içinde yer alan höyükteki
kazı çalışmaları, altındaki 12 milyon ton kömürün ekonomiye kazandırılması amacıyla 1989 yılında
Eskişehir Müze Müdürlüğünce başlatıldı.
Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünün 1990-1995 arasında yürüttüğü çalışmalar, 2006'dan itibaren DPÜ
Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünce ele alındı.
TKİ Genel Müdürlüğü ve DPÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol gereğince her yıl 6'şar aylık dönemler halinde yürütülen kazının tamamlanması ve höyüğün kaldırılmasının ardından değeri yaklaşık 500 milyon lira olarak tahmin edilen linyit kömürünün çıkarılmaya başlanması hedefleniyor.