Alınan bilgiye göre,
mükellef odaklı
hizmet anlayışı çerçevesinde,
vergi dairelerinde vatandaşa daha iyi ve daha kaliteli hizmet verilmesi için
Türkiye çapında bir eğitim
kampanyası düzenlenmesi kararlaştırıldı.
Önümüzdeki ay
pilot bölge olarak seçilen Ankara'dan başlatılacak kampanya ile daha kaliteli hizmet verilmesi, mükellefle etkin ve doğru
iletişim kurulması için neler yapılması gerektiği uygulamalı olarak anlatılacak.
İLETİŞİM İPUÇLARI
''Nerede olunursa olunsun 2 hizmet çeşidi akıllarda kalır. Mükemmel hizmet ve kalitesiz hizmet'' denilen kitapta, mükellefin iyi veya kötü hizmet algısının da beklenti ve geçmişte yaşanan deneyimlere göre şekillendiği vurgulandı.
Kitapta, daha sonra Maliyecilere, mükelleflerle iyi iletişim için şu tüyolar verildi:
''-Ellerinizle ne anlatıyorsunuz? İşaret parmağını kaldırıp konuşanlar, 'gizli bir şekilde karşısındakini tehdit ediyor.' Elleri kenetli olanlar ise 'genel bir olumsuzluk ya da hayal kırıklığı yaşadıklarının' mesajını veriyor. Ellerini önde birleştirerek, el pençe divan duranlar, karşısındakine (Ne isterseniz yaparım) demek isterken, ellerin arkada birleşmesi de 'kendine olan özgüveni, meydan
okumayı' anlatıyor.
Parmak uçlarını birbirine yapıştırarak duruş 'konuya hakim olunduğuna' bir elin yüzü kapatması 'endişe içinde bulunulduğuna' dair detay veriyor.
-İnandırıcı olmadığınızı gösteren hareketler: Elin
çeneyi okşaması 'bir kimsenin karar verme sürecinde olduğunu' gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene altındaysa, 'karşısındakine eleştirel, hatta rekabetçi yaklaşım sergiliyor.' Diğer
parmakların ağzı örtmesi de 'Benim söyleyeceklerim var' veya 'Sana inanmıyorum' olarak algılanıyor.
-Kişiler, kendilerini güvende hissetmek için genelde
masa, kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor. Eğer bu yoksa
savunma güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak gösteriyor. Özellikle
yabancı ortamlarda bulunanlar, kollarını kavuşturarak, savunmaya geçiyor. Bu sırada başparmaklarını dışarıda bırakanlar ise 'Savunmadayım ama rekabete hazırım' mesajı veriyor.
YALAN, NASIL ANLAŞILIR?
-Bacak hareketleri ne anlatıyor? Bacak bacak üstüne atmak, savunmanın diğer bir şekli. Daha çok kadınların
tercih ettiği bu oturuş, 'içine kapanıklılık veya savunmaya geçme duygusunun göstergesi' kabul ediliyor. Bacağını dizinden büküp, diğerinin üzerine koyarak oturuş, 'meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti' olurken, ayakları çapraz durumda olan kişilerin 'sakladıkları itirafları veya verebilecekleri tavizler' bulunuyor.
-Yalan söyleyen kişiler, yüzüne dokunup, gözlerini kaçırıyor. Erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken, yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor.
-Yüz ifadeleri: İnsan vücudunun en dikkat çeken bölümü yüzdür. Neşeli ve mutlu ifadeler
ağız ve gözle, kızgın ifadeler kaş ve dudak biçimleriyle, içe dönük ifadeler ise gözlerle ortaya çıkar. Yüz ifadesini sağlayan diğer bir unsur ağız ve çene yapısıdır. Çenenin sıkıca kapalı tutulması iletişimi engeller. Konuşmanın tebessümle yapılması gerekir.''
MALİYECİLER, NASIL DAVRANMALI?
Kitapta daha sonra Maliyecilerin mükelleflere ne şekilde davranmaları gerektiği şu şekilde anlatılıyor:
''-Vergi dairesine gelen mükellefler, asık suratlı
personelle karşılaştığında gerginliği daha da artacaktır. Olağan sıkıntılarınızı mükellefe yansıtmayın.
-Jestler: Kullandığımız sözcüklerle bedensel hareketlerimizin uyumlu olmaması, iletişim kurduğumuz mükelleflerin bizi anlamasını zorlaştırır. Bundan dolayı, mükelleflerle ilişkilerimizde konuşmamızın yanı sıra
jest ve mimiklerimizle de mükellefi aydınlatmalıyız.
-Duruş ve mesafe: İletişim kurulmadan önce karşımızdakinin ilk izlenimlerini sağlayan hususların başında duruş ve pozisyonumuz gelir.
Düşük omuzlar, 'yenilgi, suçluluk, korku, güvensizlik, utangaçlık' izlenimi, geriye doğru kasılmış omuzlar, '
öfke, duygusuzluk, kavgacılık ve despotluk' izlenimi yaratır. Omuzların yukarıya doğru kaydırılması ise 'gerginliğin' göstergesidir.
İletişim esnasında, mesajın doğru algılanmasını etkileyecek duruş ve davranışlardan kaçınalım.
-Göz: İletişim esnasında bizimle mükellef arasında etkili bir göz teması kurulması onu dikkate aldığımızı gösterir. Gözlerini kaçıran personel, bir şey sakladığı izlenimi uyandırarak, mükellefin güvenini kaybeder.
-Baş: Baş hareketleriyle, karşımızdaki mükellefi cesaretlendirici, destekleyici ya da reddedici mesajlar verebiliriz. Örneğin karşımızdaki mükellefi dinlerken başın kaldırılması onu rahatsız eder. Ancak öne doğru sallamak, anlaşıldığı izlenimini verir.
KILIK KIYAFETE DİKKAT
-Görünüş-Giyim: İnsanlar, kılık kıyafetleriyle karşılanır, söyledikleriyle uğurlanır. Mükellefi etkilemek için öncelikle
giyim ve görünüşümüzü pozitif kılmalıyız.
-Ben dili: Karşımızdaki mükellefe (İstediğim belgeleri hala temin etmedin demek) 'Sen dili', (Dosyada bulunması gereken belgeleri göremiyorum. Bu şekilde size yardımcı olamam) demek ise 'Ben dili' mesajıdır.
-Vergi dairesine gelen mükellefe karşı yumuşak bir ses tonu kullanmalı, diksiyonumuz düzgün olmalı.
-İletişim sisteminde etkili konuşma kadar etkili dinleme de temel ögelerden biridir. İyi bir dinleyici, karşısındakinin yalnızca kullandığı kelimeleri değil, beden dilini de iyi
analiz etmelidir.
-Vergi dairesi personelinin söylenenleri dinlemesinin yanı sıra dinlediğini ve takip ettiğini göstermesi, mükellefin konuştuklarının etkinliğini artırır.
Bunun için hem tetikte hem de ilgili ama tehdit edici olmayan bir pozisyonda kalmak, kişi konuştuğu sürece ona bakmak, yargılayıcı ve eleştirici olmamak, dikkati konuşmacının jest ve mimiklerine değil, konuşmalarına vermek, ara sıra gülümsemek, başını sallayarak, 'Evet anlıyorum' gibi ifadelerle kişiyi konuşmaya
teşvik etmek, ancak bunları aşırı yapmamak, karşıdaki konuşurken ne söyleyeceğini düşünmemek, bazı noktalara da aşırı duyarlılık göstermemek gerekir.
TELEFONLA VE ÖZÜRLÜ MÜKELLEFLERLE İLETİŞİM
-İş yaşantımızda yüz yüze iletişimin dışında
telefon aracılığıyla da mükellefi görmeden iletişim kurmaktayız. Telefonla iletişimde, telefon 2 defadan fazla çalmadan ve iyi dilek içeren bir mesajla, kendi ismimizi söyleyerek açılmalı. Kişiye ismiyle hitap edilmesi olumlu izlenim bırakır. Ses tonumuz yumuşak, güvenli ve ikna edici olmalı.
-İletişim güçlüğü olan bir insanla iletişimde
direk mükellefe bakın, yavaş yavaş ve net konuşun. Söylediklerinizi vurgulayan yüz ifadeleri, el kol hareketleri ve beden dili kullanın. Dudak okuma hiçbir zaman güvenilir değildir ve çok yorucudur. 10 kelimeden sadece 3'ü dudak hareketlerinden anlaşılabilir. Gerekirse kağıt,
kalem kullanın.
-
Görme engelli biriyle iletişimde, kendinizi tanıtın. Yer gösterirken, o kişinin elini,
sandalyesinin arkasına
koyun. Başka bir yere gitmek gerektiğinde, (Size yardımcı olmama izin verin) deyin.
-Konuşma güçlüğü çeken mükellefle iletişimde tüm dikkatinizi ona verin, teşvik edici ve sabırlı olun. Onun kelimelerini düzeltmeyin veya tamamlamaya çalışmayın. Konuşurken sessizce bekleyin. Anlamazsanız hiçbir zaman tahmin etmeyin veya anlamış görünmeyin.
-Yürüme engelli mükellefte asla
tekerlekli sandalye hizasına çömelmeyin. Oturarak konuşun.
-Yabancı mükellefler:
Türkçe bilmeyen mükelleflerle iletişimde tercüman varsa, ona değil, daima mükellefe hitaben konuşun.''
AA