AKP’li Burhan Kuzu, Twitter’da “II. Abdülhamid Han tahttan uzaklaştırılınca, bir gazeteci Mithat Paşa’ya sormuş: Paşam istediğiniz oldu, şimdi ülke için projeniz nedir? Paşa ‘Biz sadece Abdülhamid’i yıkmaya odaklandık, sonrası ne olur düşünmedik’ demiş. Ne oldu? İmparatorluk çöktü. Tek hedef Erdoğan. Sonra?” diye yazmıştı.
“İNANDIRILDIKLARI YALANLARLA FARKINDA BİLE OLMADIKLARI DENSİZLİKLE”
Habertürk yazarı Fatih Altaylı ise dünkü yazısında, AKP’li Kuzu’nun tepki çeken bu mesajını ele alarak “Sorun Kuzu değil, sorun cehalet” başlıklı yazısında şunları yazmıştı:
“Profesör Doktor Burhan Kuzu, bir kez daha akıl dışı konuşmanın doruklarına ulaşmış. Sultan 2. Abdülhamit’in astırdığı Mithat Paşa’yı, kellesinin gitmesinden 25 yıl kadar sonra 2. Abdülhamit’n hallinden sorumlu olanlara dahil etmiş ve daha da beter 25 yıl önce ölmüş bir adamla yapılmış röportajı da aktarmış. Ölüyü konuşturmuş anlayacağınız. Burada önemli olan Burhan Kuzu’nun adının başındaki onca unvana rağmen sergilediği densizlik değil. Önemli olan Türkiye’de Sultan Abdülhamit ile ilgili olarak yaratılmak istenen havanın nasıl bir yalanlar silsilesi üzerine bina edildiği. Sultan Abdülhamit üzerine inşa edilen bir yalanlar silsilesi ile bir hatta birkaç neslin beyni yıkanmış belli ki!”
“Ben Burhan Kuzu’ya kızmıyorum” diyen Altaylı eleştirilerini şöyle sürdürmüştü:
“Benim kızdığım bu denli cehaleti profesör yapabilen sisteme. Kimbilir daha ne Kuzular var. Bunlar okullarda çocuklarımızı eğitiyor. İnandırıldıkları yalanlarla, farkında bile olmadıkları densizlikle.”
“PROFESÖRLÜK UNVANINI BAKKALDAN ALMADIM”
Fatih Altaylı’nın bu yazısının ardından Burhan Kuzu’dan ağır bir yanıt geldi. Altaylı, AKP’li Kuzu’dan gelen yanıta bugünkü yazısında yer verdi.
“Prof. Kuzu bu konuda sanki kimse bir şey söylememiş de, sadece ben söylemişim gibi hiddetini üzerime salmış. Yolladığı mesajları, gazetecilik anlayışım doğrultusunda aynen sizinle paylaşıyorum” diyerek Kuzu’nun yanıtına şöyle yer verdi:
“İşte Profesör Burhan Kuzu’nun yazıma olan tepkisi ya da yanıtı:
Fatih Altaylı; benim şahsımdan ne istiyorsun? AK Parti’ye olan nefretini bana saldırarak mı çıkarmaya çalışıyorsun? Sen kimsin de benim akademik kariyerimi sorgulama cüretini gösteriyorsun?
2 tane program yaptın diye kendini bilim adamı mı zannettin?
Mahkemede hesaplaşacağız.
Fatih Altaylı,
Profesörlük unvanını bakkaldan almadım. Sorbon’da eğitim görmüş bir bilim adamıyım. Mithat Paşa’nın kim olduğunu ve nasıl öldürüldüğünü bilmediğimi düşünecek kadar vahşi bir ruh haline sahipsin. Bir alıntı olduğu için dikkatten kaçmış. Sözün özünü neden tartışmıyorsun? Şahsi kin, garaz ve husûmetiniz var bana.
Sebebini bilemiyorum. Sizin derdiniz görüşümün yanlışlığı ya da doğruluğu değil, fırsat elime geçmişken nasıl şu adama hakaret edebilirim modundasın.
Edep sınırının çok çok dışına çıkıyorsunuz. Oysa ben eleştiriye çok açık bir insanım. Ben de senin gazeteciliğine diye başlasam normal karşılar mısın?
Akşam futbol programında bile kaleci ile beni mukayese ediyorsunuz. Bu nasıl bir ruh halidir?”
“SAKIN BUNU OKUDUĞUNUZ SORBONNE’DA FALAN TEKRARLAMAYIN”
Fatih Altaylı, Kuzu’dan gelen yanıta karşılık mesajlarını ise şöyle kaleme aldı:
“Profesör Kuzu’nun dava açacağı yolundaki cümlesine ‘Nasıl uygun görürseniz’ diye yanıt verdim.
‘Sorbon’da eğitim gördüm’ cümlesine ‘Sorbon değil, Sorbonne yazılır’ demedim ama ‘Hukukçuluğunuzla ilgili eleştiri yapmadım ki’ dedim. ‘AK Parti’ye olan nefretin’ cümlesine ise ‘Ben kimseden nefret etmem. Böyle bir duygum yoktur’ demekle yetindim. Yazdıklarını aynen aktaracağımı da söyledim. O da ‘Teşekkür ederim’ dedi.
Şimdi gelelim Burhan Kuzu’nun içerikle ilgili ‘Niye yazmıyorsun’ cümlesine. Diyor ki, ‘O bir alıntı idi’. Yanlış olduğunu bile bile o alıntıyı yapıyor ise bu doğru mu peki!
Daha da kötü bir durum değil mi! İçerik meselesi ile ilgili. Prof. Kuzu diyor ki, ‘Abdülhamit devrilmese idi 1. Dünya Savaşı çıkmazdı’.
Sayın Kuzu Allah aşkına sakın bunu okuduğunuz Sorbonne’da falan tekrarlamayın. Gülerler.
1. Dünya Savaşı’nın çıkmasının Sultan Abdülhamit’in tahtta olup olmamasıyla ne alakası var? Yapmayın Burhan Bey. Hukuk falan konuşun. Anayasa’dan bahsedin. Ama bu konular öyle bildiğiniz gibi değil.”