Gediz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Petek, ilginç bir yasağa dikkat çekti. Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı da olan Petek, masa futbolu olarak da bilinen "langırt" oyunu makineleriyle ilgili, 1968 yılından bu yana hapis cezası gerektiren bir suç maddesi bulunduğunu ifade etti. Kendisinin de tesadüfen öğrendiği bu yasağın, 47 yıl önce hukuki bir hata sonucunda getirildiğini, günümüze kadar da geldiğini açıkladı.
Prof. Dr. Petek, şu bilgileri verdi: "13 Aralık 1968 tarihli, 1072 sayılı kanuna göre umuma mahsus veya umuma açık yerlerde rulet, tilt, langırt ve benzeri oyun makinelerini bulundurmak, çalıştırmak, bunları yurda sokmak ya da imal etmek yasak. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve para cezası var. Daha önce tecili mümkün olmayan bu cezalara, 2008'de yapılan değişiklikle erteleme hakkı tanınmış. Sadece ülkemizde olan bu yasak, aslında bir karışıklıktan kaynaklanıyor. O dönem tek kollu kumar makinelerine verilen ortak isim 'langırt' olduğu için masa futbolu da yasaklanmış. Uluslararası alanda federasyonları bulunan bu spor kanunla yasaklanmasına rağmen turnuvalar düzenleniyor, tanınmış kişiler dahil hemen herkes, suç aleti olduğundan habersiz bir şekilde bu makinelerde langırt oynamaya devam ediyor. Yürürlükte olduğundan, cezai işlem de zaman zaman uygulanıyor."
Hasan Petek, bu yasağın hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu için kaldırılması gerektiğini söyledi: "Langırt ile hemen hemen aynı özellikleri taşıyan bilardo, masa tenisi, tetris, airhockey, boks makinesi, tokmak, basketbol masası gibi oyunlar serbestken langırt oynatmak suç niteliğinde. Bir ceza düzenlemesi, yürürlüğe girdiği dönem açısından anayasal bir sorun oluşturmasa bile zamanla gerek hukuk devleti, gerekse sınırladığı temel hak ve özgürlükler bakımından ölçüsüz bir düzenleme niteliği kazanabilir. Bu yasak, bunun tipik örneklerinden biri. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması açısından anayasal sorun içeriyor. Ayrıca kanundaki suç tanımında yer alan alanlarda, özel girişim özgürlüğünün sınırlanmış olduğu da kuşkusuz. Avrupa ülkelerinde benzer katılıkta ve ağırlıkta örneği olmayan bu yasağın, bugünkü koşullar altında Türkiye için farklı bir biçimde değerlendirilmesini haklı kılacak inandırıcı neden mevcut değil. Uygulanmasını gerektiren gerekçe bulunmayan böyle anlamsız yasakların sürdürülmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı. Bu yüzden yürürlükten kaldırılmalı." CİHAN