Kürt siyasetçi Kemal Burkay, küçük hesaplar nedeniyle çözüm sürecinin kesintiye uğratıldığını söyledi. Burkay, "Sürecin daha başında hükümetin çözüme yönelik doğru dürüstü bir projesinin olmadığını söyledim. Hatta Kürt tarafının görüşmelerde yer alan kesimin de böylesine Kürt sorunun çözümüne projesi olmadığını söyledim. İyimser olmamak yine silahların yeniden patlaması, kent ve kasabalarımızın yeniden bir yangın yerine dönmesi, halkımızın göçe zorlanması o kadar can kayıplarına neden oldu. Küçük hesaplar o diyalog sürecini kopardı kesintiye uğrattı. Ve yeniden çatışma dönemine girdik." dedi.
Kürt siyasetçi ve yazar bir dönem genel başkanlığını yaptığı Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Diyarbakır İl Başkanlığı 7. Olağan Kongresi'ne katıldı. Divan başkanlığını Kürt siyasetçi Latif Epözdemir'in yaptığı programda Burkay önemli açıklamalarda bulundu.
"ÇÖZÜM SÜRECİNDEN O KADAR İYİMSER DEĞİLDİM"
Bir süre çözüm süreci yaşadıklarını hatırlatan Burkay, "Kitlelerde Kürt sorunu çözülebilir umutları oluştu. Hem Kürtler hem de Türkler arasında. Ben o kadar iyimser değildim. Bunu baştan beri uzun uzun söyledim. Sürecin daha başında hükümetin çözüme yönelik doğru dürüst bir projesinin olmadığını söyledim. Hatta Kürt tarafının görüşmelerde yer alan kesimin de böylesine Kürt sorunun çözümüne projesi olmadığını söyledim. İyimser olmamak yine silahların yeniden patlaması, kent ve kasabalarımızın yeniden bir yangın yerine dönmesi, halkımızın göçe zorlanması o kadar can kayıplarına neden oldu. Diyaloğu sürdürebilirdik. Bu daha da genişletilebilirdi. Kürt kesiminde daha geniş kesimlerle birlikte çözüm aranabilirdi. Ama ne yazık ki öyle olmadı biliyorsunuz. Küçük hesap o diyalog sürecini kopardı kesintiye uğrattı. Ve yeniden çatışma dönemine girdik." ifadelerini kullandı.
"İKİ TARAF DA KÜÇÜK HESAPLARI BİR KENARA BIRAKIP GERÇEKÇİ OLMALI"
Toplumda herkesin buradan nasıl çıkılacağını sorduğunu anlatan Burkay, "Kitlelerin bu durumdan memnun olmadığı açık. Yani bu çatışmaların kimseye bir şey kazandırmadığı, Kürt halkına da çok büyük acılara ve zararlara mal olduğu son derece açık. Öyle olunca haklı olarak hepimiz soruyoruz ne olacak bunun sonu? Kanımca bunun sonu küçük hesapları her iki taraf bakımından da bir yana bırakmak ve gerçekçi olmayı gerektiriyor. Ortada bir Kürt ulusal sorunu var. Bu halkın özgürlüğüne kavuşması için ne yapılması gerekiyorsa onun yapılması lazım. Yani sorunları çözmek hem bu şiddeti sona erdirmek hem de sorunları çözmek en başta de Kürt sorununu. Bu olmadığı sürece inişli çıkışlı böyle devam eder gider ve çok büyük acılar neden olur. Yapılması gereken şey kavga dövüş değil. Bunun sonuç vermediğini hep birlikte gördük ve yaşadık." şeklinde konuştu.
"SİLAHLAR SUSSUN HATTA PKK SİLAHLARI TÜMDEN BIRAKSIN"
Burkay'ın açıklamaları şöyle: "Bu kavganın son bulması ve barışa ulaşmak sorun çözmeye bağlı. Kürt halkının meşru haklarının tanımaya bağlı. Bu yapılmadığı sürece ne yapılsa boştur. Ne yapılsa bir oyalama olacaktır. Kendi kendini kandırma olacaktır. Bu nedenle şunu birkez daha söylüyorum. Silahlar sussun, hatta PKK silahları tümden bıraksın. 84'ten bu yana geçen dönem silahlı mücadele dönemi denen dönem ne getirdi, ne götürdü bir yana tartışmasını şimdi yapmayalım. Ama sorunu çözmediği görüldü.
MÜCADELEMİZİ SİYASİ KANALLARLA YÜRÜTELİM
Bu aşamadan sonra mücadelemizi barışçı yöntemlerle siyasi kanallarla yürütelim. Bunun olanakları var. Hatta bunun olanakları HDP için daha fazla vardı. Parlamentoda 80 milletvekili, yüzlerce belediye Diyarbakır büyük kentler dahil olmak üzere. Şimdi böylesine olanaklar bizim elimizde olsaydı, bunun yarısı bizim elimizde olsaydı o zaman nasıl bir mücadele verildiğini dosta ve düşmana gösterirdik. Nevruz'da yüzbinleri Diyarbakır'da, Van'da, İstanbul'da çekebiliyoruz. Yani Kürt halkının hakkını dile getirmek için milyonları toplayabilirdik. Parlamentoda diyebilirdik, biz eşitlik istiyoruz. Nedir özyönetim denen şey, net değil tam olarak. Federatif temelli. Kürt halkının yerel parlamentosu. Yerel hükümet. Kürtçenin resmi dil olması, eğitim dili olması ilkokuldan üniversiteye kadar. Federal çözümün biçimleri. Özetle bu. Öyle olunca bunu parlamento da ister. Bunu barış gösterileriyle gösterirdik. Bunu yaptığımız zaman bizzat Türk halkı içerisinde bize önemli bir destek oluşurdu. Barış içinde bir arada yaşayabiliriz. Bunu onlara anlatmak gerek. Bunu onları öldürerek anlatamayız. Değişen koşulları hesaba katmamız lazım. Bugün siyasi mücadele olanakları var." CİHAN