Küresel gerilim artıyor

Samanyoluhaber.com yazarı Arif Asalıoğlu, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşın bir etkisi ile değişen dengelerin uluslararası ilişkilere yansımasını analiz etti

SHABER3.COM

ARİF ASALIOĞLU

Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşın bir etkisi olarak küresel bazda güvenlik ve ekonomi dengeleri sarsıldı. Her ne kadar savaş lokal alanda devam ediyor gözükse bile, ekonomi, enerji ve güvenlik etkilerinden dolayı küresel sarsıntıları aydan aya artıyor. Üst seviyeden açıklamaların tonu ise sertleşiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ABD ve Batılı ülkeler arasındaki ilişkilerin artık eskisi gibi olmayacağını söylerken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’de aynı şekilde NATO ve Batı'nın Rusya ile ilişkilerinin eskisi gibi olamayacağını tekrar ediyor. Yani iki taraflı kopma söz konusu.

Washington yönetimi Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaş sonrası Moskova’yı çok yönlü kıskaca almaya çalışırken, Pekin’i de dizginleme politikasını devam ettirdi. Bu durum haliyle Rusya ile Çin yakınlığını artırdı. ABD, kolektif hareket adına NATO ve Ramstein toplantıları ile Batı kampını kısmen değil, tümüyle seferber etmeye çalışarak güç birliğine yöneldi. Bu arada Kuzey Atlantik İttifakı Finlandiya ve İsveç üyelikleriyle territory genişletti. Bu gelişme bir açıdan, Rusya'nın kuzey sınırlarının daha fazla silahlanması manasına geldiği gibi askeri rekabet alanı ve çatışma riski de artmış oldu. 


Yeni çatışma riski olan alanlar ekleniyor

Rusya 24 Şubat 2022’de başlattığı askeri harekete meşru zemin arayışı yaparken, “nüfuz alanımız ve ekonomik imkanımız kum gibi parmaklarımızın arasından kayıp gidiyor. Batı’nın kontrolü altına giriyor. Tarihsel değerlerimiz Ukrayna’nın kaybıyla telafi edilemez çıkmaza dönüşüyor. Uçak sanayimizin bir kısmı, bazı füze sistemleri, ayrıca kömür gibi hammadde ve yakıt tedariki için gerekli enerjilerin yanı sıra transit alanında bulunuyordu... Ve Rusya’dan uzaklaşan bir bölgeydi...’’ izahına geldiğimiz gün itibariyle Finlandiya, Moldova ve hatta Polonya gibi yeni çatışma riski olan alanlar eklenmiş oluyor.  

Yazının başlığını ‘Küresel gerilim artıyor’ koyarken elbette ki bu gerilimin artmasını isteyenlerden değilim. Ancak Rusya Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in bile gelişmeleri “Rusya'yı yok etme arzusu” şeklinde okuması ve “daha ileri gitmeleri durumunda herkes için ‘dünyanın sonu’ olacağı” vurgusu yapmasını bir soğuk savaş çıkmazı olarak görüyorum. 

Patrik Kirill, “Rusya Federasyonu'nun güçlü silahlara ve düşmanlara asla teslim olmayan güçlü insanlara sahip olduğunu hatırlatarak; ‘aklını yitirmişler buna rağmen Rusya'ya boyun eğdirmeye ve ona değer bile denemeyecek değerleri empoze etmeye çalışıyorlar. Bu delileri aydınlatması ve Rusya'yı yok etme arzusunun dünyanın sonu anlamına geleceğini anlamalarına yardım etmesi için Rab'be dua ediyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Yine bu açıdan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, pazartesi günü, başkanlığını yürüttüğü BM Güvenlik Konseyi toplantısı açılış konuşmasına da vurgu yapmak gerekiyor. Lavrov, bazı üye ülkelerin BM şartları yerine "kurallara dayalı bir düzeni" inşa etme çabaları nedeniyle BM'nin derin bir krize girdiğini, bu ülkelerin çok taraflılığı göz ardı ederek yasa dışı tek taraflı adımlar attığını” söyledi. ABD ve emrindekilerin kuralları yasa dışı girişimlerini haklı göstermek için kullandıklarını belirterek, bunu uluslararası hukuka uyan ülkelere yaptıklarını söyleyen Lavrov, "Hiç kimse Batı'ya, bizlerin adına konuşma hakkı vermedi. Batı'nın çok taraflı sistemi kendi çıkarları için şekillendirmeye çalıştığını” söyledi. Lavrov, BM Güvenlik Konseyi’nin temsil gücünün artırılması için Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin dahil edilmesi gerektiğini, böylelikle "çok taraflılık prensiplerini baltalayan Batı'nın aşırı temsil gücünün" de azaltılacağını belirtti.

Bu açıklamalara haliyle Washington hemen cevap verdi: ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield Rusya’yı kastederek BM Şartı'na saygı duymayan bir ülkenin toplantıya başkanlık yaptığını söyledi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin meşru müdafaayla hiçbir ilgisi olmadığını belirten Greenfield, "Bu sadece Ukrayna ya da Avrupa'yı ilgilendirmiyor. Yarın başka küçük bir ülke, büyük komşusu tarafından işgal edilebilir. Biz buna sessiz kalmayacağız” dedi. Linda Thomas-Greenfield, Rusya'nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nın uygulanmasını da engelleyerek küresel gıda fiyatlarını silaha çevirdiğini iddia etti.


Karşılıklı vizeler askıya alındı

Bu arada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, başkanlığını yapacağı BM Güvenlik Konseyi toplantısına gitmeden önce, heyetine almak istediği gazetecilere ABD vize vermedi. Lavrov, Rus gazetecilere ABD’nin vize vermemiş olmasını unutmayacaklarını ve affetmeyeceklerini söyledi. Lavrov, “Amerikan meslektaşlarımızın böyle şeyler yapmalarıyla ünlü olduklarını biliyorum, fakat çirkin davranışları konusunda gözler bu kadar üstlerindeyken bu sefer farklı davranacaklarını düşünmüştüm. Kendini ‘en güçlü, en akıllı, en özgürlükçü, en adil’ olarak tanımlayan bu ülke, korkup aptalca bir şey yaptı ve ifade özgürlüğünü korumak ve bilgiye ulaşım hakkı gibi önem verdiğini söylediği değerlere esasında nasıl baktığını göstermiş oldu.” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı uluslararası örgütler dairesi başkanı Pyotr İlyiçev, BM karargahını Cenevre veya Viyana'ya taşıma teklifini bile yaptı. Aslında taraflar uzun süredir karşılıklı vize işlemlerini sınırlamışlardı. Şimdi ise hepten askıya aldılar.
NATO’nun stratejik konsepti
Konuyla alakalı  NATO'nun Madrid'deki, Rusya'yı 'en ciddi ve doğrudan tehdit' olarak hedef aldığı yeni Stratejik Konsepti’ni hatırlatmak isterim. Rusya, 2010’daki stratejik konseptte 'dış ortak' iken artık doğrudan tehdit olarak tanımlandı: Rusya Federasyonu, müttefiklerin güvenliğine, Avrupa-Atlantik bölgesindeki istikrar ve barışa en ciddi ve doğrudan tehdittir; Moskova, daha geniş transatlantik topluluğa karşı saldırgan eylem modeli gösteriyor… 
Temmuz 2022'de ilan edilen yeni NATO-2030 konsepti, Rus uzmanlar tarafından, ittifakın Avrupa'dan küresel bir bloğa dönüşmekte olduğuna dikkat çekilerek, Japonya ve Avustralya’nın QUAD ülkeleri olarak NATO’da yer alacağını böylece Rusya’nın tam kapsama ile çembere alınacağına vurgu yaptılar. Sonuç olarak Rusya ile Ukrayna arasındaki bu savaş, dalga dalga küresel gerilimi artırıyor. 
<< Önceki Haber Küresel gerilim artıyor Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER