Bu
mübarek ruh; “Evet, varlık, insan ve ötelerin daha mükemmel duyulup hissedildiği bu mübarek günler, dimağlarımızda en kudretli düşünceleri tutuşturur, ruhlarımızda en zevkli şiirleri besler, gönüllerimize en sırlı vâridât kapılarını aralar ve bize en mahrem hislerimizi ifade etme imkânını hazırlar.” sözleriyle ete kemiğe bürünüyor.
Yağmur’un bu ayki sayısında makalelerin yoğunluğu göze çarpıyor. Makalelerin bir kısmı geçen yıl gerçekleşen İslâmî Türk
Edebiyatı Sempozyumu’nda sunulan tebliğlerden. Ali Çavuşoğlu’nun İslâmî Türk Edebiyat Metinlerinin Düşünce Boyutu, Mehmet Gümüşkılıç’ın Anadolu’da Gelişen İslâmî Türk Edebiyatı Kaynakları, Ali Öztürk’ün İslâm Şairi Mehmet Âkif, Mustafa Tatçı’nın Yunus Emre’nin Türk Edebiyatına Tesirleri başlıklı yazılar bu sempozyuma ait makalelerden. Dergide Nihat Dağlı’nın
Fransız yönetmen Michael Haneke’nin elinden çıkma 1989 yapımı Yedinci Kıta adlı film hakkındaki denemesine rastlıyoruz. Dağlı bu denemede; “Ne çok kırıp döktüler, kesip biçtiler, indirip aşağıladılar. Ne çok dağıttılar, ölmek için ne çok çaba harcadılar. Çok şey toplamışlar! Elbise, fotoğraf,
mobilya, para,
telefon, bir yığın yemek, şişeler, şişkin faturalar… Hayatlarına kattıkları her bir şey hayatlarına biraz anlam katsın diye… Ama o kadar şey ellerinden tutamamış, onları hayata ilikleyememiştir. ‘İç’leri kurumuş, birer kabuk olmuşlar sonunda.” sözleriyle Haneke’nin
modern hayata yönelttiği eleştiriyi farklı bir açıdan
okuma imkânı sunuyor okurlara.
Derginin ilerleyen sayfalarında Ali Şanverdi’nin kaleminden
Hacı Kemal Erimez’in bir ânının anlatıldığı Kim Bu adlı hikâyeye rastlıyoruz. Şanverdi’yi Mavi Tuvalde Turkuvaz
Kelebek Masalı adlı
İstanbul kokulu hikâyesiyle Bülent Gündoğan takip ediyor. Şemsettin Yapar’ın Sayar mı Hiç adlı hikâyesi de kısa ama çarpıcı bir infak meselesini anlatıyor.
İbrahim Türkhan,
Yaşar Beçene, Mehmet
Şahin Keskin, Hasan
Çağlayan, Ahmet Doğru ve
Ziya Paşa Akyürek Yağmur’un Temmuz-
Ağustos ayı şairleri.