14 Aralık’ta medyayı susturmaya yönelik gerçekleştirilen operasyonda mağdurlara destek için Kur’an okuyan vatandaşlara dava açılmasına toplumun her kesiminden sert tepki geldi.
Muhalefet partileri, diktatörlük uyarısı yaparken hukukçular, açılan soruşturmanın İç Güvenlik Paketi’nin yansıması olduğunu vurguladı. Gösterinin demokratik bir hak olduğunu dile getiren STK’lar ise, yaşananları insan hakları ihlali olarak değerlendirdi.
GÜLÜNÇ BİR DURUM
Ceza Avukatı Melik Bayat: Şiddet içermeyen gösteri ve eylemler anayasal haktır. Bırakın dava açmayı, gösteri yapan vatandaşlara karşıt görüşlü gruplardan gelebilecek tehlikelere karşı devlet güvenlik sağlamak zorundadır. O eylemler barışçıldı. Güvenlik birimlerine ve çevreye karşı molotof ve benzeri şiddet araçlarıyla zarar vermeyen ve temel haklarını kullanan insanlara yargı sürecinin başlatılması gülünç bir durumdur. Açılan soruşturma güvenlik paketinin yansımasıdır. Şiddet yerine dua eden ve Kur’an okuyan bir insana neden dava açılır ki?
BU DAVA İNSAN HAKKI İHLALİ
MAZLUMDER Mersin Şube Başkanı Erdal Alkan: Protesto demokratik bir haktır. İnsanlar yapılanı eleştirebilir. Kur’an-ı Kerim okuyarak tepki göstermek gayet doğaldır. Bu nedenle gözaltına alınıp dava açılması insan haklarının ihlalidir. Kimse Türkiye’de yargılanamaz değil. Eğer suç işlediyse, taşkınlık çıkardıysa bunun cezası mutlaka olmalı. Ama Kur’an okudu diye kimseye ceza kesilemez.
SAVUNULACAK YANI YOK
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Genel Başkanı Rıdvan Kaya: Yaşanan olay ne olursa olsun bir kişinin toplantı ya da gösteri hakkını kullandığı için bu tür şekilde ceza verilmesi çok yanlış. Gösteri bir haktır. Yapılan şey de insan haklarının ihlalidir. Gösteri hakkının engellemesine karışıyız. En büyük engelleme Çağlayan Adliyesi’nde polis gözaltılarında yaşandı.
İnsanlar suçlu ya da suçsuz o yargının işi. Bizi insanların sesini duyurma işlemi ilgilendirir. Kişilerin protesto hakkına karşı tedbir amaçlı yapılan bu engellemeler kabul edilemez.
Eğer bu uygulama adliye önünde Kur’an-ı Kerim okuduğu için yapılıyorsa bu felakettir. Eleştiri ve muhalefet olma hakkını kullanıyor. Bu durumun kanunla savunulacak bir yanı yok.
KUR’AN’A TAHAMMÜL EDEMEDİLER
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: Yaşananlar kaygı verici. Haklarında yargı süreci başlatılan vatandaşlar insani sorumluluklarını yerine getirdi. Yurttaşlarımız hiç kimsenin özgürlüğüne müdahale etmemiştir. Kamu görevlisinin görevini yapmalarına engel teşkil etmemiştir. Vatandaşlar temel haklarını kullandı. Kendi inançları doğrultusunda Kur’an okuyarak medeni bir şekilde düşüncelerini dile getiriyorlar.
Bu demokrasinin özünde olan bir hadisedir. Ancak bir grup emniyet mensubuna karşı intikam besledikleri için onların yakınlarını kadın çocuk ayrımı yapmadan Kur’an okumalarına bile tahammül edemeden baskı uygulamışlardır.
AVRUPA’YI KANA BULAYAN HİTLER GİBİ
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal: Bu durum dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmeyen insan haklarına aykırı bir diktatörlük davranışıdır. Hitler de seçimle iktidara gelmiştir. Ancak Hitler demokrasinin kurallarından faydalanarak Almanya ve Avrupa’yı kana bulamış ise AKP de demokrasi kurallarından yararlanarak muhalif herkesi yok etme yönünde ilerliyor. Gösteri ve yürüyüş hakkı AKP tarafından gasp ediliyor.
İLAHİ ADALETE SIĞINDILAR
İç Güvenlik Paketi asayişi sağlamak için değil AKP’ye karşı oluşan toplumsal hareketi engellemek içindir. Elinde molotof ve sapan olmayan insanlar, Kur’an okuyarak ilahi adalete sığınmışlardır.
TEK AMAÇLARI KORKUTMAK
17 Aralık’tan sonra terfi bekleyenlerin tutuklanması toplumsal vicdanı rahatsız etmiştir. Barışçıl bir gösteriye karşı ise yargı silah olarak kullanılmıştır. Yaşananlar AKP aleyhine oluşabilecek gösteriye katılanları korkutmak amacıyla gerçekleştirilmiştir.
BUGÜN GAZETESİ