Ankara Akün Sahnesi'nde Kenan
Işık tarafından sahneye konulan ''Antigone'' adlı tiyatro oyununu izlemeye gelen
Günay, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''
Tiyatroların özelleştirilmesi konusunda daha önce konuşmayacağınızı söylediniz, konuyla ilgili yeni bir değerlendirmeniz olacak mı?'' sorusu üzerine Günay, şunları söyledi:
''Fikrimi değiştireyim mi yani? Bakanlar Kurulu'nda konuyu konuşmadan önce sizinle konuşayım sonra mı Bakanlar Kurulu'nda konuşayım? Bence doğru olan Bakanlar Kurulu'nda konuşmak. Herkesin şu kaygıdan kurtulmasını dilerim; Türkiye'de sanat yaşamı, kültür yaşamı hiçbir biçimde geriye gitmeyecektir. Hepimiz daha verimli bir biçimde kaynakların kullanımını, devlet tiyatrosunun da özel tiyatroların da halka ulaşmasının yeni yöntemlerini arıyoruz. Bu söylemler yeni değil uzunca bir zamandır söyleniyor. Hepimizin bu tür arayışları var. Hiçbiri sanata, hele tiyatroya, herhangi bir kültür ürününe karşı değildir.''
Günay, ''Biz son yıllarda neredeyse
Cumhuriyet tarihine eşit tiyatro sahnesi açmakla övünen bir siyasal anlayışı temsil ediyoruz. Buradan geriye gitmemiz söz konusu olmaz. Ama nasıl daha çok halklaştıracağız, nasıl daha çok kamunun kaynaklarını halka ulaştıracağız? Bununla ilgili sanırım bir
model arayışı olacak ama izin verin bunları önce kendi içimizde tartışalım'' görüşünü de dile getirdi.
-''Günün haberi 1
Mayıs kutlamalarıdır''-
Günay, ''Yeni yönetmelikle ilgili tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, günün haberinin
1 Mayıs kutlamaları olduğunu kaydetti.
Bakan Günay, şunları söyledi:
''Bizim yeni bir yönetmeliğimiz yok. Biz sadece kaynaklarımızı daha iyi kullanma konusunda son yıllarda çok yüksek bir ivme sergiledik. Bence bugünün haberi sorduklarınız değil, bugünün haberi, uzun bir aradan sonra Taksim'de,
İzmir Gündoğdu meydanında,
Bursa, Ankara Tandoğan meydanında barış ve kardeşlik içinde,
küçük bazı olaylar dışında 1 Mayıs'ın kutlanmış olmasıdır. Türkiye'nin bütün siyasi kesimlerinin 1 Mayıs'a büyük bir coşkuyla katılmasıdır. 1 Mayıs bayram ilan edildi. İlk defa Taksim'e her türlü sömürüye karşı olan inançlı bir grubun, basının verdiği niteleme ile 'Devrimci
Müslümanlar' ya da 'Anti kapitalist Müslümanlar', ne derseniz deyin ama her tür sömürüye karşı yepyeni, inançlı bir hareketin ortaya çıkması ve katılmasıdır. Bu konudaki gözlemlerimi, yanılmıyorsam 20
Ağustos 2006'da bir gazetenin Pazar ekine yazmıştım, 'Devrimci İslam'ın uyanışı' diye. Aradan 6 yıla yakın bir zaman geçti ve hareketin böylece su yüzüne çıkması, sesini yükseltmesi her türlü sömürüye, fırsatçılığa, Türkiye'de Müslüman hareket içinden bir ses yükseltilerek sahip çıkılması, bence bugünün dünya için en müjdeli haberidir. Ötekilerin hepsini aşarız merak etmeyin.''
AA